Kızmadın mı перевод на французский
272 параллельный перевод
- Kızmadın mı? - Hayır Joseph.
- N'êtes-vous pas en colère?
- Kızmadın mı bana?
Tu n'es pas fâchée?
- Yani kızmadın mı?
- Vous n'êtes pas fâchée?
Kızmadın mı?
Vous ne m'en voulez pas? Non.
Buna kızmadın mı yani?
Tu n'es même pas en colère?
- Kızmadın mı?
- Vous n'êtes pas fâché?
Kızmadın mı?
- Tu n'es pas fâché?
- Kızmadım. - Kızmadın mı?
- Je ne suis pas aigri.
Bissinger alay edince, sen de kızmadın mı?
Ça ne t'énerve pas que Bissinger se moque d'eux?
Bana kızmadın mı?
Tu m'en veux pas?
- Yani kızmadın mı? - Hayır, kızmadım.
- Tu es en colère?
Şu an sence kızmadın mı? !
Et j'enrage pas, là?
- Gerçekten kızmadın, değil mi? - Hayır. Hüsrana uğradım.
T'es vraiment fâchée?
Umarım kızmadınız.
Sans rancune, j'espère.
Bana kızmadın değil mi?
Vous ne m'en voulez pas?
Seni kahvaltıya çağırdım diye kızmadın değil mi?
Ça ne vous dérange pas de déjeuner avec moi?
Aslında kızmadım. Sadece öyle görünmek istedim.
Pardon, ce n'est vraiment pas ma faute.
Custer umarım gelmemize kızmadın.
Nord et Sud ont oublié leurs différends. Oublions les nôtres.
Anladığını, bana kızmadığını söyler misin?
Dites-moi que vous ne m'en voulez pas.
Bay Adare ve Leydi'nin onun yatak odasında yaptıklarını söylediğimde umarım çok kızmadınız bana.
J'espère que vous n'avez pas fait trop cas de ce que j'ai dit sur Mr Adare et votre épouse, l'autre jour.
Sana yaptığım şeyden sonra bana kızmadığını söyleme sakın.
Ne me dis pas que tu n'es pas en colère...
- Bana kızmadın, değil mi?
C'est rien. - Tu m'en veux?
Geldiğim için bana kızmadınız ya?
Vous m'en voulez pas?
Kızdın mı? Yok canım, pisicik kızmadı.
Non, il est pas fâché, le minou.
Onu buraya getirdiğim için bana kızmadın değil mi?
Vous ne m'en voulez pas de les avoir amenés?
- Baba, sen çok kızmadın bana değil mi? Hayır, hayır, tatlım.
Ils seront obligés de nous remettre à notre place.
- Umarım kızmadınız.
- Sans rancune, j'espère.
- Umarım kızmadınız.
- Ma franchise vous offense?
- Bölmeme kızmadınız umarım.
- Pardon de vous interrompre.
Sana hiç kızmadım ki zaten.
Je n'ai jamais été fâché.
Stanley'yi getirmeme kızmadın umarım.
J'ai invité Stanley.
Bana kızmadın, değil mi?
Tu ne m'en veux pas?
Kızmadın değil mi?
- J'espère que vous m'en voulez pas?
Kızmadım.
Je n'étais pas fâchée.
Bana kızmadın ya?
Tu m'en veux?
Umarım kızmadınız, ben...
- Ça ne vous dérange pas?
Çalıntı sığırı aldığınızdan dolayı kendinize kızmadınız mı?
N'avez-vous pas été vous-même réprimandé pour avoir volé du bétail?
Kızmadın mı?
Je suis ravi!
Şarkını söylediğim için bana kızmadın değil mi, Patsy?
Vous m'en voulez d'avoir chanté votre chanson?
Sana yalan söylediğim için bana kızmadın mı?
- Vous n'êtes pas en colère?
Nasıl böyle sakin ve kontrollü olabiliyorsun? Hiç mi kızmadın? - Kızmak mı?
Vous êtes si calme, n'êtes-vous pas révolté?
Burası senin, Al'ın iş bitirmesi hakkında espri yapacağın kısım. Böylelikle ben de gülerim ve senin kızmadığını anlarım.
C'est là que tu es censée plaisanter... sur les piètres performances d'Al, pour que je voie... que tu n'es pas en colère.
- Umarım kızmadın?
Sans rancœur?
Merhaba doktor. Mefisto'yu getirdim diye bana kızmadın, değil mi?
Vous ne m'en voulez pas d'avoir amené Méphisto?
Geciktiğim için kızmadın mı?
- Non.
Yoksa bana kızmadınız mı?
Vous... vous n'êtes pas en colère?
- Bana kızdın mı? - Hayır, kızmadım.
- T'es en rogne contre moi?
? Kızmadınız mı?
Pouviez-vous imaginer que l'invincible général Mo Yan Lu Chong, était une putain du camp des vagabonds?
Umarım bu gece Simon'ı ayarttığım için kızmadınız.
On enlève Simon, ça ne vous ennuie pas?
Umarım dalga geçtik diye bize kızmadın.
Tu nous en veux pas trop de t'avoir charriée?
Kızmadın mı?
Tu n'es mìme pas en colére?