Kalkıyor перевод на французский
1,812 параллельный перевод
- Uçağın ne zaman kalkıyor?
- Tu pars quand?
Bir saat sonra uçağınız kalkıyor.
Votre avion part dans une heure.
Ve cinayete kurban giderken, bütün gücüyle direnmeye çalıştı. hem de depresyonda olmasına ve sabahları yatağından zar zor kalkıyor olmasına rağmen.
Et quand elle a été assassinée, elle s'est débattue de toute ses forces même si elle était tellement déprimée qu'elle pouvait à peine se lever le matin.
Ne yazık ki şezlong tutmak için herkes erkenden kalkıyor.
Oui, c'est triste, tout le monde quitte sa chambre assez tôt ici.
Güneş filtresi kalkıyor.
Élévation du filtre solaire.
Kalkanlar kalkıyor!
Levez les boucliers!
Madencilik tesisinden büyük bir gemi kalkıyor.
- Un gros vaisseau décolle de l'installation minière.
- Hayır, kalkıyor.
Non, non, elle se relève.
Uçağın ne zaman kalkıyor? İki tek atacak vaktin var mı?
Tu as le temps de prendre un verre?
Onu bulmak için bir aram-kurtarma helikopteri kalkıyor.
L'hélicoptère de secours part le chercher.
Size vejeteryan yemeğini... Berlin'e giden uçak için verebilirim. Bu akşam kalkıyor.
J'ai un repas végétarien... sur un vol pour Berlin.
- 10 dakika içinde kalkıyor.
Départ dans dix minutes.
Şimdi kalkıyor, koşarsanız anca yetişirsiniz.
Il décolle. En courant, vous pouvez l'avoir.
Eşyaları toparlamak tam bir ölümdü ve uçak sabah kalkıyor.
On avait du mal à faire les bagages et on part demain à la première heure.
Uçağın bu öğleden sonra kalkıyor. Ve James
Ton avion part cet après-midi.
Bir uçakla LA'e gidiyorsun. 2 saat içinde kalkıyor.
Le vol Oceanic part pour Los Angeles dans deux heures.
Şey, spor ayakkabılarını koy bebeğim, Uçağımız bir saat içinde kalkıyor.
Eh bien bouges tes fesses bébé, parce que nos avion décolle dans exactement une heure.
Hani şu "Bir tren istasyondan saat 5'te kalkıyor" soruları var ya.
Le train part à 5 : 00 h, exact?
"5675 sefer sayılı, Camp Pendleton otobüsü, kalkıyor."
Bus 5675 pour Fort Irwin, embarquement immédiat,
Sanırım, çizgi romancı çocuğun k. çını tekmeleme... faslını çoktan geçtik. Ah, elin kalkıyor.
Je pense, que frapper le fan de BD est un peu dépassé.
Bir oğlan seçtiğinizde sezon boyunca sizin oluyor. Yani piyasadan kalkıyor ve kimse ona elini değemiyor.
Une fois que vous avez pioché un mec, il est à vous pour la saison, ce qui veut dire qu'il n'est plus sur le marché et que personne d'autre ne peut y toucher.
Arabam bu gece kalkıyor.
Non, mon chauffeur arrive ce soir.
Turne otobüsümüz birkaç saate kalkıyor ve orada olman gerektiğini sen de biliyorsun.
Notre car part dans quelques heures, tu sais que tu dois le prendre.
Bu tren istasyondan kalkıyor, benim tavsiyem "sen de atla".
Ce train quitte la gare, alors je te conseille de monter dedans.
Arabanız birkaç dakika içinde, 6 nolu perondan kalkıyor.
Votre bus part du dépôt 6 dans quelques minutes.
Uçağın 45 dakika içinde kalkıyor.
Ton avion décolle dans 45 minutes.
Uçağın saat 10'da kalkıyor.
Le vol décolle à 10h.
Peki bu kadar masrafın altından nasıI kalkıyor?
Comment est-ce qu'elle paie pour tout ça?
Yamyamlık gösterisinde perdeler kalkıyor.
Place au grand spectacle cannibale!
Metro Beş kalkıyor.
Ligne 5, départ imminent.
Metro Beş kalkıyor.
Ligne 5. Départ imminent.
Uçuş numarası elinde. Yarın JFK'den kalkıyor.
Vous avez son numéro de vol. Il décolle demain de JFK.
Ama kalkıyor...
Mais ça remonte...
Çok tehlikeli insanlarla düşüp kalkıyor.
Il est étroitement lié à des gens très dangereux.
200, 000 taraftar ayakta ve yeşil bayrak havaya kalkıyor.
Les 200000 fans sont debout. Le drapeau vert est levé.
Oh, ayrıca her sabah kalkıyor ve egzersiz yapıyorum.
Et tous Ies matins je me leve pour faire de l'exercice.
Yedi numara dış kulvardan atağa kalkıyor.
et le numéro 7 accélère à l'extérieur.
Sabah erkenden kalkıyor.
Il décolle demain matin.
uçağım yedide kalkıyor, hatırlatmak istedim... lütfen geç kalma.
Mon avion décolle à 7 heures. Ne te couche pas trop tard, ok?
Herkes sanıyor ki, sabah kalkıyoruz, kızın tekine musallat oluyor peşine takıIıyor, yolumuza çıkanları öldürüyoruz.
On ne se réveille pas un beau matin en étant obsédé par une fille qu'on commence à suivre en tuant ceux qui nous barrent la route.
Ve ne zaman, bir kadın geçse ayağa kalkıyor. Ucube.
Et il se lève chaque fois qu'une femme passe devant lui.
Uçağın birkaç dakika içinde kalkıyor.
Ton avion part dans quelques minutes.
Uçağın iki saat içinde kalkıyor.
Votre avion décolle dans deux heures.
Büyükbabam yere yığıldı ve tekrar kalkıyor!
Grand-père est tombé et il se relève.
Waylon, kalkıyor musun?
Debout, Waylon.
Güneş filtresi kalkıyor.
Elévation du filtre solaire.
Sanırım bir eskort servisinde çalışıyor başından büyük bir işe kalkışmış. Sadece ona yardım etmeye çalışıyorum.
Je pense qu'elle fait partie d'un service d'escort... et il se pourrait qu'elle y soit à fonds dedans.
Konuşulunca kalkıyor hemen. Peki.
D'accord.
Beni aldatmaya kalkıyor ha?
Et il me trompe?
Sekiz'de Bombay uçağım kalkıyor.
Mon avion décolle à 20h.
- Kalkıyor.
- Elle se lève.