Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ H ] / Henüz bilmiyoruz

Henüz bilmiyoruz перевод на французский

779 параллельный перевод
- Henüz bilmiyoruz.
- On sait pas encore.
Ne zaman öldürüldüğünü henüz bilmiyoruz.
On ne sait pas quand il a été tué.
- Henüz bilmiyoruz.
- On le saura plus tard.
Henüz bilmiyoruz, bayan. Teşekkür ederim.
On ne sait pas encore.
Henüz bilmiyoruz. Nathan yer arıyor. Ama bildiğin gibi onu memnun etmek zor.
Nathan regarde à droite et à gauche, mais il est difficile.
Ne yazık ki, henüz bilmiyoruz.
Malheureusement, nous l'ignorons.
Henüz bilmiyoruz.
On ne sait pas encore.
Henüz bilmiyoruz.
Nous n'en savons rien.
Hasarın büyüklüğünü, tabiki, henüz bilmiyoruz.
Nous ne connaissons bien sûr pas encore l'étendue des dégâts.
Festival yarışması sona erdi ama elbette sonucun ne olacağını henüz bilmiyoruz.
Le concours arrive à son terme... si ce n'est que nous ignorons tout de son issue.
- Henüz bilmiyoruz, tatlım.
- Impossible à dire, ma chérie.
Kim olduğunu henüz bilmiyoruz.
On ne sait pas encore par qui.
- Henüz bilmiyoruz efendim.
On ne sait pas.
Bugün kaç kişi öldürdünüz, henüz bilmiyoruz.
Et aujourd'hui? Qui sait?
- Henüz bilmiyoruz.
On ne sait pas encore.
Herhangi bir algýya sahip olup olmadýðýný henüz bilmiyoruz. Ama o bulut, galaksimizdeki her gezegen için bir tehdit.
On ignore encore si elle est dotée de capacités sélectives, mais elle pourrait menacer toutes les planètes de notre galaxie.
Katili kimmiş? Henüz bilmiyoruz
Le 4ème maître a été assassiné?
Sorunun ne olduğunu henüz bilmiyoruz.
On ne sait pas lequel.
Evrenin açık mı kapalı mı olduğunu henüz bilmiyoruz.
Mais nous ne savons pas si l'univers est ouvert ou fermé.
Ciddiyet derecesini henüz bilmiyoruz ama Steve McCroskey buraya gelmek isteyebileceğinizi düşündü.
Ce n'est peut-être pas grave. M. McCroskey a pensé que vous voudriez être là.
- Henüz bilmiyoruz şef.
- On ne sait pas encore, Lieutenant.
Henüz bilmiyoruz.
Nous ne savons pas encore.
Unutma, kirlilik derecesini henüz bilmiyoruz.
Rappelez-vous que les atavismes peuvent être contagieux.
- Henüz bilmiyoruz!
Nous ne la connaissons pas!
Henüz bilmiyoruz.
On en sait rien encore.
David, tüm bunların cevabını henüz bilmiyoruz, ama önemli olan hayattasın,
On ne sait pas encore, mais l'important, c'est que tu sois vivant.
- Henüz bilmiyoruz, anlamaya çalışıyoruz,
- On n'en sait encore rien.
Seslerin amacının ne olduğunu henüz bilmiyoruz.
Nous ignorons pourquoi.
Henüz bilmiyoruz.
Pourquoi? Je l'ignore encore.
- Ne olduğunu henüz bilmiyoruz.
- La substance n'est pas identifiée.
Bay Bingley'in neyi beğendiğini bilmiyoruz... çünkü henüz onunla tanışmadık!
Nous ne le saurons jamais sans le rencontrer.
Henüz bilmiyoruz.
Ils exagèrent toujours.
- Henüz biz de bilmiyoruz. Karınızla konuştular mı?
Ils ont parlé avec votre femme?
- Henüz bir şey bilmiyoruz.
- On ne sait pas encore.
Henüz kim olduğunu bilmiyoruz.
Nous ne savons pas qui elle est.
Çok şaşırtıcı ama henüz kapıların ardında ne olduğunu bilmiyoruz.
Non, c'est des plus curieux bien sûr, mais là nous ne savons pas ce qu'il y a derrière ces portes.
[CİHAZDAN GELEN SES] Nedenini henüz bilmiyoruz.
Cause inconnue.
Henüz ne olduğunu bilmiyoruz.
On ne sait pas ce qui se passe.
Senkronize hipnoz hakkında henüz çok şey bilmiyoruz.
On ne connaît pas grand-chose sur l'hypnose synchronisée.
- Henüz detayları bilmiyoruz, ama bir İngiliz Gizli Servis operasyonuna karışmış.
- Au cours d'une opération impliquant les services secrets britanniques. Nous n'en savons pas plus.
Henüz bunu bilmiyoruz.
On ne le sait pas encore. Jolly.
- Onların Dünya'dan olduğunu bilmiyoruz henüz.
- On ne sait pas s'ils sont de la Terre.
Henüz ayrıntıları bilmiyoruz ama Kraft küçük kızı getirecek, anlatsın diye.
Enfin on n'a pas de détails, mais Mme Kraft... doit venir avec sa fille.
Henüz her şeyin cevabını bilmiyoruz.
Nous n'avons pas toutes les réponses. C'est tout ce que nous pouvons dire.
Henüz öldüğünü bilmiyoruz, değil mi?
Qui a dit qu'il était mort?
Bir sorunumuz var, ama henüz ne olduğunu bilmiyoruz.
Il y a un problème, on ignore de quoi il s'agit.
Gerçek şu ki, bilmiyoruz... henüz.
En vérité, nous ne le savons pas... encore.
Henüz bilmiyoruz, baba.
On sait pas encore.
Neden bahsettiğimizi bilmiyoruz çünkü henüz hiçbir şeyden bahsetmedik.
On a encore parlé de rien.
- Jo, henüz bir şey bilmiyoruz.
- On verra ce que ça va donner.
Henüz öldüğünü bilmiyoruz.
On ne sait pas s'il est mort.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]