Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ N ] / Ne olurdu

Ne olurdu перевод на французский

4,017 параллельный перевод
Ne olurdu Marcel?
Quoi, Marcel?
Jimmy Choos marka ayakkabılarımı giyseydim ne olurdu, düşünebiliyor musun?
Tu peux t'imaginer si j'avais porté mes Jimmy Choos?
Peki ya bu senin çocuğun olsaydı ne olurdu?
Et si c'était votre enfant?
Cevabın ne olurdu?
Tu répondrais quoi?
Yani, eğer kötü bir baba olmasaydı bunun için gerekçem ne olurdu?
Je veux dire, s'il n'était pas un père si terrible, quel serait mon excuse pour ça?
Cam, eğer zaman yolculuğu varsa ve bir seyahat etseydin ne olurdu?
Cam, si le voyage dans le temps existait, et que tu pouvais faire un voyage, qu'est-ce que tu ferais?
Peki bu konudaki planın ne olurdu?
Et quel serait ton plan d'action?
Eğer bu davada çalışıyor olsaydın bir sonraki hamlen ne olurdu?
Si vous travailliez sur cette affaire, quelle serait votre prochaine étape?
Bahsetsem ne olurdu?
Et si je parlais de lui?
Şunu bir düşün ne kadar harika olurdu?
Imagine- - A quel point ce serait génial?
Zıpır desen daha iyi olurdu.
Pourquoi ne pas juste l'appeler jeune effronté?
Seninle hastanede sevişmek isterdim ama uygunsuz olurdu.
J'ai eu envie de te sauter à l'hosto, mais ça ne se fait pas.
Bu soruya cevap verebilecek modern bir alet olsaydı ne güzel olurdu.
Si seulement une machine moderne pouvait nous donner la réponse.
Herkes komşu komşuya konuşsaydı ne güzel bir dünya olurdu acaba? Sınıra dayanıp, birer soğuk bira patlatıp birbirimizi tatmin edip Kumbaya'yı da söylerdik.
Comme ce serait génial, si on pouvait parler comme ça, accoudé à la barrière, une bière fraîche dans une main, l'autre sur les couilles, en chantant Kumbaya.
Ülkeyi arabayla gezmek ne kadar eğlenceli olurdu?
Et comment ce sera amusant de conduire à travers tout le pays?
Eğer balık gibi pörtlek gözleri olmasaydı on numara olurdu.
Elle aurait pu être un 10 si elle ne louchait pas.
Carlton'da okusam senin için ne kadar tuhaf olurdu?
A quel point ce serait bizarre pour toi si j'allais à Carlton?
Eğer ne zaman birinin bir objeyi intikam almak için kullandığını duyduğumda kenara bir kuruş atsaydım milyarlarca kuruşum olurdu.
Si on avait une pièce chaque fois que quelqu'un utilise un artefact pour se venger, on aurait genre, un milliard de pièces.
O polis senin için tutanak tutsaydı, daha mürekkep kurumadan Muirfield burada olurdu.
Si ce flic t'avais arrêté. Muirfield aurait été là avant que l'encre ne soit sèche.
Evet ve rüya görmediğime de eminim. Çünkü öyle olsaydı, herkes ben olurdu.
Ouais, et je sais que je ne suis pas en train de rêver, parce que si je l'étais, tout le monde voudrait être moi.
Yoksa çığlık atmaktan sesin kısılmış olurdu.
Tu ne l'as pas encore perdue en criant. - Ugh.
Holly ile gider, değerli mücevherleri aşırırdım. Ne kadar çok olursa o kadar iyi olurdu.
J'allais avec Holly, je chourais les bijoux, le plus possible.
Durduk yere sarılmasanız çok iyi olurdu gerçekten.
Et j'apprécierais que vous ne me serriez pas dans vos bras sans prévenir!
Sonra aklıma geldi, Sherlock Holmes ile tanışıp onun tavsiyesini istememek aptalca olurdu, değil mi?
Et j'ai pensé que comme je connaissais LE Sherlock Holmes, je serais idiot de ne pas... prendre son avis, d'accord
İlk akla gelen seçenek bu olurdu evet fakat Gold hançerin yerini sağlama almadan kasaba sınırını geçip...
Ça serait le choix évident, oui, mais Gold ne risquerais pas de traverser la limite de la ville et perdre sa mémoire
Fakat bu sinir bozucu detaydan haberdâr olmak hoş olurdu tabii.
Il ne serait pas plaisant de connaitre tous ces vilains détails
Böyle olmadan önce bizi ne hakkında uyarmaya çalıştığını hatırlasaydı çok daha iyi olurdu.
