Sahil güvenlik перевод на французский
547 параллельный перевод
başında söyledikleri... bir dua böyle başlardı. Cornwillelilerin 19 yy. Ama İngiltere'nin bu kanunsuz köşesinde, sahil güvenlik birimi kurulmadan önce... elde edecekleri ganimetler için kasıtlı olarak deniz kazalarına neden olan ve gemileri yanıltıp Cornwille'in korkunç kayalıklarına sürükleyen çeteler vardı.
Ainsi commençait une vieille pièce cornouaillaise du début du XIXème siècle mais dans cette région sans loi de l'Angleterre, avant que ne soit créé le corps des gardes-côtes il existait des bandes qui, pour piller provoquaient délibérément les naufrages,
Sahil Güvenlik'e benziyorlar.
On dirait la Garde Côtiêre.
- Sahil Güvenlik ofisindeki telsizle.
- Oui, par radio.
- Sahil Güvenlik ofisi nerede?
- Où doit-on aller?
Amerikan Donanması'na, Ordu'ya, Sahil Güvenlik'e ve Stratejik Hizmetler Bürosu'na göstermiş oldukları işbirliği için şükranlarımızı sunuyoruz.
Nous témoignons notre reconnaissance à la Marine des États-Unis... à l'Armée, aux Garde-côtes et aux Services de Stratégie... dont la coopération fut essentielle à cette production.
Sahil güvenlik, kurtarıcıların gemiye yanaşmayacağını söylüyor.
Personne ne veut y aller.
Sahil Güvenlik imdat çağrısı almış.
Les Gardes Côtes ont reçu un appel de détresse
Sahil Güvenlik ve Ordu bu savunma planını uygulamaya çalışacak.
Les Gardes-côtes et l'Armée travailleront... à la mise en place de ce plan de défense.
Hayır, sahil güvenlik helikopteri. Sahili turluyordu.
C'est un hélicoptère de la Marine qui revenait tout le temps.
Sahil güvenlik dışarıda.
La police est dehors.
Gemin batıyor, bütün üniformalarını kaybediyorsun, maaşını alamıyorsun. Sahil güvenlik mavi üniforma almasını ya da evde kalmasını bekliyor.
Mon navire est torpillé, je perds mes uniformes, plus de fiches de paie, plus d'argent, et la police militaire voudrait que je reste chez moi.
Sahil güvenlik seni yakalar.
- La police militaire va t'avoir.
Geminin kaptanı oldukça tecrübeli olduğundan Sahil Güvenlik tüm yolcuların kurtulabileceğini bildiriyor.
et un matelot du nom de Senzo Yokoyama. L'expérience du capitaine mène à penser que le yacht pourrait avoir survécu à la tempête...
Kısa dalgası var. Polis, sahil güvenlik telsizleri...
Ondes courtes, la fréquence des flics, les bâteaux.
Sahil Güvenlik.
Garde-côte.
Düz Geçiş'ten Sahil Güvenlik'e. Tamam.
Ici Straight Pass au Garde-côte.
- Düz Geçiş, burası Sahil Güvenlik.
A vous. - Straight Pass, ici Garde-côte.
Hayırsever bir insan, kilisenin temel direği, iyilik savaşçısıydı. İkinci Dünya Savaşı sırasında Sahil Güvenlik'e katılmıştı.
C'était un philanthrope, un pilier de l'Église, un défenseur de toutes les bonnes causes et un enseigne des Douaniers gardes-côtes en 39-45.
Törende, valiler. senatörler, kongre üyeleri, anayasa mahkemesi hakimleri A.F.L, C.I.O, Sahil Güvenlik Akademisi'nin çok sesli korosu olacak.
Il y aura des gouverneurs, des sénateurs, des juges, des syndicats, la chorale de l'Académie des Douaniers gardes-côtes.
Hayırsever bir insan, kilisenin temel direği, bir iyilik savaşçısıydı. İkinci Dünya Savaşı sırasında Sahil Güvenlik'e katılmıştı.
- C'était un philanthrope, un pilier de l'Église, un défenseur de toutes les bonnes causes et un enseigne des...
Sahil güvenlik mi?
Les garde-côtes?
- Sahil Güvenlik için bize ihtiyacınız olur mu?
Il ne faut pas qu'on soit là pour les garde-côtes?
Bıraktığın işaret, Sahil Güvenlik için değil onun içindi.
Le flotteur, c'était pour lui, pas pour les garde-côtes.
Bırakalım da bunu Sahil Güvenlik yapsın.
Laissons cela aux garde-côtes.
