Politikacılar перевод на французский
882 параллельный перевод
Anladın mı? Bürokrasinin, düzenbaz avukatların, yiyici politikacıların, salıverilme emirlerinin hiçbir şey hatırlamayan görgü tanıklarının arkasına saklanabilirsin ama sonunda seni de diğer herkes gibi enseleyeceğiz.
Tu te caches derrière un caïd, des avocats véreux, des habeas corpus, des témoins amnésiques, mais on t'aura, comme tous les autres.
Mafya dostlarınla eğlencen yeteri kadar kötüydü, fakat politikacılar...
Des bandits, passe encore, mais des politiciens...
Satıcılar, politikacılar, hepsi bir şey istiyor.
Vendeurs, politiciens, tapeurs. Tous veulent quelque chose.
Belki, haysiyetsiz, orduyu istila etmiş politikacılar dışında. Bu da bir fikir.
Sauf un, peut-être, à propos des ignobles politiciens militaires.
Sen, Frazier'lar ve Keefer'lar... ... ve avcunuzda tuttuğunuz kokuşmuş politikacılar.
Toi, les Frazier, les Keefer... et les politiciens véreux que vous tenez.
Politikacılar da genelde misafirlerinin defterini dürme işlerine girmezler, değil mi?
Et les hommes politiques n'ont pas l'habitude de se défaire de leurs invités, n'est-ce pas?
Avukatlar, bankacılar, politikacılar!
Le barreau, la banque, la politique
Belki de bir reform hükümetinin şehri devralıp çark politikacılarını yerinden ettiği ve şehir planlamasına yeni bir hız getirdiği yaşamının son döneminde çoğu papazdan daha şanslıydı.
Sans doute fut-il plus chanceux que nombre de ses confrères car ses dernières années virent un vent de réforme soufflé sur la ville. Jetant dehors la clique des politiciens professionnels.
Amatör politikacılar hakkında yazdığın şeyler hoşuma gidiyor, Dave.
- On attaque où cette fois? J'aime bien ton laïus sur les politiciens amateurs.
Ama iyi politikacılar, iyi boksörler gibi son sayıya kadar asla pes etmezler. Bu Bay O'Shea.
Mais tout bon politique comme tout bon boxeur, n'abandonne jamais avant le décompte final.
Politikacıları asla sevmedim.
J'ai jamais aimé les politicards.
Adam belki birazcık kaçık... tıpkı ressamlar, ya da besteciler gibi... ya da şu Washington'daki politikacılar gibi.
Il est peut-être juste un peu fou. Comme les peintres, les compositeurs, les gens de Washington.
Bunu bilen şehirdeki politikacılar onun evine gelerek vali adayı olmasını söylediler.
Les hommes politiques l'ont su. Donc ils sont venus chez lui... pour Iui demander de devenir gouverneur.
Polisler, maliyeciler, politikacılar, sivil kuruluşlar...
Flics, percepteurs, politiciens... tous ont un prix.
Kilitli kapısının anahtarı şerifin cebindeki yan hücrede sahtekâr politikacılar var
Il y a des politiciens corrompus en prison, bien enfermés
Bıktım artık şu politikacılarından. O kadar sıkıldım ki içkiyi ben içeceğim.
Tes politiciens, je ne sais pas s'ils ont besoin d'un verre, mais moi, oui.
Politikacıların bu gibi durumlarda ne yaptığını biliyor musunuz?
Vous connaissez la tactique de l'obstruction?
Küçük eski kasabam Riddle'da politikacıları seçerken hangi adam en yararsız işi yapıyor diye anlamaya çalışırdık.
A Riddle, pour élire nos dirigeants, nous essayons de voir lequel est le plus incapable de faire un travail utile.
Politikacılar yapacağınız şeyi öğrendiklerinde şok oldular.
Votre projet a ébahi les politiciens.
Genel Kurmayın gazete ve politikacılar tarafından haksız bir şekilde... suçlandığının farkındasınızdır.
Comprenez que l'état-major subit des tas de pressions de la part des journaux et des politiciens.
General, gazete ve politikacılarınız bu bilgi ile neler yapabilir?
Mon général, les journaux et vos politiciens, que feraient-ils de ça?
Politikacıları bilirsiniz, oyları alırlar.
Ces politiciens, il leur faut des votes.
- Önemli bir şey yoktur. Politikacılar gevezelik etmeye devam ettikçe bir şey olmaz.
Tant que les politiques baragouineront.
Sizin devlet adamlarınız ve politikacılarınız, huzurlu bir şekilde bir arada yaşamaktan dem vurup vursunlar. Biz burada bunu gerçekten yaşıyoruz.
Vos politiciens parlent de cohabitation pacifique, mais dans notre milieu, on la met en pratique.
Politik atamalarla birlikte bu toprakları daha da büyüteceğiz. Bu sayede politikacıların okulda söğüşlüme hakkında neler öğrendiklerini de göreceğiz. Kızılderililer zaten tütün dükkanı gibi.
On restera un territoire un peu plus longtemps encore, dirigé par des représentants politiques qui ne savent que ce qu'ils ont appris à l'école, où on prend les vaches pour des bidons de lait et les lndiens pour des pantins plantés devant les bureaux de tabac.
Politikacılar zafer hakkında çok fazla konuşur.
Les politiciens parleront beaucoup de sa gloire.
