Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ P ] / Para yanında mı

Para yanında mı перевод на французский

108 параллельный перевод
- Para yanında mı?
- Vous avez l'argent?
Para yanında mı?
Vous avez l'argent?
- Para yanında mı?
- L'argent est là-dedans?
- Para yanında mı?
- Vous avez cet argent?
Para yanında mı Russo?
Vous avez l'argent, russo?
Gidiyor muymuş? Para yanında mıymış? Yoksa ne?
Il avait notre blé sur lui?
Eee, para yanında mı?
Alors, t'as le fric?
- Tamam. Para yanında mı?
- OK, tu as le fric?
- Para yanında mı?
- Tu as le fric?
Sonra anlatırım. Para yanında mı?
Je te le dirai plus tard.
Para yanında mı? Birini ziyaret etmem lâzım.
Je dois rendre visite à quelqu'un.
Para yanında mı?
Vous avez le blé?
Para yanında mı?
Tu as l'argent?
- Para yanında mı?
- Vous l'avez avec vous?
Para yanında mı?
T'as l'argent?
Para yanında mı? Henüz değil.
Pas encore.
Para yanında mı?
L'argent?
Silahlar hazır. Para yanında mı?
J'ai les flingues, t'as le cash?
- Carlyle, para yanında mı?
- Vous avez l'argent, Carlyle? - Oui.
Para yanında mı bu sefer?
T'as l'argent, cette fois?
Para çantası yanında mı?
Tu as un sac?
Orada, yüklü bir para karşılığı... beni yanında gezdirip yeni insanlarla tanıştıracak güce sahip olan... ya da sahip olduğunu söyleyen bir hanımefendiyle yaşayacağım.
Je vais vivre à grands frais avec une dame... qui a beaucoup de relations et qui m'introduira dans le monde.
Yanında çalıştığım adamdan biraz para çaldım.
J'ai pris de l'argent à mon patron.
Yanında yeterince para var mı?
Tu as assez d'argent de poche?
Adam, yanında illâ ki para taşımıştır, değil mi?
En tout cas, il avait les poches bien pleines.
Para yanında mı? Çocuklar bekliyor.
T'as le pognon?
Yanında biraz para olması lâzım, al bakalım.
Il va te falloir un peu de liquide, alors...
Para şu an yanında mı?
Le tout?
Anne, yanında para var mı? Sahi mi?
Mère, avez-vous de I, argent?
Yanında para var mı?
Tu as de l'argent?
Bu arada arkadaş... yanında para var mı?
Au fait, tu as de l'argent?
Yanında para var mı?
- Tu as de l'argent?
Para ve resim yanında mı?
On prend le boulot. Vous avez l'argent et la photo?
- Yanında para var mı?
On peut manger? - T'as de l'argent?
Söylediklerinin % 60'ında yanıldığın için para alıyorsan, bu işi bırakmalıyım!
Si on peut être payé pour se tromper à 60 % du temps, j'arrête ce métier!
Yanında mı para?
- Tu les as sur toi?
Yanında hiç para var mı?
Tu as de l'argent?
- Para yanında mı?
- Tu as l'argent?
Ama saçmalıklarının yanında.. bu saydıklarım beş para etmez.
Mais ce n'est que pourriture.
Para yanında mı?
Quel est l'enjeu?
Annemi para için kullanıyor... olmasının yanında mı?
A part le fait qu'il tourne autour de ma mère pour un tas de pognon?
Sonra telefon açtım, cevap veren olmadı, sonra uğradım, ama tuhaf bir şekilde beni görmedin, çünkü sen pizzacıya para verirken tam yanında duruyordum.
Je t'ai appelée, mais sans succès. Puis je suis passé, mais tu n'as pas dû me voir, ce qui est bizarre car j'étais à côté du livreur de pizza quand tu l'as payé.
- Milhouse, bozuk para çantan yanında mı?
Milhouse, est ce que tu as le change? Toujours.
Gözlerinin içine bakıp gerçeği söyledim ama kafanda hala yalancı olduğumu düşündün. Para treninde yolun her adımında yanındaydım.
Je t'ai regardé droit dans les yeux et tu m'as quand même pris pour un menteur, alors que je t'ai toujours soutenu.
Yanında para var mı?
Vous en avez?
Yanında hiç para olmaz mı?
Ca vous arrive d'en avoir?
Tıbbi testler için gereken para, iki otistik çocuğun hayat boyu bakımı için gereken miktarın yanında çerez parası gibi kalır
L'argent que je vous demande pour les tests médicaux n'est rien, comparé à ce que vont vous coûter deux enfants autistes pendant toute leur vie.
Ah, yanında hiç para var mı?
- T'as le fric? - Non.
Ama devam dersen yanında olup kendimi para kazanmak için sıkacağım ki çocuğumuzu üniversiteye yollayalım.
Ou alors, tu sais, si tu décides de... le garder, je serai ton entraîneur, et je me crèverai le cul à économiser pour envoyer notre enfant à la fac.
Yanında hep bu kadar para mı taşırsın? Onu çek hesabıma yatırmadım.
J'ai trouvé l'avocate, je sauve papa de la déportation, j'ai même aidé papa à cuisiner.
FBI'ın elinde Kraliyet ailesinin eşlerinin Boston dışında Arap-Amerikan kültür merkezlerine 10 milyon dolar bağışladığına dair kanıt var. O para, yanı başında eğitim kampları olan Cakarta camilerine gitti.
Le F.B.I. A des preuves que deux épouses de la famille royale ont donné 10 M $ à trois centres culturels arabes américains tout près de Boston, et qu'une partie de cet argent s'est rendu à Jakarta.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]