Kayıtlar перевод на французский
13,161 параллельный перевод
Kayıtlar, kardeşimizin o gece kaçırıldığını gösteriyor.
Elie : dossiers montrent la nuit même notre sœur a été prise.
Kayıtlar bu uçağın tam da kız kardeşimizin kaçırıldığı gece Marrakech'ten Miami'ye uçtuğunu gösteriyor.
Les enregistrements montrent ce vol ici Marrakech à gauche Miami la nuit même notre sœur a été prise.
Çalınan bilgisayarlardan birinde kamera kayıtları olduğunu varsaymak doğru olur mu?
Bien sûr, l'un des ordinateurs volés contenait la vidéosurveillance?
Tüm telefon kayıtlarımı, e-postalarımı, Banka kayıtlarımı, istediğin her şeyi teslim edeceğim.
Je vous donne mes fadettes, mes mails, mes relevés de banques, tout.
Kişisel yazışmaların her bir parçası ve mali kayıtların.
Tout le courrier personnel et les données financières.
Bütün telefon kayıtları ve e-postaları Alta Von See FBI'a teslim olmuş.
Les fadettes et mails fournis par Alta von See.
Bütün telefon ve banka kayıtlarınızı gönüllü olarak vermek konusunda çok cesaretli görünüyorsunuz,
- Ça semblait courageux de nous donner vos relevés de banque et téléphone.
Adli muhasipler şu an CE'deki kayıtları gözden geçiriyor.
Les experts-comptables parcourent les livres à CE maintenant.
- Kayıtların cezaevi sistemine girildi.
Ton dossier a été rentré dans le système carcéral.
- Evet, toprak kayıtları.
- Les livres fonciers. - Oui.
Kayıtları saklamaya devam edeceğim fakat sancak beyi gibi davranmalısın Uhtred.
Je continuerai de les garder en sécurité, mais Uhtred, tu dois te comporter comme un Ealdorman.
- Bebbanburg'un sözleşmeleri. - Evet. - Evet, toprak kayıtları.
Je continuerai de les garder en sécurité, mais Uhtred, tu dois te comporter comme un Comte.
Bakanlığınız Osaka'dan limanımıza gelen gemilerin kayıtlarını tutuyor değil mi?
Votre ministère garde les enregistrements de l'activité d'importation des navires atteignant notre port D'Osaka.
Siz kayıtları istendiği gibi sağlayın lütfen.
Veuillez fournir les enregistrements comme demandé, s'il vous plaît.
Gözetleme fotoğrafları ve kayıtları, tutuklama raporları... Ayrıca Krystof'un raporları da var. Biz soruşturmadan çekildikten sonra toplanan şeyler de var.
Photos de surveillance, rapports d'arrestations... mais aussi, les rapports de Krystof, et tout ce qu'on a réuni jusqu'à ce qu'on nous retire l'affaire.
Birisi konuşmalarımızı dinliyor ve bu konuda yazıyor. Biz de kamera kayıtlarına bakmamızın imkanı var mı diye merak ediyoruz.
Il est évident que quelqu'un espionne nos conversations et écrit ensuite à leur sujet, et on se demandait si il y avait moyen de jeter un oeil aux caméras de sécurité.
Ben ve avukatı Gabriel Utterson ilişkilerinin kayıtlarını düzenliyorduk.
Avec son avocat... Gabriel Utterson, nous rangions ses affaires.
Büyükbabam öldüğünde neden kayıtlarını yakmaya çalıştı sanıyorsun?
Pourquoi brûlait-il les papiers de mon grand-père pendant son agonie?
Mason'ın adı eski mahkum listemde vardı, ama Dallas'tan olduğundan görünmedi çünkü aramada lise kayıtları yoktu.
Le nom du Mason était sur la liste d'ex-détenus, mais pas signalé car il est de Dallas, et les rapports de lycée n'étaient pas dans mes paramètres de recherche.
Olabilir ama finansal kayıtlarında uyuşturucu problemi olduğunu gösteren hiçbir şey yok.
Ok, peut-être. mais rien dans ses finances suggèrent qu'elle avait un problème de drogue. Qu'as-tu trouvé?
Hey, Benson, osya odasına gitmek isteseydim, lanet olası dosya odasına giderdim, ama gitmiyorum çünkü fatura kayıtlarını da istiyorum, telefon kayıtları ve kişisel maillerini de. Oha kişisel mailleri mi?
Benson, si je voulais aller à la salle des archives, j'irai à cette putain de salle, mais ce n'est pas le cas, car je veux aussi les factures, les enregistrements téléphoniques, les e-mails personnels... les e-mails personnels?
Eğer denizci ise, kayıtlarımızda olması lazım.
Si c'était une SEAL, elle serait dans notre base de données.
Kayıtlarını bekliyoruz.
