Görüyoruz перевод на французский
1,732 параллельный перевод
Büyük ihtimal, bir kaç ameliyatla ellerinin durumunu düzeltebilecek gibi görüyoruz.
Par chance, il semblerait que nous puissions reconstruire ses mains.
Devriye havalandı. Radarda görüyoruz.
J'ai la patrouille sur Dradis.
Burda çok fazla düğün görüyoruz.
Vous savez, on voit beaucoup de mariages ici.
Ancak çok fazla çocuk eşyası var. Uzun bir yolculuk olduğunu görüyoruz. DVD ler, hamburger paketleri ve meyve suyu kutularından anlaşılıyor.
Mais il y a des tas de choses qu'on trouve pour les longs voyages, comme des DVD pour enfant, des emballages de fast food, des briques de jus de fruit...
Valkyrie'den Hayalet Yıldıza. Radarda sizi ateşkes hattının ilerisinde görüyoruz.
Chasseur furtif, vous venez de passer la Ligne.
"Charlie İki, Paynton ve korumalarını görüyoruz."
Je vois Paynton et ses gorilles. - Quand?
"Annen eve gelmeyecek." "Rüya mı görüyoruz, baba?"
Maman ne rentrera pas. On rêve, papa?
"Rüya mı görüyoruz, baba?"
On rêve, papa?
Buna benzer bir başka tekinsiz baştan çıkarışı da "Protocol" filminde görüyoruz.
Dans "Protocole", le même type de ruse de séduction se répète.
Arapları düşündüğümüz zaman ne görüyoruz? Aklımıza nasıl görüntüler geliyor? Gerçek insanlar mı görüyoruz?
Qu'est que les Arabes évoquent pour nous, quelles images nous viennent en tête, voyons nous des êtres humains?
Kültürel ve coğrafik farklara rağmen bizlerle hemen hemen aynı şeyleri yapan insanlar mı görüyoruz?
Des gens qui, malgré de réelles différences culturelles et géographiques, sont comme nous.
Siyahî komedyenler, Yahudi komedyenler... Ş imdi de Arap komedyenler görüyoruz ki bu, gerginliği azaltmanın yollarından biri.
Nous avons vu des humoristes noirs, des humoristes juifs et maintenant des humoristes arabes qui contribuent à désamorcer les tensions.
Mesela "Kusursuz Cinayet" filminde Arap Amerikalı dedektifin kadın kahramanımıza arkadaşça davrandığını görüyoruz.
Dans le film "Meurtre Parfait" un détective arabo-américain est amical avec l'héroïne.
Çıkmaya başlamamızdan öncekine göre birbirimizi daha az görüyoruz!
On se voyait plus souvent avant de sortir ensemble!
Ve şey o evlerden birine girip insanların nasıl yaşadıklarını görüyoruz ve gerçekten trajik.
Certains endroits, quand on voit comment ils vivent... tu sais, c'est tragique.
Rus askerlere baktığımızda onları küçücük görüyoruz.
Quand on regarde les soldats russes... Ils font tout petits.
Erkek gibi koksalar da çocuk gibi görüyoruz.
Même s'ils sentent l'homme... Ils ont l'air de gosses.
-... görüyoruz?
- 10 ans? - "On"?
B.'nin dudaklarında gülümseme mi görüyoruz?
C'est un sourire sur le visage de B.?
Bu 23-david, Şu an hedefi görüyoruz. Klübe giriyor.
Ici 23-david, nous voyons le sujet.
Ofiste hergün birbirimizi görüyoruz.
On se voit chaque jour au bureau.
Bugünkü anlayışımızın büyük bir kısmı gazetede, televiyonda ve radyoda gördüklerimizden ibaret ve biz aşırı uçları görüyoruz, siyah beyaz düşüncelerimiz şartlandırılmış.
Beaucoup de nos recherches sont basées sur ce qu'on entend à la télévision ou à la radio en ce moment. Et on voit vrament les extrêmes du côté noir et du côté blanc.
Artık kendi işimizi kendimiz görüyoruz. Meselâ ayakkabımızı bağlayıp Noel ağacı almak gibi.
Maintenant, on fait des trucs seuls, nos noeuds de cravate ou nos lacets, et choisir un sapin.
İğnenin corpus callosum bölgesindeki yerine bakacak olursak beynin iki lopunu gerçekten de birbirine bağladığını görüyoruz.
Si vous regardez la manière dont l'aiguille enjambe son corps calleux, elle connectait littéralement les deux hémisphères de son cerveau.
Bu buzdağını Güney Kutbuna ulaşabilmek için aşmaları gereken durağan bir canavar olarak gören Scott ve Shackleton'dan farklı olarak, şimdi bilim adamları olarak bizler değişime uğrayan bu buzulları, aynı şekilde çalıştığım bu buzdağlarını, devingen canlı bir varlık olarak görüyoruz.
