Mailer перевод на французский
134 параллельный перевод
- Seni öldürmek zorunda kalmak istemiyorum Mailer.
- Je ne veux pas avoir à vous tuer. - Avec quoi?
Norman Mailer ancak büyük realistlerin... örneğin Proust veya Flaubert'ın ulaşabildiği... o öneme o olumluğa negatif ikiliğe aynen sahip.
Norman Mailer a exactement le même genre de pertinence... cette dualité affirmatif / négatif... que seuls Proust ou Flaubert ont atteint.
Bu ise Norman Mailer'in fotoğrafı.
Ça, je ne sais pas ce que c'est. C'est une photo de Norman Mailer.
Kimse geldi mi? Norman Mailer'i davet ettim.
J'ai invité Norman Mailer.
Binbaşı Haller, bu Yüzbaşı Hyde.
Commandant Mailer, capitaine Hyde.
Norman Mailer'ı da unutmayalım.
- Et Norman Mailer?
Ve sonra o, Norman Mailer'den konuşmaya başladı ve onun karısını nasıl göğsünden bıçakladığından.
Ce peintre, là, Larry Rivers, puis il a parlé de Norman Mailer... que Norman Mailer avait... poignardé sa femme à la poitrine.
Norman Mailer'ın yazısını okudun mu?
Tu as lu l'article de Mailer?
Ama senin şu Norman Mailer hikayene gülmekten kendimi alamıyorum.
Tu m'as tellement faite rire avec l'histoire de Norman Mailer!
O Norman Mailer'le evlendiğini sanıyordu.
Je crois qu'elle s'est imaginé qu'elle épousait Norman Mailer.
O dergideki her başlıkları tek, tek okuttururum....... Norman Mailer'ın azalan libidosu hakkındaki son palavrası dahil.
Je t'oblige à lire tous les articles, même les divagations de Norman Mailer sur le déclin de la libido.
Bir yazarın çok az yazması gerektiğini düşünüyorsun ve bu safça bir aptallık. Yazarın ilk işi reklamını yapmaktır. Hayır.
tu penses qu'un écrivain se contente d'écrire, c'est naïf l'activité principale d'un écrivain c'est la promotion non, regardes norman mailer merde, tu traînes a chinatown, qui te voit?
Kimler mi, şey, Mayla ve Hammu,
On a tout le monde, on a... Mailer et
Ve son olarak, Mailer.
Et enfin, voici Mailer.
Mailer serbest.
Mailer est en liberté.
Norman Mailer'ın bütün kadın yazarların okunamaz olduğunu söylerken yanıldığına kimse beni ikna etmek istemediği için bugünlük bu kadar.
Puisque personne ne semble parvenir à me convaincre que Norman Mailer avait tort quand il a déclaré que tous les auteurs féminins étaient illisibles, ce sera pour mercredi.
Yeni fotoğraflar da çektim.
J'ai de nouvelles photos Je peux te les mailer si tu veux
Bay Mailer, bu röportajı sizinle yapmak büyük bir onur.
M. Mailer, c'est un tel honneur de faire cette interview
Başkalarını buna karıştırmazsın. Norman Mailer bu hafta üçüncü keredir geliyor.
Norman Mailer est là, troisième fois cette semaine
Norman Mailer'ın Dragonfly'da öğle yemeği yediği duyulursa, bütün edebiyatçıların gelmesi an meselesi. - Harika olur.
Enfin, à la minute où ça se sait que Norman Mailer déjeune au Dragonfly ce ne sera qu'une question de temps avant que les autres écrivains débarquent
Yani Norman Mailer'ın her gün gelip, dört kişilik bir masada oturup sadece çay ısmarlaması beni çok heyecanlandırıyor ve sevindiriyor. - Çay mı?
Je suis ravie que Norman Mailer vienne tous les jours et s'asseye à une table de 4 sans rien commander d'autre que du thé
Hadi ama Sookie, bu eğlenceli. Burası, Norman Mailer'ın takıldığı havalı mekan.
- Allez, Sookie, c'est marrant, on est l'endroit cool, où Norman Mailer aime venir traîner
- Bunlar hep Norman Mailer'ın suçu.
Tout ça, c'est la faute de Norman Mailer
Bay Mailer'ı da rahat bırakacağız.
Et on va laisser tranquille M. Mailer, ok?
