Iki kelime перевод на французский
697 параллельный перевод
Aşağı gelip iki kelime laf edin. Olmaz.
Viens leur faire un discours.
Sadece iki kelime,'Lütfen, lütfen'.
"Je vous en prie".
Bir iki kelime etmeyecek misin?
Tu n'as rien à lui dire?
Ama biz neden iki kelime edemeyelim ki?
Mais on peut en discuter ensemble, non?
Leo ve işlerin içeride nasıl göründüğüne dair bir iki kelime.
Un mot ou deux sur Léo et la façon dont vous voyez les choses.
Bu sabah herkesin acelesi olduğunu biliyorum ama belki de bir iki kelime konuşabiliriz diye düşünmüştüm.
Je sais que tout le monde est pressé ce matin. J'ai... j'ai pensé qu'on pourrait bavarder un peu.
Bana bir iki kelime söyler misin?
Vous pouvez me parler un instant?
Mektupta iki kelime vardı : "Beni hatırla."
Sa lettre contenait les mots : "Souvenez-vous de moi."
Sanırım bay Buchanan sizinle iki kelime etmek istiyor.
M. Buchanan voudrait vous parler.
Görüyor musun? İstediğim tek şey sadece iki kelime.
Je ne demande que deux mots de votre part.
Yine de bir iki kelime konuşalım. - Peki.
Et si on discutait un peu avec lui?
Evet, bu sabah iki kelime öğrendi. Anahtar ve su.
Elle a appris deux noms ce matin... "clé" et "eau".
- Hayır, sadece şu iki kelime.
- Non, deux mots seulement :
Gittiğimiz her yerde, bizi takip eden iki kelime.
Partout où nous allons, ces deux mots nous suivent. - Méchant loup.
Zaten gitmek istiyorsun, vaktin de yok ama benim seninle oturup iki kelime konuşmaya ihtiyacım var.
Ce n'est pas la peine. Tu veux t'en aller et il ne reste plus de temps. et je voudrais que tu t'asseois... pour que nous puissions parler un peu.
Bir iki kelime konuşsan.
Quelques mots.
Sadece iki kelime... nerede... ne kadar?
Juste deux petits mots. Où? Combien?
Bir tanesi yanlışlıkla iki kelime birden gördüğü için, haftalarca hastanede yattı.
L'un d'eux a vu deux mots par erreur, et a passé plusieurs semaines à l'hôpital.
Benimle bir iki kelime konuşmak için durdular, ve sadece merak ettiğim için başka kiminle konuşmak istediğini görmek istedim ve senin olduğun ortaya çıktı.
Il est passé me voir, et je me demandais qui d'autre il voulait voir... Roger lui doit de l'argent.
Sizinle iki kelime konuşmak istiyorum, lütfen.
J'aimerais m'entretenir avec vous.
Bunun için söyleyeceğim iki kelime var.
C'est tout. J'ai un truc à vous dire :
Bir cümle, iki kelime. Ne olursa. Öksürse bile olurdu!
Juste une phrase, deux mots, même une toux.
Sadece seninle bir iki kelime konuşmak istiyorum.
Je veux juste te dire un mot.
Bu iki kelime, onunla neredeyse hiç bağdaşmıyor gibi.
Des mots. Pas de quoi en faire une accusation.
Bayan Tanner, biz geri dönmeden önce işini bitirirsen Seni şu iki kelime ile baş başa bırakmak istiyorum :
Et Mme Tanner, si vous avez fini avant qu'on revienne, je ne voudrais pas partir sans vous dire deux mots :
Düşüncesiz için söylenecek iki kelime nedir?
"En retard et sans aucun respect", en deux mots?
Sadece iki kelime söyleyeceğim.
J'ai simplement deux mots á dire.
Ben de sana iki kelime söyleyeceğim.
J'en ai autant pour toi : Je t'emmerde!
Şimdi burada elimde harika bir koruyucu olan bir tüp Salvodon var ismi, iki Yunan kökenli kelime olan "salvonomor" ve "dontoupe" den oluşmaktadır.
J'ai ici un tube de cette remarquable préparation, le Salvordont! Cela vient du grec : "Salvor" :
İki haftadır tek kelime etmedin.
ça fait quinze jours que tu ne dis rien.
Don Kisot'un tasarisinda iki önemli kelime var :
Don Quichote va prononcer deux mots très importants :
Telefonu ona ver Pastrami, iki kelime edeceğim.
Passe-le-moi, Pastrami.
İki müthiş kelime : var olmak.
Un grand mot : être.
Sadece'oh', iki harfli sıradan bir kelime işte.
Juste "oh". Un mot de deux lettres qui ne veut rien dire de spécial.
- Yine şu iki harfli kelime.
- Revoilà le mot de deux lettres.
40 saniyeden fazla vaktinizi almayacak iki kelime için
J'irai droit au but.
İki kelime için 10.000 papel tepilir mi?
Vous êtes fou? $ 10000 pour deux mots!
Çok da fazla bir şey değil. Sadece iki kelime.
Deux mots seulement.
İki kelime : "Büyük Şef."
Par deux mots : le Cid.
İki kelime daha etseydi onu öldürürdüm.
Deux mots de plus, et je l'étranglais!
Fikrimi anlatan iki kelime : "Zenginlere ödetmek."
Faire payer les riches!
İki kelime.
Deux mots.
İki kelime evimizde asla konuşulmuyor :
II y a deux mots que nous ne prononçons jamais à Ia maison :
İki kelime!
Deux mots!
- İki haftada bin kelime.
Mille mots dans deux semaines.
İkincisi, kapağında büyük ve dostane bir yazıyla iki kelime yazar :
PAS DE PANIQUE!
Gerçekten iki belirsiz imzayı ya da saçma kelime oyunlarınızı... kanıt olarak kabul edeceklerini mi sanıyorsunuz?
Croyez-vous qu'on tiendra pour preuves deux signatures gribouillées... et un jeu de mots débile?
Korsan Sarısakal iki gün sonra hapisten çıkacak. Yıllardır gördüğü kötü muameleye rağmen hazinesi hakkında tek kelime etmedi.
Le pirate Yellowbeard devrait être libéré dans deux jours... et malgré des années de désagréments, il ne nous a toujours rien dit... de l'emplacement du trésor.
- İki kelime :
- Deux mots :
İki kelime daha :
Deux autres mots :
Sadece iki kelime.
Ce ne sont que des mots.