1963'de, Sahil Güvenlik'ten emekli olduktan sonra ailem ve geçmişim hakkında daha çok bilgi edinmeyi aklıma soktum.
En 1963, quand je pris ma retraite... après 20 ans de service dans les gardes-côtes... je fus obsédé par le désir... d'en savoir davantage sur notre famille... et sur son histoire.
Sahil güvenlik araştırmayıda izliyoruz.
On gère aussi les recherches des garde-côtes.
Donanma Araştırma Üs, burası Sahil Güvenlik Tehlike Önleme botu arama bölgesine doğru ilerliyoruz.
Garde-côte Cutter Venture à base, on se dirige vers la zone de recherches.
Burası sahil güvenlik.
Vous m'entendez?
Sahil Güvenlik onları arıyor.
La garde côtière est à leur recherche.
Sahil güvenlik bana bir not bıraktı.
La garde côtière m'a laissé un message.
Sahil Güvenlik raporları körfezden gelen bir fırtına olduğunu söylüyor.
Le bulletin météo des gardes-côtes annonce une tempête.
Sahil Güvenlik oradaki aptal yattan tehlike sinyali alıyor.
Il y a des cinglés sur un yacht au large qui ont envoyé un signal de détresse.
Sahil güvenlik baskın yaptığında da bütün sandıkları nehre atıyorsunuz.
Et quand la vedette te coince, tu jettes tout à l'eau...
Öyleydi, ama kendisi otantik bir Viking cenazesi istemiş ve onu yerleştirip teknesini ateşe verdikleri her seferinde Sahil Güvenlik gelip ateşi söndürmüş.
Si... mais ça se fait à la Viking. Ils ont essayé de brûler le bateau, mais le garde-côte est intervenu.
Ben Sahil Güvenlik'ten Marauder.
Ico le garde-côte Marauder.
Yankee-Bravo-Delta 4792, San Pedro ve Bristol Limanı arasındaki herhangi bir sahil güvenlik birimini arıyorum.
Yankee-Bravo-Delta 4792, j'appelle n'importe quel garde-côte entre San Pedro et Bristol Harbor.
Sahil güvenlik duyuyor musunuz?
Garde-côtes, vous me recevez?
Sizin için Sahil Güvenlik olurum.
- J'appelle les gardes-côtes.
SOS çağrısının, Sahil güvenlik ve donanma tarafından alındığından emin olabilirsin Bize olabildiğince çabuk cevap vereceklerinden eminim..
Rassurez-vous, votre SOS... a été reçu par les Gardes Côtes et la marine... et nous agirons au plus tôt possible.
Üs'ten Sahil güvenlik kurtama helikopteri 1487 ye..
Base à Hélico Garde côte 1437.
Sahil Güvenlik'ten tanıdığım bir kaç kişi bana ondan bahsetmişti. Ve bu filmi yapmak için ihtiyacım olan kızgınlık ve yoğunluğa sahip olduğunu hissettim.
Des amis garde-côtes m'ont parlé d'elle... et j'ai senti qu'elle possédait la colère et l'intensité nécessaires pour le bon déroulement de ce film.
Amerikan Sahil Güvenlik Los Palominos'tan çıkan 60 feetlik yelkenliye sesleniyor.
Ici les garde-côtes américains. Appelons le 18 mètres poursuivi. Répondez.
Sahil Güvenlik bizimle calıstı.
J'ai cravaché comme un fou. Les Garde-côtes nous ont aidés.
Sahil Güvenlik, Boy George`u sandalıyla deniz kabuklularını deniz dibinden kazırken tutukladı.
Les garde-côtes ont arrêté Boy George qui raclait les crustacés de son canot.
Sahil Güvenlik adamlarısınız.
N'oubliez pas.
Alo, Sahil Güvenlik. - Devam et.
Continuez.
Sahil boyunda yaşayan insanları tahliye etmek zorunda kalacağız tabi. Tel örgü çevresinde 500 metrelik güvenlik mesafesi bırakacağız.
Nous devrons évacuer la population située le long des côtes, bien entendu, et nous devrons maintenir une distance de sécurité de 500 mètres, sur tout le périmètre.
- Sahil Güvenlik için işaret.
Un repère pour les garde-côtes.
Sadece çalıntı bir atım var. Sahil Güvenlik dışında herkes peşimde. Kilometrelerce açık araziden başka bir şeyim yok.
J'ai un cheval volé, tout le monde après moi sauf les garde-côtes, et je traîne une folle avec des bottes Bloomingberg's, qui a vu un rassemblement de crotales.
Amerikan Sahil Güvenlik.
L'US Garde-côte.
Yaşasın Sahil Güvenlik!
Vous êtes foutus!