Istemiyoruz перевод на французский
3,686 параллельный перевод
Kendi parçalarımızı göz önüne almak gibi kesinlikle göz önünde bulundurmalıyız ama istemiyoruz.
C'est comme regarder ces parties de nous même que, euh, on a besoin de regarder, mais, euh, qu'on ne veut pas voir.
- Ölmesini istemiyoruz.
On ne veut pas qu'il meure.
Ama daha da önemlisi, başına gelenler için suçlanmak da istemiyoruz.
Mais plus important, On ne veut pas être tenu responsables pour ce qui lui est arrivé.
Bu çılgın serseri Billy'i istemiyoruz...
On veut pas de ce taré de Billy. Vous vous disputez?
Biz sadece bunun arkadaşlığımızı etkilemeseni istemiyoruz.
Et on va continuer d'être vulgaires, vraiment vulgaires.
Güzel ama yiyecek bir şey istemiyoruz.
Merci, rien à manger.
- Seni bir daha görmek istemiyoruz Malte.
- Nous ne voulons plus te voir.
Aynı senin gibi. Köle gibi satılan inbotlar olmak, işlerinizi çalmak istemiyoruz.
Tout comme vous, nous ne voulons pas des hubots vendus comme esclaves, volant vos emplois.
Onu burada istemiyoruz!
On veut pas de lui ici!
Meraktan ölmeni istemiyoruz.
On en veut pas mourir de curiosité.
Dinle, özel mülke graffiti çizmene engel olmak istemiyoruz.
On veut pas vous empêcher de taguer des propriétés privées.
Evet, ikinizi de FBI bürosuna çağırmak istemiyoruz.
On ne veut pas vous emmener.
Rodney'in senin izlendiğine şüphe etmesini istemiyoruz.
Nous ne voulons pas que Rodney se doute que vous êtes équipé.
Tabelada bunun yazmasını istemiyoruz.
On voulait pas l'adresse sur la pancarte.
Ve aceleye getirmek de istemiyoruz fakat bu anın gelmesi için çok bekledik. Keza ben de!
Et nous ne voulons pas presser les choses, mais nous avons attendu ce moment depuis si longtemps.
Onun adaylığını istemiyoruz.
On ne veut pas qu'elle se présente.
Bu yarışta bir kadın istemiyoruz.
Nous ne voulons pas d'une femme dans la course.
Sizden daha fazla bir şey istemiyoruz.
Nous n'avons pas besoin de plus de votre part.
Hayır, görmek istemiyoruz.
Non, on veut pas voir ta mobylette.
Veda zamanı geldiğinde, hiçbirinizin size inanmadığımızı düşünmesini istemiyoruz.
( pleure ) Quand et si le temps de se dire au revoir arrive, Je ne veux plus que vous pensiez que nous ne croyons pas en vous.
Anne baba çocukların kaçırıldığını biliyor. Ama henüz oğullarının öldüğünü söylemedik. Misafirimizin onları bilgilendirmesini istemiyoruz.
Les parents de ces enfants savent qu'ils ont été enlevés, mais on doit encore leur dire que leur fils est mort, et on ne veut pas que notre invité les informe.
Olabilir fakat kimsenin kızın olay yerinde bulunduğunu bilmesini istemiyoruz. Yani kimseye söylemeyin.
Ça se pourrait, mais on veut que personne sache qu'elle était sur la scène de crime, donc gardez ça secret.
Kardeşim, zarar istemiyoruz, Allah'ın izniyle.
Frère, je ne vous veux aucun mal, Inch Allah.
Karşılığında kampanyanının geri kalanında köpek katili olarak çağırılmak istemiyoruz.
Mais en échange, ne la traitez plus de tueuse de chiots.
Kesinti istemiyoruz!
Plus de restrictions! Plus de restrictions!
Kesinti istemiyoruz!
Plus de restrictions!
Ameliyatı istemiyoruz.
Nous refusons l'opération.
Sana ihtiyacımız yok burada olmanı istemiyoruz.
On a pas besoin de toi et on veut pas de toi.
Seni burada istemiyoruz.
On veut pas de toi.
Bela istemiyoruz.
On ne veut pas de problèmes.
Sizden para istemiyoruz Peder. Sadece bizi kutsayın yeter.
Nous ne voulons pas d'argent, mon Père, mais une bénédiction.
Kadının onu izlediğimizi anlamasını istemiyoruz.
- On ne veut pas qu'elle découvre qu'on l'a gardé sous surveillance.
Üstüne titremek istemiyoruz Eli.
On ne veut pas la dorloter, Eli.
Ve biz de seni mecbur kılmak istemiyoruz.
- Je ne le ferai pas.
Artık Jack ile aynı şeyleri istemiyoruz.
Jack et moi ne voulons plus les mêmes choses désormais.
Demek istediğim, değiştirmek istemiyoruz.
En fait, on veut pas.
Senin yardımını istemiyoruz.
On s'en occupe.
Başka bir yer için burayı terk etmek istemiyoruz.
Je ne veux pas les abandonner pour aller ailleurs.
Çok şey bilmelerini istemiyoruz.
On ne veut pas qu'ils en sachent trop.
Bizimle ilgili bir şey yapmalarını istemiyoruz da ondan.
Mieux vaut qu'ils les servent pas.
Petrol istemiyoruz!
Plus de pétrole! Plus de pétrole!
Petrol istemiyoruz!
Plus de pétrole!
Bakın, Major Crimes'ın insanlara bizi dave etmeleri için yeni sebepler vermesini istemiyoruz.
Ecoutez, on ne va pas règler sa montre sur les crimes majeurs juste pour donner aux gens de nouvelles raisons de nous intenter un procès.
İşbirliği yapmak istemiyoruz. Size iş teklif etmek için buradayız.
Nous ne voulons pas collaborer.
Gidiyoruz, sorun çıkmasını istemiyoruz.
Nous partons, nous ne voulons pas de problèmes oui
Bana duygusal olarak bağlanıyorsun ve biz bunu istemiyoruz.
Tu t'attaches émotionnellement à moi et nous ne voulons pas ça.
Biz sadece kırgınlık hissetmeni istemiyoruz.
On ne veut pas que tu aies de la rancoeur
Sana zarar vermek istemiyoruz.
Assez.
Katilin, elimizde bir tanık olduğunu bilmesini istemiyoruz.
On ne veut pas que le meurtrier sache qu'on a un témoin.
Hayır, hayır, sana zarar vermek istemiyoruz. Bu yüzden gelmedik.
On vous veut pas de mal.
Dünyayı değiştirmek istemiyoruz. Sadece babasını.
On veut juste changer son père.
istemiyorum 1125
istemem 270
istemiyor 51
istemiyorsan 36
istemiyorsun 47
istemez 58
istemezdim 19
istemeden oldu 60
istemiyor musun 270
istemedim 58
istemem 270
istemiyor 51
istemiyorsan 36
istemiyorsun 47
istemez 58
istemezdim 19
istemeden oldu 60
istemiyor musun 270
istemedim 58