Kalıyoruz перевод на французский
1,565 параллельный перевод
Bazı geceleri, kurşun seslerini duyduğumuz zaman, yataklarımızın altında uyumak zorunda kalıyoruz.
Certaines nuits, quand on entend ces coups de feu, - on doit dormir sous nos lits. - C'est vrai.
Evet, öyle değil miyiz! ? Klonlarını doğurmak için Amanushi'nin tohumlarından hamile kalıyoruz!
Porter de force la semence de l'Empereur, peux-tu seulement comprendre à quel point c'est triste et humiliant?
Hanımlar, geç kalıyoruz.
On va être en retard, mesdames!
Yeni gelin gibi görünmek istemem, ama geç kalıyoruz.
Sans jouer les nanas, on va être en retard!
- Niye her şeyden elimizi ayağımızı çekmek zorunda kalıyoruz ki?
- Pourquoi est-ce que tout s " arrìte?
Boktan bir savaşa giriyorsunuz, ondan sonra gelip sizin götünüzü kurtarmak zorunda kalıyoruz.
Vous commencez une putain de guerre et c'est à nous de venir vous sauver.
Hepimiz olayların ortasında kalıyoruz.
On est tous dans la merde, ici.
Bu yüzden... Meydan okumaya meyilli dört nesille baş etmek durumunda kalıyoruz.
Nous nous retrouvons avec quatre générations ayant un potentiel de rébellion.
Biz birlikte kalıyoruz.
On reste ensemble.
- Onu daha sonra ararım. Geç kalıyoruz.
- Je l'appellerai plus tard.
- Ne için geç kalıyoruz?
On est en retard. - Pour quoi?
- Evet, geç kalıyoruz.
- Vous dînez avec un client?
Şimdi Ling'i de postayla yollamak zorunda kalıyoruz.
On va devoir envoyer Ling par la poste aussi.
Kocam ve ben ayrıldık, bu yüzden burada geçici olarak kalıyoruz.
Mon mari et moi sommes séparés, on est ici en attendant.
Neden bu lanet yerde kalıyoruz?
Que fait-on dans ce trou?
- Geç kalıyoruz.
On est en retard.
Neredeyse geç kalıyoruz.
C'est presque l'heure.
Sizin kifayetsizliğinizin heyelanı altında kalıyoruz, Bay Creedy!
Nous sommes ensevelis sous l'avalanche de vos insuffisances, M. Creedy!
Acele etseniz iyi olur. Geç kalıyoruz.
Vous feriez mieux de vous dépêcher.
Geç kalıyoruz.
On perd du temps.
Çocuklar, burada kalıyoruz.
Les enfants, ne bougez pas d'ici.
Haydi çocuk, geç kalıyoruz.
Dépêche-toi, on est en retard.
Bütün bir yıl boyunca burada kalıyoruz.
Nous restons ici toute une année.
Burada kalıyoruz.
Nous restons.
Burada kalıyoruz.
On reste ici.
Geride kalıyoruz.
On a pris du retard.
Poppuns için de kalıyoruz.
Et restez pour Mary Poppins.
Tamam mı? Bu sefer kitaba sadık kalıyoruz.
Cette enquète, on la fait comme dans le manuel.
Derse geç kalıyoruz.
On est en retard pour l'école.
Pekala hadi, golf için geç kalıyoruz.
Bon, allons-y. On est en retard.
Neden kalıyoruz ki?
Pourquoi on reste?
Neden hep benim evimde kalıyoruz?
Pourquoi on dort toujours chez moi?
Biz kalıyoruz.
Nous allons rester.
Hayatta başka her şeyden geri kalıyoruz.
Ce que l'on rate, c'est tout le reste.
Savunma avukatlarının bütçesi fazla değil o yüzden, bir sürü ayak işini, kendimiz yapmak zorunda kalıyoruz.
Les avocats commis d'office n'ont pas beaucoup de moyens... alors nous devons faire beaucoup de travail sur le terrain nous-même.
Evet, burada kalıyoruz.
- Oui, monsieur.
Belkide biz ekmek fabrikasından gelen sulara... mağruz kalıyoruz ondan olabilir.
Sans doute parce qu'on est en aval de l'ancienne fabrique de pain.
Derse geç kalıyoruz.
On est en retard pour les cours.
İkimiz de evde kalıyoruz.
On partage la maison.
Plana sadık kalıyoruz, Kent çocuğunun dönmesini bekliyoruz, sonra kurtuluyoruz, şimdi susun ve konsantre olun.
Non! On va s'en tenir au plan, attendre le retour du fils Kent et on se sortira de là. Maintenant vous la bouclez et vous vous concentrez!
Evet. Tamam. Tamam kalıyoruz.
Le Général consulte le pentagone pour déterminer quelle sera notre prochaine action.
Affedersiniz, bu kalıplaşmış deyimde ismin - i halini kullanmıyoruz.
Il faut penser à l'inversion du sujet.
Kalıyoruz.
On reste.
Galiba kalıyoruz. Galiba öyle.
- Alors, on reste.
Bir düşünelim, Doktor McConnelly kültürümüzdeki muhteşem etnik izlere bakarsak, Amerikan politikasında Clinton'dan sonraki dönemin kalıntılarına rastlıyoruz.
Ça alors... Dr McConnelly, votre... thèse d'éthique culturelle me fascine et s'applique si bien au paysage politique post-clintonien...
Ona hediyeni sonra verirsin, havuza geç kalıyoruz.
Plus tard on est en retard
Evet parmak izi kan kırmızısında, aradığımız bu... Renk tanımlayıcısını kullanıyoruz, ve şimdi de önceden hazırlanmış algoritm ile üretim aşamasında verilmiş diğer tüm renkleri siliyoruz, böylece bize yalnızca aradığımız iz kalıyor.
Donc l'empreinte est rouge sang, c'est la teinte que nous utilisons pour l'identifiant de couleur, et maintenant l'algorithme préprogrammé se contente... d'enlever toutes les autres couleurs du tissu, ce qui nous laissera juste l'empreinte.
Yolcu tarafındaki camda barut kalıntısı hatta kapıda ezik arıyoruz.
- ou des résidus de combustion.
İnsanları geri çevirmek zorunda kalıyoruz.
On a dû refuser du monde.
Gölün karşısındaki kulübede kalıyoruz.
On habite de l'autre côté.
Bu hafta sonu için bir yerlere gitmeyi planlıyoruz ve eğer size kendi başınıza güvenemeyeceksek dedenler de kalırsınız ve bu da hafta sonunu Julie Cooper'la geçireceksiniz anlamına gelir.
Nous voulons partir ce week-end et si on ne peux pas vous faire confiance ce qui signifie passer le week-end avec Julie Cooper.