Içiyorsun перевод на французский
1,744 параллельный перевод
Bu saatte mi içiyorsun?
Tu bois à cette heure-là, maintenant?
O dışarı çıkmaya çalışıyor tutuyorsun..... ve her zaman onu şişede tutmak için içiyorsun.
La chose veut sortir.. .. et tu bois toujours pour la refouler.
Her zaman bana soruyordun ya Akash, neden bu kadar içiyorsun diye?
Tu me demandes toujours pourquoi je bois trop, nest-ce pas, Akash?
Ne içiyorsun?
Tu veux quelque chose?
İçki mi içiyorsun?
Tu as bu?
Buzlu viski içiyorsun, değil mi?
Vous buvez du whisky avec des glaçons?
Sigara mı içiyorsun sen?
Mais dis-moi, tu fumes?
Ne içiyorsun?
Qu'est ce que tu bois?
- Hem ne zamandan beri viski içiyorsun?
Et depuis quand tu bois du whisky?
Pipo mu içiyorsun McGee?
Tu fumes la pipe, McGee.
- Dwight, ne içiyorsun sen?
- Dwight, qu'est-ce que tu bois?
Turk'e bir şeyler söylemek zorundaydım. Artık pipo içiyorsun.
J'ai dû raconter quelque chose à Turk alors tu fumes la pipe maintenant.
İşin aslı şu ki sen üzüm sodası içiyorsun ki normalde asla içmezsin.
A : vous buvez du soda au raisin.
Oldukça iyi içiyorsun!
Oh, tu aimes boire!
Daha öğlen olmadı, üçüncü bardak şarabını içiyorsun.
Il est même pas midi et tu en es déjà à ton 3ème verre.
İçki mi içiyorsun?
- Vous avez bu?
Kuş gibi damla damla içiyorsun.
Tu bichonnes ce truc comme un petit oiseau.
Kutudan çorba içiyorsun.
- Tu manges de la soupe en boîte.
Neden günün erken saatinde içiyorsun, mon brave?
Tu noies déjà ton chagrin à cette heure, mon brave?
Ve de içiyorsun.
Et tu as bu.
Sen gerçekten ufak çocukların gerçek Hogfather için bıraktıkları gerçek içkileri mi içiyorsun?
Tu as bu les verres que les petits enfants laissent pour le vrai Père porcher?
Ne içiyorsun?
Un verre?
Ya annemle kapışmaya çalışıyorsun ya da içiyorsun.
Une balade avec papa. Achetez ce que vous voulez.
Sen niye içiyorsun?
Pourquoi tu bois?
Her şeyi mahvettin, çok fazla içiyorsun... 1 ya da 2 kez boşandın.
Vous avez foiré vos autres boulots. Vous buvez trop. Vous avez sûrement divorcé une ou deux fois.
- Bu bulaşık suyunu nasıl içiyorsun?
Comment fais-tu pour avaler cette horreur? Je dispose de combien de temps?
Peki ne içiyorsun?
Que voulez-vous boire?
Evet, ettin. Bu yüzden burada öğleden sonra içiyorsun.
C'est pour ça que tu viens boire ici l'après-midi.
Sarhoşsun çünkü içki içiyorsun.
On est un ivrogne car on boit.
Madem kendini kaybediyorsun o zaman neden içiyorsun?
si vous ne pouvez pas avoir une poignée sur vous-même.. .. alors pourquoi buvez-vous?
Çok fazla kafein içiyorsun.
Et vous buvez trop de caféine.
Çok fazla kahve içiyorsun.
Trop de café.
Hem yoga yapıyorsun hem de sigara içiyorsun.
- Vous faites du yoga et fumez?
Peş peşe viski içiyorsun.
Mais tu ne commandes que des tournées de whisky.
Yine mi içiyorsun?
Tu bois encore?
Gizli gizli bir şeyler mi içiyorsun?
Une envie de boire?
Burada olmak istemediğin için mi bu kadar içiyorsun?
Est-ce que tu bois comme un trou parce que tu ne veux pas être ici?
Sen içki mi içiyorsun?
As-tu trop forcé sur le saké?
Sabahın 8'inde bira içiyorsun.
Tu bois une bière à 8 h.
Ne zamandan beri sigara içiyorsun?
Tu fumes, toi?
Hâlâ sigara içiyorsun!
Encore en train de fumer!
Bir çubuğu sigara niyetine içiyorsun, Onun kartını piyango bileti kazanmış gibi sıkıca tuttuyorsun.
Tu es en train de fumer une paille, et tu t'accroches à sa carte comme si c'était un ticket de loto gagnant
Votka içiyorsun.
Tu bois de la vodka.
İçki mi içiyorsun sen?
Tu bois? Pourquoi je ne boirais pas?
Ne içiyorsun?
Que buvez-vous?
Neden çocuğun önünde sigara içiyorsun?
Tu ne devrais pas fumer en face d'un enfant!
Ken Billings. Ne içiyorsun?
Ken Billings.
İçki mi içiyorsun? Hayır.
Non, et Dieu sait que j'en ai envie.
Ne olmuş! ? Sen de çok fazla barbekü sosu içiyorsun.
Tu bois beaucoup de sauce barbecue.
Neden bu kadar çok içiyorsun?
Pourquoi bois-tu autant?
Evet. Sen ne kadar içiyorsun?
Le matin de notre rencontre, on était sur la même rue...