Eux, ils percevaient la glace comme un monstre immobile qu'ils devaient surmonter pour atteindre le pôle Sud. Nous, les scientifiques modernes, savons que c'est une entité vivante dynamique, source de changement, comme les icebergs que j'étudie.
Şimdi onu devingen bir canlı olarak görüyoruz.
Nous le voyons maintenant comme un etre vivant dynamique.
Kısa bir süre sonra 70 km. uzaklıktaki dağlara doğru gittiğini görüyoruz.
Peu de temps apres, nous l'apercevons qui se dirige tout droit vers les montagnes, situées a quelque 70 kilometres de la.
Ama çok geçmeden onları tekrar iş başında görüyoruz.
Mais bien vite, ils se remettent au travail.
Birden bire, küçük bir bebege dogru yaklasan, asagilik yilanlari görüyoruz.
On fait ça chaque année. Tout d'un coup, on voit ces enfoirés de serpents ramper vers un petit bébé, qu'on ne connaissait pas.
Öyle, her gün birbirimizi görüyoruz.
On se voit tous les jours.
Gary'yi ve çocuğu görüyoruz ama kızı göremiyorum.
Je vois Gary et le garçon, mais pas la fille.
Ve ileri sardığımda... Paul denen adamın ambulansa girip Brandi'nin erkek arkadaşı olduğunu söylediği anı görüyoruz.
Et si j'avance, voici quand Paul Larkin a sauté dans l'ambulance et a dit qu'il était le petit ami de Brandi Parsons.
Eşyaları burada, postaları buraya geliyor sokaklarda onu görüyoruz...
Vous voyez pas ses affaires, son courrier. Vous ne croyez pas la voir.
Onu hala bilgi kaynağı olarak mı görüyoruz? - Evet.
Elle est toujours une source?
Holck'un kıza anahtarları verdiğini görüyoruz.
- Si. Il lui file les clés.
Hepimiz seni görüyoruz.
On peut tous te voir.
Sonucunu volkanlar şeklinde görüyoruz. Ama bu yalnızca işin bir kısmı.
on a vu le resultat avec les volcans, mais c'est juste une partie.
"Herod'u görüyoruz."
Visuel sur Hérode.
Evet, birbirimizi her gün görüyoruz ama bunun gerçekten iyiye gittiğini düşünüyorum.
Oui, on se voit tous les jours, mais je crois que tout va très bien.
Onları yalnızca biz mi görüyoruz?
Est-ce que nous seuls pouvons les voir?
Ve sonra baktığımızda sadece, ayırdığımız şekilde duran bizden ayrı birçok insan görüyoruz.
Et nous devenons de telle sorte que nous voyons les autres uniquement comme étrangers à nous-mêmes de par leurs différences.
Dünya'nın yazgısındaki tesâdüfî bir hâdisenin olağanüstü sonuçlarını görüyoruz.
Nous avons vu les conséquences extraordinaires d'un seul événement chanceux sur le destin de la Terre.
2 Ocak salı öğleden sonra, sovyet büyükelçiliği ile ve moskova arasında şifreli mesaj tarafiğinin arttığını görüyoruz.
Toutes les semaines, Jim dîne avec Philby. Ils partagent leurs informations. Jim, votre bureau est le seul endroit où il a pu savoir pour Vishnevsky.
Nesilin bir sonraki nesile aynı hataları emanet ettiğini görüyoruz, Methos.
Nous avons regardés les générations commettre les mêmes erreurs.
Yaklaşan düşmanın yelkenlerini görüyoruz.
On voit approcher les voiles de l'ennemi.
Seni görüyoruz.
On vous voit.
Bu insanları nereye sığdıracağımızı bilmiyorum. Onları yılda üç kez görüyoruz.
Qu'en dites-vous?
"Hayal mi görüyoruz? Hayal mi görüyoruz?"
C'est un rêve?
Frank'in ayaklı bir cinayet silahı olduğunu görüyoruz.
Considère Frank comme une arme vivante.
Evet görüyoruz.
Oui, M. Monk, on peut vous voir.
Yine kasıtlı koyulmuş bir delil görüyoruz.
Il semble que nous ayons encore planté des preuves.
görüyorum 679
görüyorsun 561
görüyor musun 747
görüyorsunuz 374
görüyor musunuz 176
görüyorsun ya 140
görüyormusun 34
görüyorsunuz ya 100
görüyorum ki 81
görüyorsun işte 24
görüyorsun 561
görüyor musun 747
görüyorsunuz 374
görüyor musunuz 176
görüyorsun ya 140
görüyormusun 34
görüyorsunuz ya 100
görüyorum ki 81
görüyorsun işte 24