Her zamanki gibi перевод на французский
4,953 параллельный перевод
Annem kara haberi her zamanki gibi zarifçe ve ağırbaşlılıkla karşılamıştı.
Comme toujours, ma mère pris la mauvaise nouvelle avec grâce et dignité.
Imai, her zamanki gibi toplantıya sen öncülük ediyorsun.
Imai, tu diriges l'entrevue comme d'habitude.
Bütün işleri bitirdikten sonra Miyazaki her zamanki gibi çatıya çıktı.
Après avoir terminé tout son travail, Miyazaki s'est dirigé vers le toit, comme d'habitude.
Miyazaki her zamanki gibi konuşkandı ama emekliliği hakkında hiç bir şey söylemedi.
Miyazaki était bavard comme d'habitude, mais il n'a rien dit à propos de sa retraite.
Her zamanki gibi, Stan şahaneydi.
Comme toujours, Stan. C'était... fabuleux.
- Haklısın, her zamanki gibi, bebeğim.
Ouais, c'est mon arrêt, bébé.
Her zamanki gibi müthişti, haksız mıyım?
Génial comme d'habitude?
Her zamanki gibi işe en erken gelen sensin, Dudley.
Comme toujours, vous êtes le premier au travail, Dudley.
Biraz kalçalardan şişmişsin ama geri kalanı her zamanki gibi.
Et bien, peut-être un peu autours de tes hanches mais rien d'inhabituel.
Eminim her zamanki gibi çok eğleniriz.
Nous nous amuserons, comme toujours.
Ama merak etmeyin size karşı her zamanki gibi aklı başında ve mütevazi kalacağım.
Mais ne t'inquiète pas, je resterai le même terre-à-terre et humble homme, que j'ai toujours été.
Her zamanki gibi geç kalmıştım.
J'étais en retard, comme d'habitude.
Her zamanki gibi sen de sadece yatıyorsundur.
Et comme toujours, je suis sûre que tu seras juste étendue là.
Kalın her zamanki gibi.
Plus lourde que jamais.
Bu arada üstünü değişmeyi teklif ettiğin için kötü görünmeyeceksin ama değişen her zamanki gibi ben olacağım.
Et tu gardes le bénéfice d'avoir proposé de te changer, alors qu'en fait, c'est moi qui l'ai fait. - Comme d'habitude.
Oraya gittiğimizde her zamanki gibi sosyal kelebek olacağım.
Je vais aller là-bas, et je vais être aussi sociable que d'habitude.
Silahları her zamanki gibi hurdalıktan alırım.
Je prendrais les armes au cimetière comme d'habitude.
50. Her zamanki gibi.
50, comme d'hab.
- Her zamanki gibi mi?
même enjeu que d'habitude?
Her zamanki gibi.
Comme toujours.
Her zamanki gibi sadık kalıyorum.
Je demeure loyal comme toujours.
Pekala, millet, harika işti, her zamanki gibi.
Ok, tout le monde, excellent travail, comme toujours.
Ben ve ben sana yardım etmeye çalıştık, ama her zamanki gibi, bu iş için en iyisi sensin.
Ben et moi on a essayé de t'aider, mais comme d'habitude, tu es la meilleure pour le job.
Ben de ona her zamanki gibi olduğunu, yiyip içip güzelce yaşadığını söyledim.
Je lui ai dit que tu étais toujours le même pauvre type que tu as toujours été, mais que tu allais bien.
Her zamanki gibi inatçı.
Tenace, comme toujours.
Her zamanki gibi o adamı sevdim.
J'ai toujours su que j'aimais bien ce mec.
Her zamanki gibi okula gitmiştim ama ben geldikten sonra bile annemle babam eve dönmedi.
J'allais normalement à l'école mes parents ne rentraient plus.
Açım. Her zamanki gibi.
J'ai la dalle.
Sen de her zamanki gibi.
Toi aussi, comme toujours.
Her zamanki gibi, kendine iyi bak.
Prends soin de toi, comme toujours.
Evet, maalesef araştırma deneğimiz her zamanki gibi geç kaldı.
Malheureusement, il semble que notre sujet de recherche - est comme d'habitude en retard.
Her zamanki gibi, yüreğim hopladı!
Comme toujours, mon cœur saute!
- Her zamanki gibi ona zorbalık ederlerdi.
Ils avaient l'habitude de l'harceler, genre tout le temps.
Her zamanki gibi.
C'est ce qu'il fait.
Her zamanki gibi çıktı gitti.
Elle est simplement comme d'habitude
Her zamanki gibi mükemmel.
C'est parfait. Comme toujours.
- Her zamanki gibi.
Comme toujours.
Geminin güvertesindeki yapışkan şeyi fark ettiğim zaman her zamanki gibi devriyedeydim.
Oui. Je faisais ma tournée habituelle et j'ai remarqué un truc collant sur le pont.
Her zamanki gibi Tanrılar ipucu konusunda cömert, ama ayrıntılara gelince cimri.
Comme toujours, les dieux sont prodigues d'indices mais avares de détails.
Ben aşağıda ebedi bebek Phillip'e bakıyorum, her zamanki gibi. O sırada birdenbire ilk adetimi gördüğümü fark ediyorum.
Et moi, je suis au salon où, comme toujours, je garde Phillip, l'éternel bébé, quand je réalise que j'ai mes règles pour la toute première fois.
Her zamanki gibi kapandın.
Tu t'es fermé, comme toujours.
Ve onurlu harbiyelilerimizi hayat sahnesine gönderirken her zamanki gibi güçlü, sadık ve cesur olun diyoruz.
Tant que nous enverrons nos fiers cadets vers l'étape de la vie, nous dirons, comme toujours, soyez forts, loyaux, courageux...
Babam her zamanki gibi sükûnetini korudu.
Père était calme comme à son habitude.
- Her zamanki gibi her şey yolundaymış gibi davran.
Comme d'habitude... Fais comme si tout allait bien. - Tu crois?
Yani bunu şey saklamayı severiz... her zamanki gibi. Şey, yani ben bir şey demezdim.
- Mais d'ailleurs, je resterai discrète.
Doug Jack'in siparişlerini her zamanki gibi doldurdu, ama küçük fakat ölümcül bir değişiklikle.
Doug remplit la commande de Jack, NOM DU PATIENT Jack Roberts mais y apporta une petite modification mortelle.
- Her zamanki gibi.
Ça l'est toujours.
Her zamanki gibi başı dertte.
Et comme d'habitude, il a des ennuis.
Her zamanki gibi işin özü şu.
Ce qu'il faut retenir...
Bu da bana Mason'ın her zamanki uç fikirlerinden biri gibi geldi.
Ça m'a tout l'air d'être encore une... une extrême vision du monde par Mason. Pas du tout!
Her zamanki gibi.
Comme toujours?