Küçük bir kız перевод на французский
3,553 параллельный перевод
Kardeşim hep küçük bir kız gibiydi, bilirsin, zayıf yapılı.
Ma soeur était toujours une petit fille, tu sais, toute fine.
Kasırgada küçük bir kız var ve onu doğru yerde aramıyorlar.
Il y a une petite fille, dehors dans l'ouragan, et ils ne la cherchent pas au bon endroit.
Melissa'nın gücü küçük bir kız için oldukça büyük.
Le pouvoir de Melissa est très puissant pour une petite fille.
Küçük bir kızı öldürdüğünü bilerek geceleri nasıl uyuyorsun?
Comment pouvez-vous dormir la nuit, en sachant que vous avez tué une petite fille? Hein?
Küçük bir kız olduğu günden beri her sene giderdik.
On y allait chaque année.
Küçük bir kız günü yapabiliriz.
Une journée entre filles?
Hayır, bu sadece aptal küçük bir kız olmanın yan etkisi.
Non, c'est juste un effet secondaire d'être une petite fille stupide.
Bizimkileri her söylediklerini yapan küçük bir kız olmadığım fikrine alıştırmalıyız.
C'est pour ça qu'on est la. On doit les amener doucement au fait que je ne suis plus une petite fille qui fait tout ce qu'ils disent.
Küçük bir kız olduğun günlerden beri hep seni gelinlikle hayal ettim.
Je rêve de te voir dans ta robe de mariée Depuis que tu est toute petite.
Küçük bir kız olmandan ötürü bükmenin fiziksel yönünü iyi beceriyorsun ama ruhani yönünü hiç umursamıyorsun.
Depuis toute petite, tu as excellé dans l'aspect physique de la maîtrise, mais complètement ignoré l'aspect spirituel.
Küçük bir kız gibi çığlık attın.
Tu cries comme une petite fille.
İçinde bir adamın ve küçük bir kızın resimleri olabilir.
Il devrait y avoir les photos d'un homme et d'une petite fille dedans.
Küçük bir kız, çok hoş!
... Une petite pitchounette, c'est chouette.
Bir adam resmi olabilir. Ve içinde küçük bir kız.
Il peut contenir des photos d'un homme et d'une petite fille à l'intérieur.
Küçük bir kızı öldürmedim!
Je n'ai tué aucune petite fille!
Sen... Ryan, buraya cevap almak için geldik ve sen küçük bir kız gibi vazgeçtiğin için benim müdahale etmem gerekti.
Ryan, la raison pour laquelle nous sommes là c'est pour obtenir des réponses et puisque tu étais en train d'abandonner comme une petite merde, je devais intervenir.
Küçük bir kız gibi giyindim.
Je me suis habillée en fille, aujourd'hui.
Hey, biraz tuhaf olan küçük bir kız. Bir anda önümde beliriveriyor? Bu hergün olan birşey değil.
Une jolie fille un peu bizarre me tombe dessus?
Küçük bir kızın ayağına cam batmış.
C'est une petite fille avec du verre dans le pied
İnanamıyorum böyle kinci, bencil küçük bir kız yetiştirdiğime.
J'arrive pas à croire que j'ai élevé une petite fille aussi égoïste et rancunière.
Kendim için fazla endişelenmiyorum, fakat küçük bir kızım var.
Je ne m'inquiète pas trop pour moi, mais j'ai une petite fille
Ben de neden minnacık örümcekleri görünce ellerini deli gibi çarpıp küçük bir kız gibi bağırdığını anlayamıyorum.
Et je pige pas pourquoi tu t'agites et cries comme une fille en voyant une araignée grosse comme un haricot.
Küçük bir kız olma sözleşmesini çiğnemek istemiyorum... Ebeveynlerden ve dünyadaki herkesten saklamak istediğin türde şeyleri söyle...
Et bien, je ne veux pas rompre le pacte de ce que c'est que d'être une petite fille, le genre de choses qu'on ne veut pas dire à ses parents...