On attend toujours ses empreintes.
Tamam, derhal güvenliği haberdar edin. Video kayıtları, geçiş şifreleri, ellerindeki her şeyi didik didik etsinler.
On doit alerter la sécurité, visionner les vidéos de surveillance, vérifier les codes, tout ce qu'ils ont.
İyi bir şey yok, fakat tesis kayıtlarına göre kayıp şişelerin birinde ender rastlanan viral hemorajik ateş virüsü bulunuyor.
Rien de bon, mais selon les registres du CDC une des fioles contient une souche virale rare de la fièvre hémorragique.
Reade, Zapata birkaç saat öncesinden başlayarak kamere kayıtlarına bakın.
Reade, Zapata, allez vérifier les caméras de sécurité des dernières heures.
- Şarkı ve kayıtların satışları... - Vay be.
Les ventes de disques...
Bulabildiğin tüm banka kayıtlarına bak.
Vois tous les enregistrements bancaires que tu peux trouver.
- Banka kayıtlarına bak dediniz.
Tu nous a demandé de chercher des enregistrements bancaires.
- Evet. - William'ın telefon kayıtları hazır.
C'est les relevés téléphoniques de Williams.
Dr. Brennan ikinci kurbanın diş kayıtlarından bir kimliğe ulaştı.
Brennan a une identité pour le second corps d'après les dossiers dentaires.
Aynı mavi minibüs bu kayıtların her birinde görünüyor.
La même camionnette bleue apparaît dans chacun de ces flux
Bu kayıtların her biri farklı günlerin farklı saatlerinde çekilmiş.
Chacun de ces aliments ont été pris à une heure différente sur différent jours.
Tıbbi kayıtlarını okudum.
J'ai lu les dossiers médicaux.
Kayıtlarım her şeyi anlatıyor. Dr. Brennan burada ne işiniz var?
Mon casier parle de lui-même.
Eski çalışanların kayıtlarını araştıracağım, bakalım neler bulacağım.
Je vais chercher dans les fichiers des anciens employés, voir ce que je peux trouver.
Sonra evlat edinme kayıtlarına baktım.
Ensuite j'a vérifié les dossiers d'adoption.
İsmini çalışan kayıtlarında arıyorum.
Entre son nom dans la base de donné des employés.
Şartlı tahliyeden 6 ay sonra, kayıtlarınız mühürlenebilir.
La mention serait effacée 6 mois après la mise à l'épreuve.
Kazağın SBB'sini ve mağazanın güvenlik kayıtlarını istiyor.
Elle demande l'UGS du pull et la vidéo de surveillance du magasin. - C'est pour...
Mağazanın tutuklanma kayıtlarına baktım.
J'ai regardé les fichiers des arrestations du magasin.
Önsuç sonlandırıldıktan sonra kayıtlarımız silindi, biz de uzaklara gönderildik.
Nos archives ont été effacées avec la fin de Precrime, et on nous a renvoyé.
Diş kayıtları doğruladı, bu Abby Campbell.
Le dossier dentaire le confirme : c'est bien Abby Campbell.
Hastanenin personel kayıtlarını kullanarak o adamın Dr. Branford Fisher olduğunu tespit ettim.
Grâce au fichier des employés, je l'ai identifié. Dr Branford Fisher, résident en chirurgie.
Stuyvesant Hastanesi'nin envanter formları, personel kayıtları ve güvenlik raporları.
Inventaires, dossiers du personnel et rapports de sécurité du Stuyvesant Memorial.
Sabit sürücülerinde testlerinin kayıtları olmalı.
On devrait retrouver les résultats sur les disques durs.
2 yıllık işe alma kayıtlarını inceleyecek kadar uzun sürecek.
Assez longtemps pour explorer deux ans d'historique de recrutement.
Hyde'ın öldüğü saatte otel kemaralarının kayıtlarını aldım.
Grâce aux séquences tirées des caméras de l'hôtel dans le temps où Hyde a été tuée.
Demek istediğim, raporlarında gitgide büyüyen boşluklar var açıklayamadığı tutuklamalar açıklayamadığı kayıp kanıtlar şimdi de kendini soyutluyor, evinden çıkmıyor telefonlarımı açmıyor.
Je veux dire, il ya des trous béants dans ses rapports, arrestations, il ne peut pas expliquer, preuve qu'il ne peut pas expliquer manquant, et maintenant il est l'isolement, il ne sort pas de la maison, il ne pas prendre mes appels téléphoniques.
Kayıtları saklamaya devam edeceğim fakat sancak beyi gibi davranmalısın Uhtred.
Les chartes sont sans utilité. La Northumbrie appartient aux Danois.
Askerlik kayıtlarına göre Gibson Irak ve Afganistan seferlerindeki F-22'leri kullanıyormuş.
Selon son dossier de service,