Kaza mı перевод на французский
2,003 параллельный перевод
Kaza mı, kundaklama mı?
Où est-il?
Kaza mı?
"Accident"?
- Çifte kaza mı?
- Un double accident? - Oui.
O zaman, sen, bize tam olarak yangının kundak mı ya da kaza mı olduğunu söyleyebilirsin.
Alors vous pourrez me dire avec certitude si c'est un incendie criminel ou pas?
- Kaza mı?
- Accidentelle?
Kaza mı yoksa. bir boğuşmanın mı sonucu, bilmiyorum.
Que ce soit un accident ou qu'elle se soit battue, ça, je ne suis pas sûr.
Hepsi bir kaza mı?
- C'est donc un accident? - Un défaut de la machine.
Amita, ne dcersin? Kaza mı sence?
Amita, tu penses à un accident?
- Kaza mı geçirdin?
- Tu as eu un accident?
Ölümü bir kaza mıymış?
Sa mort était un accident?
Ne oldu? Kaza mı yaptın?
Tu as eu un accident?
Kaza mı olmuş?
A-t-il eu un accident?
- Ben bir kaza mıydım?
- Moi, j'étais un accident?
Rahibe Veronica kaza mı geçirdi?
Ai-je bien entendu, Sœur Veronica a eu un accident?
Kaza yerine vardığımızda, buranın çağrısı geldi işte.
On nous a appelés ici, sur le lieu de l'accident.
Bay Coulter, kaza yapmış aracının içinde Bowman Caddesinde bulundu.
M. Coulter était dans son véhicule accidenté, sur Bowman Street.
Bütün sabahımı Miriam'ın yarasını diğer kaza yaralarıyla karşılaştırmakla geçirdim.
J'ai passé toute la matinée à comparer la plaie à la tête de Miriam avec d'autres accidents de piétons.
- Adresi var mı? Kaza olmayabileceğini düşünüyoruz.
Ce n'est peut-être pas un accident.
Üzgünüm, uzun sürdü. Küçük bir kaza atlattım.
Désolé d'avoir été aussi long.
Otorite, antik devirlerde oluşturulmuş ve yaşanmış kaza ve kurumlardan alındığı haliyle, dürüst ve aydın insanların, yüreklerinden ve yargılarından yepyeni bir şekilde alındığından daha mı hoş ve saygıdeğerdir?
L'autorité quand elle émane d'accidents et d'institutions établis dans l'antiquité lointaine, est-elle plus aimable ou respectable que quand elle émane tout juste des cœurs et jugements de personnes honnêtes et éclairées?
- 101 de bir kaza olmuş, Sosyal görevli gelmeden evde olmalıyım.
- Il y a eu un accident sur la 101, et je dois être là-bas avant l'assistante sociale.
Neden o "şanslı kaza" mız değil?
Pourquoi devrait-il être un dommage collatéral?
Kaza.. kazadan sonra, hissettiklerimi ve yaşadıklarımı anladığını zannetmiştim.
Je croyais que tu avais compris ce que j'éprouvais après mon accident.
Bekleyin, acile yarım düzine kaza kurbanı mı geliyor?
Avec six victimes d'accident aux urgences?
Bir kaza geçirdim ve 35 yıl öncesinde bir zamanda uyandım.
J'ai un accident et je me réveille 35 ans dans le passé.
- Bunun bir kaza olmadığını mı söylüyorsun?
- Etes-vous en train de dire qu'il ne s'agissait pas d'un accident?
Kaza olduğunda ben sadece dört yaşındaydım.
J'avais que 4 ans quand l'accident est arrivé
Bir kaza geçirdim ve 1973 yılında uyandım.
J'ai eu un accident et je me suis réveillé en 1973.
- Ferrari ile küçük bir kaza yaptım.
- J'ai eu un problème avec la Ferrari.
Şu oral kaza yüzünden hâlâ biraz kızgın sanırım.
Je suppose qu'elle a encore en travers le "cunni accidentel".
- Kaza mı oldu?
- Il y a eu un accident?
Görünürde arabaları olmamasına rağmen kaza yaptıklarını sanmıştım.
Il n'y aucune bagnole mais je comprends qu'il y a eu un accident.
Tamam, yani bir daha beni evime kadar takip etmeyeceksin ve bir daha beni sabaha karşı üçte arayıp korkunç bir kaza geçirdiğini ve hastanede acilde yattığını söylemeyecek misin?
OK, alors tu ne me suivras plus jusque chez moi et tu ne m'appelleras plus à 3h00 du matin pour me dire que t'es aux urgences parce que t'as eu un terrible accident de voiture?
En iyi arkadaşım korkunç bir kaza geçirmiş.
Un ami cher a eu un accident.
Sigortacıyım, hayat, araba, kaza.
Je vends des assurances. Vie, voiture, accident.
- Bir kaza geçirdin genç bayan ve bu hoşuna gitse de gitmese de bir kez kapımızdan içeri girdin mi durumunu değerlendirmek bizim tıbbi ve yasal sorumluluğumuzdadır.
- Vous avez eu un accident, jeune fille, et que ça vous plaise ou non, quand vous passez ces portes, il est de notre responsabilité, légale et médicale, d'évaluer votre état.
Anladığım kadarıyla kaza sırasında kafanı çarpmışsın.
Je crois savoir que vous vous êtes cogné la tête dans l'accident?
Dün bunları mısır tarlasında buldum. Kaza alanının yakınlarında.
J'ai trouvé ça dans le champs hier, sur le lieu de l'accident.
Aynı kamerayı kullandım. Kaza sırasında bir yere çarpmış olmalı.
L'appareil a dû s'abîmer dans l'accident.
Bay Murase, biz bir kaza geçirdik.
M. Murase... On a eu un accident.
Tanrım, nasıl bir kaza?
Merde, c'est grave?
Burada bir kaza sonucu ölmeyi mi yoksa bizimle kaçmayı mı tercih edersin?
Tu veux mourir "accidentellement" ici... ou t'évader avec nous?
Kaza hakkında ihtiyacımız olan her şeyi öğrendik.
On a tous les renseignements sur l'accident.
Roy kaza ile tanıştığımızı söylemeyi çok sever.
Roy aime raconter que notre rencontre était fortuite.
Bunu kaza olmadığını mı?
Quoi? Que c'est pas un accident.
Bu Iodyne Sanayii yapımı Wittigan'ı süren Potts ikinci turda kaza yaptı ve yarışı tamamlayamadı.
Au volant de cette Wittigan pour Iodyne Industries, il a perdu le contrôle et a été contraint à l'abandon.
Ama anlamadığım şey şu : Sammy Boigon'ın ablası Sammy'nin kaza olduğunu söyledi.
Mais je ne comprends pas, la sœur de Sammy Boigon a dit qu'il était un accident.
100 metre sonra kaza yerini geçeceksiniz.
Vous devriez dépasser l'accident dans environ 100 m.
Sanırım bir kaza olmuş.
Il y a eu un accident.
Bir kaza olsa tutanak tutarlar mı?
On demanderait un changement dans le protocole, pour s'assurer que ces accidents n'arrivent plus jamais.
Prenses Joanne'un ölümüyle ilgili olarak..... bunun bir kaza değil suikast olduğu yönünde kanıtlarım var.
Pour la mort de la princesse Joanne, moi, L, j'ai trouvé les preuves montrant que c'était un complot.