Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ K ] / Kalkamıyorum

Kalkamıyorum перевод на французский

157 параллельный перевод
Kalkamıyorum.
Je ne peux pas me lever.
Mineola. O kadar yorgunum ki kalkamıyorum.
Trop fatiguée pour me lever!
Kalkamıyorum.
Je ne peux pas.
- Kalkamıyorum!
- Je ne peux pas.
Kalkamıyorum!
Je n'y arrive pas!
Kusura bakmayın ayağa kalkamıyorum.
Pardonnez-moi. Je ne peux pas me lever.
Kalkamıyorum.
Je ne peux pas me relever.
Hayır, ayağa kalkamıyorum.
Non. Je ne peux pas me relever.
- Kalkamıyorum.
- Je ne peux pas me lever.
Yani, sabahları kalkamıyorum yaşamaya değer bir şey göremiyorum.
Enfin, je n'arrive pas à me lever le matin. Je me demande pourquoi je vis.
Bu telefon faturalarının altından kalkamıyorum.
Je peux pas payer ces notes de téléphone. Ça n'arrête pas.
Kalkamıyorum. Bacağım..
Je ne peux pas me relever!
Ayağa kalkamıyorum, kusura bakmayın.
Je reste couché. Huit points de suture.
Nekahet dönemindeyim. Grip oldum. - Ayağa kalkamıyorum ve...
Je suis encore faible, M. Teague j'ai la grippe, je ne peux pas me lever...
Kalkamıyorum!
Je peux pas me relever!
Böyle otururken dayanabiliyorum ama ayağa kalkamıyorum.
Quand je suis assis ainsi, je peux encore le supporter, mais me lever je ne le peux pas.
Hatta yerime telefona bakmasını bir müşteriden rica ediyorum. Ben yerimden kalkamıyorum, o kadar meşgulüm. Bu fotoğraflar tanıdık geliyor mu?
Si je suis occupé je demande meme a un client de répondre a ma place parce que je peux pas me déplacer.
Kalkamıyorum!
Je peux pas me lever!
- Kalkamıyorum!
- Je ne peux pas!
- Kalkamıyorum!
Je ne peux pas!
- Kalkamıyorum.
- Je peux pas me lever.
Bazen altından kalkamıyorum.
Je craque, parfois.
Kalabalık çığlıklar atıyor. "Ayağa kalk" diyorlar. Ama ben kalkamıyorum.
La foule hurle : "Debout!" Mais je ne peux pas.
Jefferson, düştüm ve ayağa kalkamıyorum
Jefferson, je suis tombée et je ne peux plus me lever.
- Düştüm ve ayağa kalkamıyorum.
Je suis tombé... Je peux plus me relever!
- Ben de kalkamıyorum.
Et je suis bâillonnée!
Kalkamıyorum, bunu başaramayacağım!
Ils vont nous rattraper! Je n'en peux plus!
Billy, bana bir tane daha ver, buradan kalkamıyorum...
Billy, envoie-moi une autre. Je reste assis...
Kalkamıyorum.
Je peux pas vivre sans mes...
Kalkamıyorum!
Je peux pas me relever.
Başım dönüyor. Kalkamıyorum.
J'ai des vertiges, je ne tiens pas debout.
- Hiç o kadar erken kalkamıyorum.
- sais tu à quelle heure il faut se lever le matin pour faire le pain?
Kalkamıyorum. Sırtımı incittim.
Excusez-moi, je ne me leve pas, je suis bloqué.
Oraya gelip, size sarılıp iyi şanslar dilemek istiyorum ama kalkamıyorum.
Je te ferais bien un gros câlin mais je peux pas me lever.
Merhaba. Ayağa kalkamıyorum kusura bakma.
Excusez-moi, je ne me lève pas.
- Kalkamıyorum, Gabrielle.
Je ne peux pas.
Ayağa kalkamıyorum.
Incapable de me relever.
Kalkamıyorum.
J'arrive pas à me lever.
Kalkamıyorum!
J'arrive pas à me lever!
- Kalkamıyorum.
- J'arrive pas à me lever.
Belki onlarla yatabiliyorum ama onlarla kalkamıyorum.
Je peux dormir, mais pas me réveiller avec elles.
Şu "düştüm ve kalkamıyorum" klişesi biraz fazla kullanışlı.
Cette petite comédie "Je tombe, je ne peux pas me relever" est trop facile.
Ayağa kalkamıyorum!
Je ne peux pas me lever!
Kalkamıyorum.
Je ne peux pas décoller.
Tuzağa düştüm. Kalkamıyorum.
Je ne peux pas me relever.
Afedersin senden bunu istiyorum ama işin başından kalkamıyorum.
Désolé de te demander ça, mais je ne peux pas me libérer.
Kalkamıyorum.
Merde, je peux pas bander.
Ayağa kalkamıyorum.
- Je ne peux pas me lever.
- Kalkamıyorum.
- Je ne peux pas me relever.
- Henüz kalkamıyorum.
Dès que je pourrai me lever.
131 + 00 : 08 : 24,971 - - 00 : 08 : 28,668 Kafanla ilgili, başka kelime bulamıyorum, bir eşek gibi. 132 + 00 : 08 : 31,744 - - 00 : 08 : 34,144 Üstüne binmeden önce, çok fazla çuval yüklüyorsun... 133 + 00 : 08 : 34,213 - - 00 : 08 : 36,681 ve sonuçta kalkamıyor.
Les pieds de Robert, c'était une crise.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]