Tutuklayın перевод на французский
944 параллельный перевод
Tutuklayın onu, memur bey. O bana saldırmaya kalkıştı.
C'est lui qui m'a attaquée en pleine scène.
Boğazımı sıkan işte buydu. Tutuklayın bu adamı.
II voulait m'assommer.
Tutuklayın şu adamı.
Il faut l'arrêter!
- Tutuklayın!
- Arrêtez-les.
- Hepsini tutuklayın!
- Arrêtez-les tous.
Herkesi tutuklayın!
Arrêtez tout le monde!
Tutuklayın!
J'ai été clair.
Tutuklayın dedim!
Arrêtez-le, j'ai dit!
Stephen Orlac'ı tutuklayın. 151 Colbert caddesi.
Arrêtez Stephen Orlac au 151, avenue Colbert.
Şu adamları tutuklayın, bunu da.
Arrêtez ces hommes!
- Mülke zarar vermekten tutuklayın.
Qu'y a-t-il? Arrêtez-le pour les dégâts causés.
[Gen. Merritt] Tutuklayın şu adamları!
Arrêtez ces hommes!
Cevap şu şekilde : Sinemaya varır varmaz adamı ve Verloc'u tutuklayın.
Réponse : "Arrêtez-le ainsi que Verloc dès votre arrivée".
- Bu adamı tutuklayın!
Arrêtez cet homme!
- İkisini de yakalayıp tutuklayın! - Başüstüne!
Mettez-les tous les deux aux arrêts!
Tutuklayın onu.
voila Ie couteau.
Frollo'yu tutuklayın. Çabuk. Çabuk.
Qu'on arréte FroIIo, vite!
Beni tutuklayın.
Détenez-moi provisoirement!
- Tutuklayın şerif.
- Arrêtez-le, shérif.
Onu da tutuklayın.
Arrêtez-le aussi.
Şüphelendiğiniz an tutuklayın.
Dans le doute, arrêtez-les.
- Tutuklayın şu adamı.
Arrêtez-le!
Garron'u tutuklayın.
J'exige qu'on arrête garron.
İpe sapa gelmez tahminlerinizi duymaktan gına geldi. Beni ya tutuklayın ya da bırakın evime gideyim.
Bouclez-moi, ou fichez-moi la paix!
Tutuklayın onu!
- Oui, arrêtez-la!
Tüm olası şüphelileri tutuklayın.
Arrêtez les suspects habituels.
Tutuklayın bu adamı.
Arrêtez cet homme.
Beni tutuklayın.
Arrêtez-moi.
Onu ya tutuklayın ya da kasabadan kovun.
Arrêtez-le ou chassez-le de la ville.
St. Anne kilisesine derhâl bir araç gönderin ve Babe Lazick'i tutuklayın. Cinayet suçuyla aranıyor.
Envoyez une voiture à Saint Anne Church, et coffrez Babe Lazick, recherché pour meurtre.
Onları tutuklayın, 48 saat gözaltında tutun ve sonra da bırakın.
retenez les 48 heures puis relâchez les.
Kilise kıyafeti giymiş iki kişiyi tutuklayın.
Avons arrêté deux hommes, vêtus en clergymen.
Tutuklayın onu! Onu tanıyamadınız mı?
Ben, arrêtez-le.
Tutuklayın onu.
Arrétez-le!
Lagana'yı, Higgins'i ve şehirdeki diğer hırsızları tutuklayın.
Surveillez Lagana, Higgins et tous les autres voleurs de la ville.
Tutuklayın! Ne istersen onu yap, yeter ki konuşmasın!
Qu'on l'arrête s'il le faut mais qu'il se taise!
Tutuklayın onu.
Arrêtez-le.
Tutuklayın!
- Arrêtez-la!
Tutuklayın onları.
Arrêtez-les!
Yerini terk etmek istemeyen grev gözcülerini tutuklayın! Kefalet yüksek olursa ödeyeneyen içerde kalır.
Le juge peut les obliger à ne pas troubler l'ordre public ou fixer des cautions très élevées.
Tutuklayın!
Arrêtez-le!
Eğer elinizde bir delil varsa beni tutuklayıp mahkemeye çıkarın!
Si vous avez quelque chose contre moi, arrêtez-moi.
Beyler, gecenin bu vaktinde tutuklayıp götürülecek benden daha iyi bir adam bulamadınız mı, bu, öldürücü derecede soğuk ve rutubetli bir bodrum katında benim gibi dikiş dikerek terzilik yapan birini işinden alıkoymak demektir.
Vous n'aviez donc pas de meilleur suspect que moi, qui taille et couds jusqu'à l'épuisement dans une pièce si humide que j'en ai attrapé froid?
Eğer suçlu bulunulursa, tutuklayıp halk mahkemesinde yargılayın.
S'il est coupable, vous l'obligerez, elle, à être jugée au tribunal.
Kumandan Schultz'u hemen tutuklayın.
Arrêtez le commandant Schultz.
Bu manyağı tutuklayın.
Mettez-moi ce fou aux arrêts.
Gördüğünüz bütün şüpheli şahısları tutuklayıp, kayıp evrakları arayın.
Arrêtez tous les suspects et retournez les documents volés.
Tutuklayın onu Çavuş.
Arrêtez-le.
Diğer ikisini tutuklayın.
Arrête les autres.
Görürseniz onu hemen tutuklayın.
Et toi, Stelluti? Si vous la trouvez, arrêtez-la!
Seninde demin söylediğin gibi adamların biri kadın 3 kişiyi öldürdü. Şimdi onları tutuklayıp San Carlos taki merkezimize götüreceğim
Selon les clauses du traité, le meurtre d'un Blanc oblige la tribu à rendre les armes et à gagner San Carlos.