Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ K ] / Kayıt dışı

Kayıt dışı перевод на французский

962 параллельный перевод
Şimdi sizden siz gazetecilerin tabiri ile kayıt dışı olmasını rica edeceğim.
Je vous demanderai de ne pas en parler, vous y êtes habitué.
İhtiyacın olan kayıt dışı yardımı alabileceğini söyledi.
Il dit de vous donner toute l'aide officieuse nécessaire.
Bir kaç soru sorsam kayıt dışı cevap verir misiniz?
Vous pouvez répondre à une ou deux questions officieuses?
Sadece kayıt dışı konuşuyoruz.
Nous parlons officieusement.
Bunu asla kayıt dışı tutmamalıydık.
On ne pourra jamais cacher cela à la presse.
Feragatnameyi imzalarsan bu olayı kayıt dışında tutabiliriz.
Il ne restera aucune trace de cet incident si vous signez ceci.
Başka bir deyişle, ilk 2,000 oy kayıt dışı olacak.
Et ne seront pas comptés.
Arada kayıt dışı 2000 dolar var.
Il y a 2000 dollars de différence.
Hayır, bu kayıt dışı değil.
Non, ce n'est pas à titre confidentiel.
Söyle bana dostum, kayıt dışı, elbette.
Dis-moi quelque chose. Entre nous, bien sûr.
Kayıt dışı, eh?
Entre nous?
Size kayıt dışı bir şey diyeyim :
Un conseil, entre nous...
Her şey kayıt dışı, iz sürülemez.
Les réservations ne les indiquent pas.
Kayıt dışı konuşabilir miyiz, efendim?
Je peux vous parler officieusement?
Yüzlerce binlerce dolarlık kayıt dışı para.
Des centaines de milliers de dollars cash.
Göçmen bürosunun, gelişinizi kayıt dışı tutmasının daha iyi olacağını düşündük.
Nous avons pensé utile de vous éviter le passage par l'immigration.
Kayıt dışı.
Confidentiellement.
Kayıt dışı mı?
Parlons officieusement.
Biz buna "kayıt dışı" deriz.
Off the record, comme nous disons.
Pekala kayıt dışı konuşalım.
Je te citerai pas.
Kayıt dışı ama, tamam mı?
Vous direz rien?
Tamamen kayıt dışı olacak, tamam mı?
Vous voulez une confidence?
- Sana kayıt dışı pek çok bilgi verebilirim.
- Je vous donnerai des infos.
Kayıt dışı.
ça restera entre nous.
"H.32 roketi aya ilk yolculuğu sırasında... uzaktan kontrollü H.32 roketinde bulunan... otomatik çekme ve kayıt cihazlarıyla... ayın yüzeyinin filmini de çekilmiş."
Enregistrements cinématographiques de la surface de la Lune par H-32 pendant son premier tour de la Lune. La fusée enregistreuse H-32, non habitée, équipée d'appareils enregistreurs automatiques.
Kay, dans için dışarı çıkmış olsaydı geldiğini işitene dek gözünü kırpmazdın.
Merci, chéri. D'habitude, tu ne peux pas t'endormir avant d'avoir entendu Kay rentrer.
Buraya gelmek için cenaze arabasının lngstadt'daki sınırdan geçmesi lazım. Nereye gittiğine dair bir kayıt olmalı.
Il a dû passer la frontière d'Ingstadt... où on a dû enregistrer sa destination exacte.
Büyük Kaya'ya beşinci derece zorlukta bir tırmanış yaparken kayıp düşen... öğretmenimiz Maria Pia Zochi'yi kurtardığı için, Sonego'ya Özel Ödül!
Rodolfo Sonego, pour avoir sauvé le professeur M.Pia Zocchi d'une mauvaise chute alors qu'elle allait franchir un pic des Apennins : mention spéciale.
Polis kayıtlarına göre kendisi Constantinescu adında, Romanyalı bir tavuk hırsız. Ama burayı satın aldığında, mekanın adı "Bıyık" tı ve bıyık bırakmak yeni bir tabela almaktan daha ucuza mal olacaktı.
