Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ U ] / Unuttu

Unuttu перевод на французский

1,041 параллельный перевод
Aslında, bavulunu da burada unuttu.
Tu vois, elle comptait sur mon aide
Bir kez, işini unuttu diye azarladım.
Je le lui ai déjà reproché.
Asiak, biri silahı unuttu.
Asiak, j'ai oublié le fusil.
Onu burada bekleyeceğimi. Ve iki puro getirmesini, çünkü karım puroları getirmeyi unuttu.
Que je l'attends et qu'il me prenne en passant les cigares que tu as oubliés.
Başpiskopos da kocamın ona yaptığı onca iyiliği unuttu. Ve kimse bize yardımcı olmuyor. - Siz de, Peder Raffaele.
L'archevêque a oublié les services que nous lui avons rendus et vous ne nous aidez pas.
Ve Karen, hayatı severdi ve onu bir alev gibi saf yaşardı. Tanrı onu neden unuttu öyleyse?
Et Karen, qui adorait sa vie et la vivait avec la pureté d'une flamme, pourquoi Dieu l'a-t-il oubliée?
Kendi lisanını unuttu.
Moi, je le sais plus.
Ama Simone hepsini unuttu ve kendi sonunu hazırladı kendi kötü sonunu.
Mais Simon l'a oublié et il a fini comme il a fini.
Buraya niçin geldiğimizi unuttu.
Il avait oublié pourquoi on était là.
İngilizce'yi unuttu.
Il ne parle plus un mot d'anglais.
Jim pijamanın ne işe... yarayacağını merak etti, sonra unuttu.
Jim se demanda quel rôle jouerait le pyjama, puis il oublia.
Buraya hanımlar pek gelmez. O yüzden Charlie bardak getirmeyi unuttu.
On ne voit guère de femmes ici, ce qui explique que Charlie avait oublié le verre.
Oh, çoktan unuttu bile.
Oh, il a déjà oublié,...
McLintock unuttu mu?
Le grand McLintock a oublié?
Çantasını unuttu!
Il a oublié sa mallette.
Bunu unuttu.
Elle a oublié ça.
Unuttu.
Il l'a oublié.
- Yine mi bisikletini unuttu?
- Il l'a encore oublié?
Bir de bu yönden bak, Pauly. Onu unuttu.
Disons qu'il l'a momentanément égaré
Sanırım sonra ütü yaptı ve kapatmayı unuttu.
je pense qu'elle a fait son repassage plus tard et a oublié de l'arreter.
Tom Morrison, bir dakika olsun iki oğlunu öldürdüğünü unuttu mu sanıyorsun?
Crois-tu que Tom Morrison ait oublié que tu as tué ses deux fils?
Babasını hemen unuttu ama Marichka'ı unutmadı.
Il oublia vite la mort de son père, mais pas sa rencontre avec Maritchka...
Onunla aynı taksiye binmiştim, bunu takside unuttu.
Nous avons pris le même taxi et elle l'a oublié.
Nejim, onu Jena'yı taklit etmesi için aldı ama işinin bir kısmının öldürülmek olduğunu söylemeyi unuttu.
Nejim l'a engagé pour se faire passer pour Jena, sans lui dire que son travail consistait à se faire tuer.
Evet, omzunun üstünden bakmayı unuttu.
Il oubliait de regarder derrière lui.
Dişleri unuttu.
Il a oublié.
Galiba unuttu. - Sanırım grip oldu.
Elle est enrhumée.
Önce bir iddiada bulundu sonra unuttu, sonra başka bir şey söyledi.
Il affirmait une chose, oubliait, puis il affirmait autre chose.
Hangi trenle geleceğini söylemeyi unuttu.
Elle a oublié de dire par quel train elle arrivait.
Çavuş herhalde rozetini unuttu.
Il a dû oublier son insigne.
Galiba imzaladığını unuttu.
Je suppose qu'il avait oublié qu'il l'avait déjà signé.
- İmzaladığını unuttu.
- Il avait oublié.
- Unuttu! beni tüm Dünya... -
Le monde m'a oublié.
Mungar ondan bahsetmeyi unuttu mu?
Mungar a oublié de vous parler d'elle, hein?
Ama sadece, üstüne ne yazdırmak istediğini söylemeyi unuttu.
Mais il a oublié de me dire ce qu'il voulait qu'on imprime dessus.
Simon, garsonu aşağılaması gerektiğini unuttu.
Je dis : "Je ne m'appelle pas Clément."
Külkedisi balodan o kadar aceleyle ayrıldı ki, cam gözünü unuttu...
Cendrillon quitta le bal si vite qu'elle oublia son œil de verre...
Bütün parayı unuttu.
L'argent. Tout l'argent.
Madam bu gece için ortak olduğumuzu unuttu sanırım.
Madame a oublié. Nous avions décidé d'être partenaires, ce soir.
Bir gece perdesini kapatmayı unuttu.
Elle avait oublié de fermer ses volets un soir.
Gervaise... Hayır bu... Simon, garsonu aşağılaması gerektiğini unuttu.
Gervaise... non, c'est... au second plan, c'est Simon, qui est censé insulter le serveur, mais il a oublié.
Yani daha önce burada olan beyazlar onları unuttu,..
Je les aide à oublier les autres Blancs qui étaient là avant nous...
Claude, "Kızkardeşlerini" unuttu.
Claude semblait bien avoir oublié ses deux soeurs.
Ve şimdi... her şeyi unuttu.
Maintenant... il a tout oublié.
Babam gaz maskesini unuttu! Ölecek!
Mon père a oublié son masque à gaz.
Babam gaz maskesini unuttu!
Mon père a oublié son masque à gaz!
- Kalıntı! Onu unuttu!
- Elle a oublié la relique!
Çıldırmıştı ve unuttu gitti.
Elle était perdue et elle a oublié.
- Orfeo unuttu. Neden?
Pourquoi?
Unuttu mu ki?
Elle a dû oublier.
Ayakkabılarını unuttu.
Il oublierait ses guêtres.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]