Ateşkes yapıldığı zaman ve ölüler gömüldüğünde ve politikacılar yönetimi ele alınca, her şey tek bir şeyde toplanır. Ümitsiz bir davada.
Quand les tirs cessent, qu'on enterre les morts... et que les politiciens s'en mêlent, il ne reste plus qu'une cause perdue.
Ve Marat küvetinde hapis hâlâ ama politikacılar kafasında cirit atmakta.
Marat est toujours confiné dans son bain, la pensée tournée vers les hommes politiques.
Hepinizin beyinleri komünizm ile yıkanmış, aynı Washington'daki politikacılar gibi.
Ils vous ont lavé le cerveau, comme à ceux de Washington.
Politikacılar daha çok nutuk atacak.
Les politiciens feront de beaux discours.
Her seçim yılında, bazı politikacılar suçları araştırmaya karar verir.
Chaque fois qu'il y a des élections, ils enquêtent sur le crime organisé.
Bir Don Juan olduğumu iddia etmiyorum, ama emin olun politikacılar kadınların çok hoşuna gider.
Vous savez, j'ai peut-être pas l'air d'un don Juan, mais les politiciens... plaisent beaucoup aux femmes.
- Dedikodu sütunları batsın! Ve politikacılar da.
Au diable la politique.
Politikacılar özgürlük hakkında bolca konuşuyor.
Les politiciens parlent beaucoup de liberté!
... ya da senin gibi bazı politikacılar tarafından, sözlerimi beğen ya da beğenme, Yargıç.
Ni même par vous, tout juge que vous êtes!
Bir yıldönümünde politikacılar tribünde oturuyordu ve herkes bağırarak bildiğin sloganları atıyordu.
On célébrait quelque chose, la tribune était pleine d'hommes d'État, la place scandait et criait. Vous savez comme c'était.
Politikacılar ve aşağı tabaka!
Des politiciens et des faibles!
Politikacılar! Oy toplamak için analarını bile satarlar!
Ces politiciens vendraient leur mère pour une voix.
Elbette onaylıyorum. Fakat politikacılar işimizi bitirmemize izin vermiyor.
Oui, mais les politiques ne nous laissent jamais finir.
Politikacılar çok karıştı mı? Yani şehirdekiler?
Les municipalités?
Politikacılar onu ölüme mahkûm etti.
Les politiciens l'ont assassiné.
Bırak işadamları ve politikacılar bizden korksun. Silahlı adamlarız.
Ça rappellera à nos "clients" qu'on est des gens qui jouent du revolver.
Yakında bize dolandırıcı politikacılar için de yer gerekli.
Bientôt, il nous faudra de la place pour les factieux.
Çünkü kahrolası politikacılar onları yandaşımız yaptı, o zamandan beri savaşlar ulusal bir utanç oldu.
Depuis que les politiciens nous ont réconciliés avec eux, les guerres ne sont plus qu'une honte nationale.
Politikacıların bu programdaki tasvirinden ötürü özür dileriz.
Nous voulons nous excuser pour la façon dont les politiciens sont ici représentés.
Niyetimiz, politikacıların kararsız siyasi mahkumlar olduklarını kişisel öç ve güç mücadelelerini devlet sorunlarından önemli gördüklerini kastetmek ya da önemli konularda tartışmayı reddederek itibarlarını zedelediklerini parti birliğinin temsil ettikleri halkın refahından önce geldiği yanılgısında olduklarını ya da önemli sosyal sorunları hiç umursamayan gürültücü kurbağalar olduklarını ima etmedik.
Nous ne voulons pas insinuer que les politiciens délaissent la politique pour mener leurs vengeances personnelles et luttent pour le pouvoir plutôt qu'autre chose, ni suggérer qu'ils font le sacrifice de leur crédibilité en refusant le débat sur les vrais problèmes en pensant que l'unité du parti passe avant le bien-être des gens qu'ils sont censés représenter, ni insinuer que ce ne sont que des crapauds vindicatifs peu concernés par les problèmes sociaux d'aujourd'hui.
Aslında 16, 28 Mayıs tarihleri arasında o şehirde geçen olaylar o kadar inanılmazdır ki bazı politikacıların kariyerlerinin dibe vurmaması güvenlik güçlerinin rezil edilmemesi için gerçekler çok büyük çabalar harcanarak günümüze kadar hasır altı edilmiştir.
Pourtant, ce qui est arrivé dans cette ville entre le 16 et le 28 mai de cette année est si incroyable que l'affaire a été étouffée pour sauvegarder des carrières politiques et tirer les forces de l'ordre de l'embarras.
Politikacılar ENI'nin seçim kampanyası destekleme ödeneğini bekliyorlar.
Les hommes politiques n'attendent que ça pour faire de l'ENI une vache à traire.
Ruslar, petrolü bize daha ucuz satacaklardı. Politikacılarımız korkmuşlardı.
Nos hommes politique ont peur.
Dükler, kontlar, politikacılar.
Des ducs, des comtes, des politiciens.
1947 ve 1949 yılları arasında, hükümet birçok politikacı ve en iyi 4 polis müfettişini görevlendirse de kanun kaçağını durdurmayı başaramadılar.
De 1947 à 1949, le gouvernement avait changé des dizaines de fonctionnaires et 4 inspecteurs généraux de la Sécurité, mais le bandit restait imprenable.