Il serait un voleur de poules roumain, nommé Constantinescu, mais son café s'appelait déjà "Chez Moustache" et autant se laisser pousser la moustache que d'acheter une nouvelle enseigne.
Önce kayıt yaptırın lütfen!
D'abord enregistrez-vous s'il vous plaît!
Kayıt yapılacakmış.
Il y a une séance d'enregistrement.
Bu kayıtların dışında mı?
Parle-t-on à titre confidentiel?
Bir kere, üsse telefon açtığınızda, karşınıza sürekli hatların geçici olarak hizmet dışı olduğunu söyleyen bir kayıt çıkıyor.
Chaque fois qu'on appelle la base, on tombe sur un enregistrement qui répète que les lignes sont momentanément interrompues.
Ölçü dışı bir kayıt aldım, sonra da bir ters kutupluluk ve...
J'ai relevé un pic soudain, puis une polarité inverse...
Meteoroloji dairesi ondan önce kayıt tutmamış.
Il n'y a pas d'archives antérieures.
Şey, ben lobiye girmeden önce teyp kayıt cihazını çalıştırmış olabileceğim hiç aklınıza geldi mi? Cesedi henüz hiç görmeden önce?
Eh bien, sachez que je l'ai allumé avant d'aller dans le couloir, avant de voir le corps.
Görünüşe göre cinayet günü kentten ayrılmış. Ve havayolları vasıtasıyla uçakların incelenmesi onun Lizbon'da olduğunu gösteriyor. Orada bir otelde kayıt yaptırmış.
Elle a quitté la ville le jour du meurtre avec un billet d'avion pour Lisbonne oû elle est restée dans un hôtel.
İki ay önce gibi, kayıt stüdyosunun kontrol odasında tanıştık. - Evet.
On s'est rencontrés au contrôle au studio d'enregistrement il y a environ deux mois.
Kayıt dışı.
Entre nous.
Bu kayıt dışı mı?
Nous discutons en privé?
Sana bir dinleyici cihaz bulmaya çalışırım, ama, telefon şirketi de, tam bir kayıt tamamlayana kadar telefona bir izleyici monte etmeyecektir.
Je peux vous mettre sur écoute. Mais les télécoms n'installeront pas de mouchard avant d'avoir consulté le journal des appels.
Büyük bir teleskop ve kayıt cihazı benzeri tuhaf bir şey telefona bağlanmış gibi sanki.
C'est une espèce d'énorme télescope. Et il y a un enregistreur bizarre. On dirait qu'il est relié au téléphone.
Dışarıya çıkayım deme.
Non, s'il te plait ne t'en vas pas!
Kasetlerin sırası, kayıt sırasına uymuyor.
Le fichier ne correspond pas aux numéros d'identification.
Gelip otele kayıt yaptırırlar, değil mi?
Un type s'inscrit, d'accord?
Birinci hamle, ilk aile sürgünlerini ikinci gruptan bir gecede ayırarak kayıt görevlisi olduğum B2A karantina kampına nakletmekti.
Une heure plus tard, à mon retour, je le trouvais allongé sur mon lit, à l'agonie. Son visage était cyanosé, sa bouche blanche d'écume. Je compris qu'il s'était empoisonné.
Eyalet dışına kayıtlı her araba kesinlikle denetleniyor.
Ne t'inquiète pas pour eux.
Ve tabii kayıt dışı.
Officieusement, bien sûr.
Uçaktakilerden biri bir kayıt stüdyosunda çalışıyormuş.
Il y avait un passager... travaillant dans un studio d'enregistrement.
Tıbbi kayıtlarına göre duyu dışı algılama kapasitesi çok yüksek.
Selon son dossier, il avoisine les sommets de l'échelle de la PES.
İlk kayıt sırasında bilgisayar görme edimini kaydetmişti. Şimdi ise hatırlama edimini tarıyordu.
On avait d'abord enregistré l'acte de voir, on lisait à présent l'acte de se souvenir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]