Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ H ] / Hash

Hash перевод на французский

82 параллельный перевод
Hash House'a gidip kahve alalım.
Allons chercher le café au resto Hash House.
Hash takımı geldi.
Les Hash viennent d'arriver.
- Hey, Hash nasıl gidiyor'? - Fena değil.
Salut!
Bir çift güzel kız olabilir.
Du hash et deux ou trois nanas.
Sana ot sağlayanların isimleri, telefonları ve adresleri elimde.
A savoir que je possède les noms et adresses de tes fournisseurs de hash.
Orada epey esrar tüttürürler.
Ils fument pas mal de hash, là-bas.
Hiç esrar içtin mi?
Tu as déjà fumé du hash?
Yüzlerce kez esrar içtiğin gibi mi?
Comme quand tu as fumé du hash?
- Ot kokusu almadığım için şanslısın.
Tu as de la chance que ça ne sente pas le hash.
Haşhaş?
Hash?
Şimdi hatırladım, biraz haş var bende.
J'ai du hash!
- Haş sanıyorum.
- Je crois que c'est du hash.
Her şey bu cehennemde kalmaktan iyidir, Hash.
- Tu mangeras mieux qu'à Welcon.
You gonna eat that hash brown?
Tu manges tes pommes de terre?
Haşiş getirdiği için Russell'ı oyuna aldık.
Russell, lui, a apporté le hash.
Annette Strauss, Mary Kay Ash ve Jayne Mansfield.
Annette Strauss, Mary Kay Hash et Jayne Mansfield
Bu Noel'de bu evde esrar olmayacak.
Il n'y aura pas de hash pour ce Noël.
- Hash, Randleman nerede?
- Hash, où est Randleman?
Um...
Euh... - Du hash?
Hayır. Hayır, ama kocamın... anüsünde gizli iki pound haşhaş var.
Non, mais mon mari a 1kg de hash dans le rectum.
- Peki ya Hash Browns? *
- Et les patates sautées?
- Hayır çünkü Hash Browns'lar da patates.
- Non, c'est des féculents.
Sonra da misafir odasında biraz esrar bulurlar.
On a trouvé du hash dans la chambre d'amis.
Ama o Teksaslı esrarkeş beni giyinikken becerdi.
La petite Texane défoncée au hash, elle m'a vidé!
Banyodaki tek dekorasyon lavabo. Kendi evimizi alabiliriz.
La seule décoration dans la salle de bain, c'est une pipe à hash!
Sadece bir kilo et.
C'était un kg de hash.
Baban sana mal mı alıyor?
Ton père te file du hash?
Seni buraya, uyuşturucu yüzünden gönderdiler ve baban da sana mal gönderiyor.
On t'envoie ici pour t'éloigner de la drogue, et ton père t'envoie du hash
Esrar çekmek ister misin?
Tu veux fumer du hash?
Yeni stajyerler, insanı cin çarpmıştan beter eder.
Vous savez, les nouveaux internes vous esquinteront plus que le hash chinois.
Kendime haşiş tarlası ektim.
J'ai démarré ma petite plantation de hash.
hash brown yaptığına göre biz iyi mi olacağız demektir?
Tout va aller bien parce que tu as fait des crêpes?
Tony, birkaç kilo esrar alınacağı ya da birkaç yüz tane hap götürüleceği zaman, O'nu arardı.
Quand Tony devait chercher des kilos de hash, il appelait Craig.
- Bir sürü genç arkadaşım var... - Altı ay sonra Darren Nicholls, zulasında 10 kilo esrarla yakalandı.
6 mois plus tard, Darren s'est fait prendre avec 10 kg de hash.
İspanyolca Kulübü yemeğine haşhaşlı bravni götürdüm.
Je me mis hash brownies à l'espagnol Club déjeuner.
Bir kerelikti çünkü sen bana o gece cigara satmamda yardım edecektin.
c'est arrivé seulement parce que tu avais dit que tu m'aiderai a vendre du hash apres.
- Şu an yaptığıma devam edeceğim, ama büyük miktarda satacağım.
- Comme ici, mais grand. - Hash?
Esrarla birlikte onu da götürdüler.
Il a été pris avec le hash.
Esrar, hap falan mı?
Hash, les pilules?
Aslına bakarsan esrardı.
C'était du hash, en fait.
Queller, dün Chuck'ı okulda esrar çekerken yakaladı.
Hier, Queller l'a surpris en train de fumer du hash à l'école.
Bana Hash Brown * derlerdi
On m'appelait Rösti.
Biri bana yan baksın da, bende onun yüzünü Hash Brown gibi yapayim diye.. Camden sokaklarinda serseriler gibi dolaşırdım.
J'errais dans les rues de Camden en attendant qu'on me regarde de travers pour pouvoir lui écraser la gueule comme un Rösti.
Ama bize bunları yapacak olan Hash Brown, ve o şu anda ölü durumda, yanılıyormuyum?
Mais c'était Rösti et il n'existe plus, pas vrai?
Çünkü biliyorsun Hash Brown.. karını çalan adama ne yapar biliyorsun.
Vous savez ce que Rösti ferait à un homme qui lui vole sa femme.
Tamam, tanrım benim gene Hash Brown olmamı istiyorsun, bu yüzden ona yardım etmiyorsun.
OK, Vous voulez que je sois Rösti, c'est pour ça que Vous ne m'aidez pas.
İyi o zaman, tekrar Hash Brown olmamı istiyormusun?
Bien! Vous voulez que je redevienne Rösti?
Hash Brown olacağım!
C'est d'accord!
Ne oldu?
HASH HOUSE DE DAWSON
Kolombiya malı. Ot. Haşhaş.
L'herbe, le hash, le cannabis...
Peki uyuşturucu?
Et le hash?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]