Seç перевод на французский
7,720 параллельный перевод
Elbise seç... elbise seçmeme yardım eder misin?
Je vais choisir... allez-vous m'aider à choisir une robe?
Sikletindeki birini seç.
Prenez quelqu'un de votre taille.
Alec Baldwin'i seç.
Choisis Alec Baldwin.
Hadi bir plak seç, sana alayım.
Choisis un disque, je te l'offre.
Düğünde ayini kimin okuyacağını seç.
Tu dois décider qui lira à la Messe.
Silahını seç.
Choisis ton arme.
Yani sonraki kelimelerini dikkatli seç.
Alors faites bien attention à ce que vous allez dire.
Sen seç.
Comme vous voulez.
Günü sen seç, karidesler benden.
Choisis un jour, les crevettes sont pour moi.
Kelimelerini özenle seç birader.
Pèse bien tes prochaines paroles.
Ne istersen seç.
N'importe quoi... Ce que tu veux.
Bir taraf seç Ward.
Choisis un camp, Ward.
Dört tane nokta seç ve ben oraları tuz buz edeyim.
Choisis quatre emplacements et je les ferai exploser.
Şifreyi seç ve bir yere sakla.
Choisis le code passe et cache le quelque part.
Evet. Yani, tarihsel olarak, zehir bir kadın olmuştur silahını seç, haksız mıyım?
Historiquement, le poison est l'arme de prédilection des femmes, j'ai raison?
Beale! Kendi cüssende seç.
Prenez-vous en à quelqu'un de votre taille.
- Beni seç!
Oh! Moi!
Kola, uh, sprite, portakal diet vanilla.
Vous mettez du coca, uh, du sprite, de l'orange, Sec avec la vanille.
Fark etmemişsindir diye söylüyorum, elimi eteğimi çektim artık.
Au cas où vous n'auriez pas remarqué, Je suis à sec.
Yani sen onu köşeye sıkıştırdın, ve rahatsız edici yasal sorunları engellemesi için... kullandın.
Alors vous le pressez sec, puis vous l'utilisez pour bloquer toutes les lois qui pourraient se révéler... gênantes.
Hepsi son derece tatsız, resmi ve hukuki bir dille yazılmış, biliyorum.
Je sais que c'est très sec, très formel et légaliste.
Nasıl yapacağını biliyorsun. Kuru tut, bacitracsin uygula ve bandajı her gün değiştir.
Tu as l'habitude : garde au sec, applique la pommade, change le pansement.
İç.
Cul sec.
- Çok... Kuru...
- C'est tellement... sec...
Mermim bitti.
Je suis à sec.
- Tırnaklarım da kurumadı daha.
C'est pas sec!
Bana bir Bloody Mary ve üç duble sek viski. Tanrı aşkına acele et.
Bloody Mary et triple whisky sec. Pour l'amour de Dieu, vite.
Sana sormadan senin için sek bir şeyler söyledim.
J'ai pris la liberté de t'en commander un sec.
Kuru temizlemeden Carmen polisleri bu küçük torbalardan biriyle onu dışarı taşırlarken görmüş.
Carmen du nettoyage à sec a vu les flics le sortir de la chambre dans un de ces petits sacs. Oh, mon Dieu.
- Sizin için ne yapabilirim, Detective Cordero? - "Senin yüzünü etrafta görmekten sıkıldım" - Can we talk to you for a sec?
Ça, et le fait qu'elle ne parle pas du tout anglais, ça m'a fait réfléchir.
En kötü kısmı, kırılan boynunun sesiydi.
Le pire c'est le bruit sec que son cou a fait.
Los Angeles gibi sıcak ve nemli değil.
Pas comme LA où il fait chaud et sec.
Küvet, havlular, her şey temiz ve kuru.
La baignoire, les serviettes, tout est propre et sec.
Evet, ve kupkuru.
Oui, et c'est très sec.
J-me varoşlara gitti ve fakir rolü yaparken dayak yedi.
Jamie est allé au centre-ville, s'est fait frappé pour avoir dit être à sec.
Kan kuru ve pul pul.
Le sang est sec et friable.
Tavuk biraz kuru olabilir, gerçi.
Le poulet peut être un peu sec, cependant.
- Sağlığınıza.
Cul sec! Santé!
Şerefe.
Cul sec.
SPK bir yıldır onu inceliyormuş.
SEC a enquêté sur le gars pendant un an.
SPK, aleyhindeki kanıtları savcılığa göndermek üzereymiş.
La SEC allait envoyer ses preuves au bureau du Procureur général.
SPK tarafından el koyulmadan önce açılmış.
C'était avant qu'il soit saisi. par le SEC.
Sanırım bitmiş.
On dirait qu'on est à sec.
Ne yapıyorsun?
[bruit sec ] Qu'est-ce que vous foutez bordel? [ bruits sec ] [ grognements]
- Suratında kalem izi var.
Vous avez le visage sec.
Kalçalar dik.
Cul-sec.
Aracın suyu bitmeden!
Avant que le camion soit à sec.
Dün Linda'nın doğum günüydü ve ve kartını imzalamadım çünkü ojelerim kurumamıştı. İyi gitmiyorum.
Hier c'était l'anniversaire de Lina, et je n'ai pas pu signer sa carte parce que mon vernis n'était pas sec.
Silah ateşlendikten sonra yapabileceği tek şey göz seğirmesi olurdu.
La seule chose qu'il pouvait faire après que le pistolet soit déchargé était de tiré un coup sec.
İndir mideye dostum.
Cul-sec, mon pote!
Her neyse, bir çömlek yap da anlarsın. Çok güzel görünür ama kurumadan şekil vermen için çok az zamanın vardır.
Bref, on commence un pot, et ça semble assez bien, mais on a peu de temps pour les ajustements avant que ce soit sec.