Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ N ] / Ne olacak

Ne olacak перевод на французский

30,842 параллельный перевод
Ne olacak sanki? Hadi.
Que se passe-t-il?
O zaman ne olacak?
Ensuite quoi?
Curtis eğer bunun zor olduğunu düşünüyorsan o zaman seni gerçekten eğitmeye başlayana kadar bekle. O zaman ne olacak ki?
Curtis, si tu penses que ça c'est dur, attends que je commence à t'entraîner pour de vrai.
Ya bu geceki eğitim ne olacak?
Et la leçon d'entraînement de ce soir?
Ya baban ne olacak?
Qu'en est-il ton père?
Birin hapishaneden çıkarmak kulağa takım işi gibi geliyor Peki yakalanırsan ne olacak?
S'enfuir pour évader quelqu'un de prison semble être une affaire d'équipe, et qu'est-ce qui nous arrivera quand tu te feras attraper?
Yarın söyleyeceği şey ne olacak?
Quelle sera la révélation de demain?
O halde seni görmek için bahanem ne olacak?
Alors quelle sera mon excuse pour venir vous voir?
Tüm bu antikalar ve lambaya Ne olacak şimdi?
Que va-t-il arriver aux antiquités et à la lampe maintenant?
Paranın üstü ne olacak?
Et votre monnaie?
Bir sonraki adımı ne olacak sence?
Son prochain coup sera quoi?
Bütün o çabaların ne olacak?
Tout ce pourquoi tu as travaillé?
O zaman ne olacak?
Et ensuite?
Sara'ya şimdi ne olacak?
Qu'est-ce qui va arriver à Sara maintenant?
Ya yakalayamazsak, o zaman ne olacak?
Et si on n'en a pas?
- Kız ne olacak?
Et la fille?
- Bitince ne olacak?
Tu feras quoi après?
Dışarıda bizi bekleyen Yakuza ölüm mangası ne olacak peki?
Et l'escadron de la mort des Yakuza qui nous attend dehors?
Bu işten benim çıkarım ne olacak?
Et j'y gagne quoi?
- Sana ne olacak?
- Et vous?
Şimdi ne olacak?
- Et maintenant?
Sonra ne olacak? Gözaltı ve yargılanma mı?
- Et de la préventive et un procès?
Polis ne olacak?
- Et le flic, t'en fais quoi?
Şimdi ne olacak?
- On est trois!
Sonra ne olacak?
Après ça?
Castillo'nun adamları bizden yana,... fakat diğer askerler ikna olmazlarsa ne olacak?
Un seul homme de Castillo s'est résigné, et si les autres généraux ne sont pas si facilement convaincus?
- Baba, sana ne olacak?
- Papa, et toi?
Evet, şimdi ne olacak, Bay Stern? Daniel ile özel olarak, ortaya çıkan yeni şeyleri ve Bayan Person'un Georgia Soruşturma Bürosu'na yeni soruşturma açılması için yaptığı resmi başvurunun kabul edilmesi durumunda ne beklediğini konuşacağım.
Je vais aller parler à Daniel en personne lui raconter ce qui s'est passé, et à quoi s'attendre si le FBI de Georgie décide d'accepter la requête de Mme Person d'ouvrir une nouvelle enquête.
Ne olacak ya, patlamış mısır da at biraz.
Et au diable l'avarice, rajoute-moi ce sac de pop-corn aussi. Tu m'as pris un strip-teaseur?
Benim avım ne olacak?
Et que chasseront mes hommes?
- Plan ne olacak?
- Et le plan?
Şimdi ne olacak?
Et maintenant?
Sonra ne olacak?
Et ensuite?
Güçlerini kullanmamasına ikna etmemiz zor olacak.
Ça va être dur de le convaincre de ne pas les utiliser.
Senin ki hepsinden daha kötü olacak.
Il aboie plus fort qu'il ne mord.
Hiçbirinizin buna hazır olmadığını biliyorum. Ama artık hazır olacak mısınız buna da emin değilim. Çünkü, sen pervazsızsın.
Je sais qu'aucun de vous n'est prêt pour ça, mais maintenant je ne suis pas sûr de savoir si vous le serez un jour, parce que tu es imprudent, tu es inutile si tu n'est pas derrière un ordinateur,
Bazı testler yaparım, fakat zaman alacak ve tabii bir gözüm de "Sampson'u başkalarına zarar vermeden önce bul" seçeneğinde olacak.
Je pourrais faire des tests, mais ça prendrait du temps, et je préférerais garder un oeil sur "trouver Sampson avant qu'il ne blesse quelqu'un d'autre"
Bu biraz tuhaf olacak. Ama Oliver, Rene'nin yerini öğrenirsek sadece ona söylemem konusunda söz verdirdi.
C'est un peu délicat, mais Oliver m'a fait promettre que si je localisais Rene je ne devais le dire qu'à lui.
Sana daha kötü şeyler olacak haberin bile yok.
Quelque chose de bien pire arrive, et tu ne le sais même pas.
Trendeki adama ne olacak?
Qu'est-ce qui va arriver au gars du train?
- Endişelenme, burada olacak.
Ne t'inquiète pas. Il sera là. - Je ne sais pas.
Uyandığımızda bizi ne bekliyor olacak?
Qu'est-ce qui nous attend, où qu'on soit?
Kimi seversin, kime güvenirsin kimin canını yaktın ama Evelyn'i sana karşı çevirmek ne kadar kolaydı onların hepsini sana karşı çevirmek ne kadar kolay olacak, biliyor musun?
Qui tu aimes, à qui tu fais confiance, ceux que tu as blessé, mais sais-tu à quel point c'était simple de tourner Evelyn contre toi, à quel point ce le sera de tous les tourner contre toi?
Beni mayoyla görmen dışında sana ne faydası olacak ki?
Et autre que de me pouvoir me voir en maillot de bain, je ne sais pas ce que tu tires de ça.
Onlarla birlikte, Galra İmparatorluğu durdurulamaz olacak.
Avec eux, rien ne pourra arrêter l'Empire galra.
Ona çok ihtiyaımız olacak.
Ce ne sera pas du luxe.
Bence böylesi senin için daha iyi olacak.
Ca ne peut que vous faire du bien.
Para içinde yüzüyor gibi görünüyor, ne çıkarı olacak ki?
Qu'est-ce que ça lui rapporte?
Ya bu tanıklar ne olacak?
- Vous feriez ça devant des témoins?
Kimse bardağımın içinde ne var sormasın, aramız gayet iyi olacak böylelikle.
Tant que personne me demande ce qu'il y a dans ma tasse, on n'aura aucun problème.
Diğerleri de olacak mı emin değilim.
Je ne sais pas si les autres le seront.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]