Dışarıdaki tek insan Norman Mailer'ken neden yedi mutfak personeli de çalışıyor?
Pourquoi 7 personnes travaillent en cusine alors que la seule personne présente est Norman Mailer? Hé, c'est ce que je fais!
Memnun oldun mu Norman Mailer?
Vous êtes content, Norman Mailer?
Sadece Norman Mailer olduğun ve bunu yapabileceğin için bir şey sipariş etmeden bir restoranda oturmak yok.
C'est fini de traîner au restaurant, à ne rien commander parce que vous êtes Norman Mailer et que vous le pouvez!
Affedersiniz Bay Mailer. Çok üzgünüm.
Excusez-moi, M. Mailer, je suis affreusement désolée
Sapıttığımı duyuyorum. Öğle yemeğine kimsenin gelmediğini ve bundan Norman Mailer'ın sorumlu olmadığını biliyorum.
Enfin, je m'entends péter un plomb, et je sais que personne ne déjeune ici
Norman Mailer, ben hamileyim!
Norman Mailer, je suis enceinte!
Müzik setleri, Norman Mailer ve diğer şeyler...
Hi-Fi, Norman Mailer, prendre un peu de bon temps...
Doğru. Mailer'ın kitaplarım arasında en sevdiğidir.
Mailer l'aime particulièrement.
Biraz utangaç olduğunu duymuştum. Bana resimleri gönderir misin? Kopyalama yapabileceğiniz bir yere gidin.
Vous pouvez m'e-mailer des photos, trouver un genre de Copy-Top?
Mareva dosyalarını e-mailime gönderebilir misin?
Peux-tu me mailer le dossier Mareva?
Chris, okula gitmen gerekirdi. Shiksa, başlatma beni. Gitmeyi unuttum, gitmeliydim.
Norman Mailer est ici pour nous lire un extrait de son dernier livre, et ensuite nous avons aussi une fille de Omaha qui dissimule une banane.
Norman Mailer kitabından bir parça okuyacak, ve Omaha'dan gelen muz saklayan bir kızımız var.
Pour ton information, Lois, ça s'appelle "Cabrioles de Chiens", et c'est la base du line-up de mercredi soir. Lois, les responsabilités incombent aux parents.
Açıkçası, ben kendi güvenliğimden Norman Mailer'leyken daha endişe ediyorum.
A vrai dire, je me sens bien moins en sécurité autour de Norman Mailer.
Geçen hafta orada bir partiye katılmıştı ve Norman Mailer ona doğru yürüdü ve karnına bir yumruk attı.
Benissez-moi, car j'ai peche. Quels peches, mon fils?
Mark ona neden böyle yaptığını sorduğu zaman, sadece "pembe bir ceket giydiğin için" deyiverdi. Biliyorum, Norman Mailer onu yumrukladığı için
J'ai cet ami, Mark... il ne s'habille que chez Bloomingdale.
Mark adına mutlu olmam gerekirdi, ama tek düşünebildiğim "Norman Mailer beni de bir gün yumruklar mı acaba?" idi. Pembe bir ceketim bile yok.
Parce qu'il est de Londres, on trouve son style fabuleux, ce qui est vrai.
Ya da o tip parıltılı partilere davet bile edilmiyorum. Andy, günah çıkartmaya neden geliyorsun?
Il etait dans une soiree le week-end dernier quand Norman Mailer l'a frappe.
Bu da Hughes'un Mailer gibi birini değil, Cliff'i seçmesini akla uygun kılar, çünkü o zaman, bu kitap Mailer'ın kitabı olurdu.
C'est logique qu'il ait choisi Cliff et non quelqu'un comme Mailer parce que ça aurait été signé Mailer.
Norman Mailer ve
Norman Mailer.
- Mailer geldi.
- C'est Mailer
- Norman Mailer mı?
- Norman Mailer?
Tom şimdi e-posta ile sana gönderdi.
Tom vient de vous les mailer.
E-postayla gönderebilirsin.
Tu peux me mailer la dédicace.
- Hiç bitmeyecek bir yolculuğa çıktık.
Nous finirons ce convoi Mailer.
Bu yolculuğu bitireceğiz Mailer.
Et je vendrai mes bœufs au Missouri.
Kendime bu geçici diyorum.
Et je sais que Norman Mailer n'est pas responsable de ça!
Elektronik posta da atabilirdin.
Tu pourrais juste m'e-mailer.