Bu koridorlarda küçük bir kız olduğumdan beri koşuşturuyorum.
J'arpente ces halls, de long, en large et en travers depuis que je suis petite, ok?
Küçük bir kız.
Elle était... une petite fille.
Küçük bir kız bıraktı, hatırlar gibiyim.
Elle a laissé une petite fille, je crois me souvenir.
Pekâlâ Charlie, elimizde bir tanık var. Hollywood'da pazarladığın 18 yaşından küçük bir kız.
Bien, donc, Charlie, on a un témoin, une fille mineure que vous avez vendu à Hollywood.
Küçük bir kızın bedeninde hapsolmuş küçük bir erkek çocuğusun.
Tu es un petit garçon coincé dans le corps d'une petit fille?
Küçük bir kız olma dönemini yaşamamayı tercih ettin.
T'as sauté cette période.
Çok büyük bir hata yapıyorsun küçük kız. - Kahretsin.
Tu fais une grave erreur, jeune fille.
Küçük bir sıyrık için neden kızımla çiçek toplamama engel olduğunuzu söyler misiniz?
On peut me dire pourquoi on me dérange pour ça quand je suis avec ma fille?
Küçük ila orta ölçekli bir şirketimiz var. Ve en büyük nesne teknolojisi satıcısıyız. 50 ila 75 milyon dolarlık bir şirketiz.
Et nous avons une entreprise de taille petite à moyenne et nous sommes le plus grand fournisseur d'objets mais, vous le savez, nous sommes une entreprise de $ 50 à $ 75 millions, nous avons environ 300 personnes.
Savaşmaya ya da kaçmaya kalkarsanız güzel, küçük kızım kafasına bir mermi yiyecek.
Si vous luttez, ou tentez de fuir, ma merveilleuse petite fille mourra.
Majesteleri, küçük konseyinizde vardığımız kanıya göre vatana ihanetten başı kesilmiş bir adamın kızı ve biz konuşurken dâhi krallığa karşı isyan eden bir adamın kardeşi ile evlenmeniz ne uygun, ne de bilgece bir davranış olur.
Votre Grâce, d'après le jugement du conseil restreint, il ne serait ni correct, ni sage de vous marier avec la fille d'un homme décapité pour trahison, une fille dont le frère dirige une rébellion contre le trône, au moment où nous parlons.
Her küçük kız bir tayı olsun ister. Ta ki arkalarını temizlemek zorunda kalasıya kadar.
Chaque gamine veut un poney, jusqu'à ce qu'elle doive nettoyer.
Bir tane küçük kızımız eksik.
Il me manque une demoiselle.
Küçük bir Fransız kızının odası gibi hissettiriyor.
C'est comme si j'étais dans la chambre d'une petite française,
Anne ve babası 5 yıl önce öldüğünde bir tür uyanış yaşadı küçük kız kardeşi hâlâ Visualize'de.
Quand ses parents sont morts, il y a cinq ans, il s'est réveillé. Sa soeur est toujours chez Visualize.
Aşağıda küçük kırmızı bir arabayı çizdim ve üstüne senin numaranı bıraktım.
- J'ai rayé une voiture, j'ai laissé ton numéro.
Küçük ama bilinmeyen miktarda para eritilmeden önce çalındı. Yani enteresan bir şekilde, sırf ABD hükümetinden çalınmış olduğu için herhangi bir 1933 Çifte Kartal'a aslında 20 dolarlık altın değerinde olduğuna bakılmaksızın fahiş bir fiyat biçiliyor.
Un petit nombre, mais on ne sait pas combien, ont été volées avant la fonte, ce qui veut dire que tous les Double Eagle en circulation, sans regarder comment elles ont été acquises, sont des biens qui ont été volés au gouvernement américain,
Küçük bir genç kızın bana nasıl yaşamam gerektiğini söylemesine izin vermeyeceğim.
Une ado va pas me dire comment vivre. C'est à moi de lui dire.
Tatlı bir küçük kız ve iyi kalpli bir kadın neden kötü bir adamla birlikte olsunlar ki? Çok anlamsız.
