Sende var mı перевод на французский
1,401 параллельный перевод
- Quantin'in ev anahtarları sende var mı?
- Tu as les clés de la maison de Quentin?
- Ben Swenson. - Cep telefonumun numarası sende var mı?
L. Swenson, au rapport.
Sende var mı?
Est-ce que tu l'as?
Sende bir fotoğrafı var mı?
T'as une photo?
Yeni dava için gereken bir milyon dolar var mı peki sende?
Je vous amène deux accusés.
Ne var ki bu yeteneğin, egon ve ters davranışların tarafından gölgeleniyor. İki arada kaldım. Çünkü bir taraftan sende potansiyel görüyorum.
Et je suis déchiré, parce que d'un côté, je vois ce qui est génial en toi, et d'un autre côté, je vois te vois me planter au milieu du quatier français de la Nouvelle-Orléans,
Sende Jason`nun nakil koordinatörünün numarası var mı?
Tu as le numéro du coordinateur de greffes de Jason.
- Sende astım var mı Elle?
- Vous avez de l'asthme, Elle? - Non.
Sende ya da herhangi bir yakın akrabanda şeker hastalığı var mı?
Souffres-tu, toi ou l'un de tes proches, du diabète?
Sende havayı koklayan biri var mı?
Et toi? Personne ne traîne dans les parages?
Havuçlı kek, havuçlu kek. Sende fındık var mı?
Gâteau aux carottes, gâteau aux carottes, contiens-tu des noix?
Çikolatalı keki çikolatalı kek. Sende fındık var mı?
Gâteau au chocolat, gâteau au chocolat, contiens-tu des noix?
Reb, sende hiç şeyle ilgili kitap var mı... dünyanın sonuyla ilgili?
Eh, Reb, t'as de la littérature sur... La fin du monde?
Sende benim adamım var, bende de senin adamın.
Vous avez un de mes hommes, j'ai l'un des vôtres.
Marge, korkarım sende agorafobi başlangıcı var. Yani evden çıkma korkusu.
Marge, je crains que vous ne soyez atteinte d'agoraphobie, vous craignez de sortir de chez vous.
Evlat, sende bana ait bir şeyler var sanırım. Kanıtla, kemik torbası.
Jeune homme, je crois que tu as quelque chose qui m'appartient.
Bu sıkışma hissi sende de var mı?
Tu ne te sens pas à l'étroit?
Hayır. Sende Hermès Birkin çantası var. Bu çantaya bayılırım!
Non, je parle de votre sac Hermès Birkin.
Sende çeklerinin listesi var mı?
Tu as la liste de tous ses chèques?
- Sende telefon numarası var mı?
Vous avez son téléphone?
Numara var mı sende?
Tu as le numéro?
Sende benimki var mı?
T'as le mien?
Sende hiç zekâ kırıntısı var mı?
T'as rien dans la cervelle?
Sende hasar var mı?
T'as eu des dégâts?
Sende bir şey var mı?
Tu l'as, toi?
- Sende Amiral Battı var mı?
- La "Bataille navale"?
- Sende kayıt cihazı var mı?
- Noah, vous m'enregistrez?
Harika. Ara beni. Numaram var mı sende?
Tu as mon téléphone?
Sende de baban gibi bir anma cihazı var mı?
Vous avez assisté a une Remémoration, comme pour ton papa?
Sende anahtar var mı?
As-tu une clé d ´ ici?
- Ot var mı sende? - Var.
Tu as de l'herbe?
Sende daha yarım var mı?
Tu as des 10 cents?
Yani sende bir 1961 Cheval-Blanc mı var?
- Il est de 61, et tu le laisses dormir?
Jack, sende hala bu evin anahtarı var mı?
T'as toujours la clé?
- Sende onun ev adresi var mı?
Tu as son adresse?
Sende hiç insanlık var mı?
Regardez ça!
Sende de ne şans var adamım!
Nom de Dieu, t'es un type chanceux, vraiment chanceux!
Kadın kıyafeti var mı sende diye sorsam?
Des vêtements féminins? Tu n'en as pas, par hasard?
Sende var mı?
Oui!
Sende gerçekten bir şeyler var. Tam bir otorite sahibisin, demek istediğimi anladın mı?
Tu as ce petit quelque chose, tu as une vraie autorité, si tu vois ce que je veux dire.
Numarası sende var mı? Yok.
- Vous avez son numéro?
Adresi var mı sende?
- Oui. Vous avez son adresse?
Sende hiç var mı?
Tu en as, non?
Bir De Niro'da ya da Regis'de ya da Pinkett-Smith'de ya da sende olan yetenek bende de var mı bilemiyorum.
Je ne sais pas si je suis prêt à devenir un De Niro, d'un Regis, d'un Pinkett-Smith et bien d'autres. Hé, Tobias.
Gob, sende Starla'nın numarası var mı?
Gob, tu peux me passer le numéro de Starla?
Sende hiç alet var mı, Bernard?
En avez-vous une, Bernard?
- Evet. - Sende anahtar var mı?
- ll faut une clé?
ADD var mı sende?
- On veut la salle. - Une pizza au chorizo?
Sende bunun da mı koleksiyonu var?
- Tu as aussi tous ses albums?
Sanırım sende bana ait olan bir şey var.
Vous avez quelque chose qui m'appartient.
Adamım sende irade var, çünkü o çekici bir bulut.
- Tu as une sacré dose de volonté parce qu'elle est super bonne!