Il serait encore plus cool s'il se rappelait de quoi il essayait de nous prévenir avant d'être...
Biyolojik anneni tanımak istemeseydin asıl bu durum garip olurdu.
Tu serais encore plus bizarre que tu ne l'es déjà si tu ne voulais pas connaitre ta mère biologique.
İlginç olurdu ama mezar yağmacısı bir adamın emrinde çalışmak istemem.
Intriguant, mais je ne veux pas travailler sous les ordres d'un homme qui déterre des gens.
Kendi oyuncaklarımız olsa süper olurdu. Ne dersin?
Ce serait bien d'en avoir une comme nous.
Hanımefendi, Eğer şuna inansaydım, benim adım Wang Bu Er olurdu! Adım Wang Bu Er olmayacak!
Madame, si je pensais ça, je ne m'appellerai pas Wang Bu Er!
Ve aramızdan kim biraz daha gayret etse işler daha iyi olurdu?
Et qui parmi nous ne serais pas meilleur en faisant un petit effort?
Aynı kampa konulmanız tesadüf olurdu değil mi?
Ne serait-ce pas une coïncidence si tu atterrissais dans le même camp?
Kafanı'ne'ile yormak yerine,'kim'diye sorsan daha doğru olurdu.
Au lieu de vous inquiéter du quoi, je vous suggère de vous concentrer sur le qui.
Yok be, bu aptalca olurdu ama cidden bununla ilgili konuşamam.
Non, ça serait idiot, mais je ne peux pas vraiment en parler.
İlla ki bir şey yapmıştır demiyorum ama kim olduğunu öğrenebilsek iyi olurdu.
Je ne dis pas qu'il est coupable de quoi que ce soit, mais ça serait intéressant de savoir qui c'est.
Canını almasına izin veremezdim, herkes boşa ölmüş olurdu.
Je ne pouvais pas le laisser prendre votre vie, ou tout le monde serait mort en vain.
Başka bir deyişle, eğer bir kamyonda C5 olsaydı alınması ne kadar kötü olurdu?
En d'autres termes, si un camion embarque du "C5", dans quelle mesure on peut le prendre?
Tanrım, ben bir dolarına her erkeğe kelepçeyle oynar mıyız diye sorsam elimde sadece birkaç kuruş olurdu.
Si on m'avait donné 1 $ à chaque fois qu'un type me demandait de jouer avec mes menottes, je ne serais pas bien riche.
Bay Kumarin'i gece kulübünün duvarından kazıyor olsaydık bu tamamen Mr. Scott'un kötü niyetliliğinden dolayı olurdu.
Heureusement que M. Scott visait mal, sinon M. Kumarin ne serait pas là, mais en train d'être ramassé des murs de la boîte de nuit à la truelle.
Şimdi ağızdan tecavüz uğrasam ne güzel olurdu.
J'aurais usage d'un viol oral tout de suite.
Ama şayet bir fiyat biçecek olsak ne kadar olurdu?
Mais si on pouvait lui donner un prix combien que ça serait?
Ne tuhaf. Eski profesyonel bovlingci Rudolph Sorrenson'la ismi aynı. Bu kurallara aykırı olurdu tabii.
C'est marrant qu'il ait le même nom que le pro Rudolph Sorrenson, ce qui serait contraire aux règles de la ligue.
Ne biçim bir ölüm olurdu!
C'est quoi ces manières!
Eğer bu devasa kaya parçasını çeviremeden bırakırsam oraya gitmemiş olmam bir hata olurdu.
Ne pas explorer cette piste, ne pas me rendre sur place aurait été une erreur.
Ufak tefek sorunlar hep olurdu. Olduğu gibi birisiydi. Çok ince bir şekilde sürekli laf sokardı bana.
Pour des petites choses, sans arrêt, elle ne pouvait pas s'empêcher, de façon insidieuse, de m'humilier.
Çok keskin bir amonyak kokusu olurdu. Kovaya yaklaşamazdınız bile.
Ça sentait tellement fort l'ammoniac qu'on ne pouvait pas approcher.
Zaman ayırıp sana kalp akciğer domino transplantasyonunun ne olduğunu açıklayabilirdim ama o zaman iki hastam da ölmüş olurdu.
Eh bien, je pourrais prendre le temps de vous expliquer comment une transplantation cœur-poumon domino fonctionne, mais d'ici là, mes deux patients seront morts.
Ne yapsak eğlenceli olurdu, biliyor musunuz?
Tu sais ce qui serait vraiment marrant?
Hâlbuki ne eğlenceli olurdu- -
Ce serait vraiment bien -
Gelmesem ne olurdu?
Qu'est...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]