Une fillette et une mère si gentilles, pourquoi le père serait méchant?
Jack Treadwell'in kasetlerinden birini keşfettiğinde üzerinde hala büyük bir etkisi olan küçük kızı gördü.
Quand Jack découvrit une des bandes de Treadwell, il vit la petit fille qu'il gardait toujours dans son coeur.
Ajanları bilirsin ; bir alay küçük, cadaloz kız gibidirler.
Tu connais les espions, tous des enfoirés.
Küçük kızın büyüyecek ve bir gün onun güvendiği ve sevdiği babasının striptiz kulübünden bir bardak altlığı yedirdiği için köpeğini öldürdüğünü öğrenecek.
Et alors? Voilà. Votre petite fille va grandir et un jour comprendre que son père, en qui elle avait confiance et qu'elle aimait, a tué son chien parce qu'elle a mangé un dessous de verre d'un club de strip-tease,
Eğer onun harika kızıl saçlarının tek bir teline bile zarar verirsen senin o küçük kurt adam kıçını kürke çevirip ona doğum günü hediyesi olarak veririm.
Si tu touches à un seul de ses parfaits cheveux blonds je fais de ton petit cul de loup garou, un manteau de fourrure et je le lui donnerai en cadeau d'anniversaire.
Kum saati şeklinde küçük, kırmızı bir şey buldun mu?
As-tu trouvé une petite chose rouge, en forme de sablier?
Ajanları bilirsin ; bir alay küçük, cadaloz kız gibidirler.
Tu connais les espions... tous des enfoirés.
Bence küçük bir Amerikan kızı seni faka bastı, sen de onu bize altın tabakta sunuyorsun çünkü geri almak istediğin elmasların onun elinde.
Je crois que vous vous êtes fait rouler par une petite américaine, et la raison pour laquelle vous nous ne la livrez pas sur un plateau, c'est parce qu'elle a vos diamants, et vous voulez les récupérer.
O küçük kız bir tanık.
La petite est un témoin.
Belki de sadece çaresiz, savunmasız ve acayip masum küçük kızı için endişelen bir babadır.
C'est peut-être simplement un père inquiet veillant sur sa très innocente petite fille sans défense.
küçük bir kızken 23
küçük bir hediye 18
küçük bir 20
küçük bir şey 30
küçük bir çocukken 37
küçük bir çocuk 19
küçük bir sorunumuz var 19
bir kız 192
bir kızım var 22
bir kız mı 24
küçük bir hediye 18
küçük bir 20
küçük bir şey 30
küçük bir çocukken 37
küçük bir çocuk 19
küçük bir sorunumuz var 19
bir kız 192
bir kızım var 22
bir kız mı 24
bir kız var 17
bir kız vardı 25
bir kızla tanıştım 24
bir kızımız 16
bir kızılderili 16
kıza 18
kızım 866
kizzy 59
kızlar 1180
kız kardeş 33
bir kız vardı 25
bir kızla tanıştım 24
bir kızımız 16
bir kızılderili 16
kıza 18
kızım 866
kizzy 59
kızlar 1180
kız kardeş 33
kızı 63
kızgın 55
kızıl 90
kızarmış 18
kız mı erkek mi 23
kızın 46
kız kardeşim 118
kızkardeşim 29
kızınız 24
kızma 130
kızgın 55
kızıl 90
kızarmış 18
kız mı erkek mi 23
kızın 46
kız kardeşim 118
kızkardeşim 29
kızınız 24
kızma 130
kızılderili 47
kızgınsın 35
kız arkadaşın var mı 49
kızgınım 46
kızım nerede 44
kız kardeşi 30
kızdın mı 66
kızgın değilim 76
kızıl saçlı 27
kız kardeşin 28
kızgınsın 35
kız arkadaşın var mı 49
kızgınım 46
kızım nerede 44
kız kardeşi 30
kızdın mı 66
kızgın değilim 76
kızıl saçlı 27
kız kardeşin 28