Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ G ] / Göstereyim

Göstereyim перевод на французский

5,030 параллельный перевод
Sana kim olduğumuzu göstereyim.
Je vais te montrer qui on est putain.
- Göstereyim.
- Je vais te montrer.
Sana üst katı göstereyim.
Viens. Je veux te montrer l'étage.
Hadi gel sana odanı göstereyim.
Je vais te montrer ta chambre.
Göstereyim.
Je vais te montrer.
Biliyorum, muhtemelen şimdi internette tuhaf kişilerle sohbettesindir ama sana gerçek dünya nasıl göstereyim dedim.
Je sais que tu parles avec des cinglés en ligne, mais je voudrais te montrer le monde réel.
Sue, Steve, gelin de ilacı nasıl uygulayacağınızı size göstereyim.
Sue, Steve, venez par ici que je vous montre comment injecter le produit.
Sana odamı göstereyim.
Je vais te monter ma chambre.
Ben Zoe'ye odasını göstereyim.
Je vais montrer sa chambre à Zoe.
Dur, ne kadar olduğunu göstereyim.
Laisse-moi te montrer comment.
Böyle şeyler satan mağazalara bu maskenin bir kopyasını göstereyim.
Je vais en faire passer des copies dans les magasins. ce genre de chose.
Cüce polisi göstereyim size.
Je vais vous montrer, moi. La police des nains.
İstiyorsanız size göstereyim.
Je vous montre.
Bana bir Şans ver.Sana göstereyim. Tamammı?
Donne-moi une chance et je vais te le prouver, tu veux?
Kalk da bu iş nasıl yapılır, sana göstereyim.
Voilà. Laisse moi te montrer comment on fait.
Gel sana bir şey göstereyim. Bu tarafa gel.
Mais laisses-moi te montrer.
- Ne yani, sana elimi mi göstereyim? - Evet.
Je vous les montrerais?
Gel sana körüklerini göstereyim.
Laisse moi te montrer ton soufflet ( ta soufflerie ).
Gel sana eski yatağı ne yaptığımızı göstereyim.
Permettez-moi de vous montrer ce que nous avons fait avec la vieille tanière.
Durun da göstereyim.
Je vais vous montrer.
Birkaç hareket mi göstereyim?
M'amuser?
Sana bir şey göstereyim.
Laissez-moi vous montrer quelque chose.
Sana biraz daha yakın bir mevzu göstereyim.
Laissez-moi vous montrer un peu d'histoire récente.
Ciddileşmeye hazır olduğunuzda bana gelin, nasıl halledilir göstereyim.
Et quand vous voudrez passer aux choses sérieuses, venez me voir pour faire ça bien.
Bana beş dakika ver ve sana onun aşil tendomunu bir kredi kartıyla ve bir tükenmez kalemle nasıl keseceğini göstereyim.
Accorde-moi cinq minutes et je te montrerai comment sectionner son tendon d'Achille avec une carte de crédit et un stylo à bille.
Size etrafı göstereyim, bardan başlayalım mı?
Je vous fait visiter? on commence par le bar?
Kameramla göstereyim.
Je peux te montrer mon appareil.
Öldürmeyi ne kadar sevmediğini göstereyim.
- Regardez s'il n'aime pas tuer.
Öldürmeyi ne kadar sevmediğini göstereyim.
Laissez-moi vous montrer à quel point il n'aime pas tuer.
Yaklaş da sana göstereyim.
- Viens plus près et sens toi même. - Uhh!
Göstereyim, seni neşelendirir.
Ça vous remontera le moral.
Göstereyim sana ödleği!
Tu vas voir, la femmelette!
Hadi, sana bahçeyi göstereyim.
Allez, je vais te montrer le jardin.
Ki pişmanlığımı göstereyim?
Que je puisse me repentir?
Tamam. Gel sana buraları göstereyim.
Bon, je vais vous faire visiter.
Pekâlâ, bırak da nasıl yapıldığını göstereyim.
Laisse-moi te montrer comment faire.
Bu durumda, sana video'yu göstereyim.
J'ai compris. Dans ce cas, laisse moi te montrer la vidéo.
Durun göstereyim.
Regardez donc.
Dur sana göstereyim.
Laisse-moi te montrer.
Sana bir şey göstereyim.
Laisse moi te montrer quelque chose.
Size Başkan Batouala'nın masasını göstereyim. Tamam, Nikita içeride.
Permettez moi de vous montrer la table du Président Batouala.
Size ofisinizi göstereyim.
Je vais vous montrer votre bureau.
- Gel sana birkaç hareket göstereyim.
- Allez, laisse moi te montrer des trucs.
Durun göstereyim tam gözünüze.
Je vais vous la montrer, de près.
Size bir şey göstereyim.
Laissez-moi vous montrer quelque chose.
Söyle ya. Ben de sana müsamaha göstereyim.
Je vous promets l'indulgence.
Pekala. O zaman, izin ver nasıl yapıldığını göstereyim.
- Ok, très bien, laisse-moi te montrer comment on fait les choses
Ambarda kendimi göstereyim de, kimse şüphelenmesin.
Il faut que je me pointe à l'entrepot, pour être sûr que personne ne devienne suspicieux.
Gel hadi, sana evi göstereyim.
Viens.
Çabucak göstereyim.
Je vais juste te montrer rapidement quelques trucs.
Eğer okumak isterseniz göstereyim.
J'ai quelques copies de mon script, si vous voulez le lire.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]