Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ U ] / Uzak

Uzak перевод на французский

31,172 параллельный перевод
Gardiyan bakışlarını uzak tutun.
Ça évitera que les gardiens nous surveillent.
Benden uzak dur!
Allez-vous en!
Ama sen, sana... Sana ulaşamayacağım kadar uzak olmanı istedim.
Mais toi, je te voulais... je te voulais le plus loin de moi.
Birisi onlardan uzak durmak isterse durabil...
Quelqu'un veut rester d'eux assez mauvais, ils pourraient juste...
Ona sakallı çocuklardan uzak kalmasını söyle.
Dis-lui de rester loin de ceux qui ont une pilosité faciale.
Burası uzun mesafe merkezinden uzak değil.
Ce n'est pas loin de la plateforme long-courrier.
Gitmemizi istemediği her yere canlıları uzak tutacak engeller koyacaktır.
Il placera des barrières pour tenir éloignés les vivants des endroits où il ne veut pas qu'on aille.
Duko onlardan uzak durmamı istedi.
Duko m'a conseillé de les éviter.
Domuzlar kralliktan uzak bir yerde kesildi.
Les porcs sont abattus loin du Royaume.
Sen de Maggie'den uzak durup Hilltop'taki işlerine yoğunlaşmalısın.
Garde tes distances et fais ton travail à la Colline.
Çok uzak.
C'est loin.
Gideceğimizden çok daha uzak yerlere gittik.
On est allés plus loin que prévu.
Carol, şiddete ve savaşmaya uzak olduğunu tahmin ediyorum.
Carol, j'imagine que la violence, les combats, tu n'y as pas pris part.
- Yok mu? Eğer cıvatayı tekrar tekrar gevşetip sıkılaştırırsam bütün gün kaytarır hendek kazmaktan uzak dururum diye düşündüm.
Je me suis dit qu'en tripotant ce boulon, j'esquiverais les tranchées toute la journée.
Uzak duracağım o işlerinden.
Je n'y participerai pas.
Çığlık atıp duran bir bebekten uzak kalmak için olabilir?
Trouver un endroit pour dormir sans pleurs d'enfant, peut-être?
Uzak tutun lütfen.
Retirez-la, je vous en prie.
Uzak bir ihtimal değil.
Ce n'est pas impossible.
- Iris'i uçakla Paris'e veya uzak başka bir yere göndersek? - Olmaz.
Pourquoi ne pas vous mettre dans un avion vers Paris ou une autre destination lointaine?
Iris'i buradan uzak bir yere götürmen gerekiyor.
Tu dois emmener Iris loin d'ici.
- Benden uzak bir yere.
Loin de moi. - Barry.
- Onlardan uzak duracaksın.
Tu vas les laisser tranquilles.
Çocuklardan uzak tut.
L'empêcher de s'approcher des gamins.
Şu andan itibaren portakaldaki vitaminlerini benden uzak tut.
Dorénavant tu garderas ton patrimoine génétique loin de moi.
Celia'dan uzak duracaksın.
Ne t'approche pas de Celia.
Yırtıcı kokusu kemirgenleri uzak tutabiliyormuş.
L'odeur d'un prédateur repousse les rongeurs.
Bir aralar ki pek de uzak zamanlar değil harbiden birilerini alev alev şutlayacaktım
Vous savez, à une époque pas si lointaine, j'aurais pu allumer un vrai bûcher.
Evet, bayağı bayağı evden uzak gibi geldi.
Elle était trop loin de la maison, un truc de dingue.
Steve'in yeri her şeyden çok uzak.
Chez Steve c'est plutôt loin de tout.
Pek uzak değil zaten, sorun olmaz.
C'est pas loin.
Uzak akrabaların var mı?
De la famille éloignée?
Ondan uzak duracağıma yemin ederim.
Je resterais loin de lui, je le jure.
Kafeinden uzak durmak tansiyonunu düşürmene yardımcı olabilir.
Un arrêt de la caféine peut aider pour la tension.
Bu mekandan uzak durmak da öyle.
Tout comme quitter cet endroit.
Ama uzak test laboratuvarlarından birine gidebilirsek...
Mais si l'on peut atteindre l'un de ses laboratoires avancés...
Yer altında, güneşten uzak bir yerde tutacaktır.
Il le garderait sous terre, loin des rayons solaires.
Politikadan olabildiğince uzak durarım.
Je suis aussi éloigné de la politique que possible.
Onu bu davadan mümkün olduğunca uzak tutmalıyız. Yani bir öğle yemeği turuna ihtiyacımız var.
Nous devons le garder aussi loin que possible de cette affaire, ce qui veux dire lancement de l'opération "Visite Nickel"
Senden uzak kalmakla böyle başediyor.
C'est comme ça qu'il gère de devoir rester à l'écart.
Bilmedikleri şey ise, Vlademir Ice katili Rusya'da uzak bir karakol olan Oymyakon'a, hayatının geri kalanını sefalet içinde geçireceği yere göndermek için bir plan hazırlamıştır. Orayı duymuştum.
Ce qu'ils ne savent pas, c'est que Vladimir a prévu un plan pour envoyer le meurtrier passer le reste de sa misérable vie à Oymakon, une ville russe solitaire.
Oradaki ucubelerden uzak dur.
Éloignons nous de tous ces tordus.
Julian arkadaşlarından uzak durmamız için uyarmıştı bizi.
Julian nous a prévenu de rester loin de ses amis.
Sana benden uzak durmanı söylemiştim
Je t'ai dit... Ne t'approches pas de moi.
Ben de aynı şeyi düşünüyordum. "İğrençsin, uzak dur benden."
Je pensais la même chose, genre, berk, t'es trop dégueu, éloigne-toi de moi.
Sanırım bir çok kartel o şeylerden uzak duracak kadar akıllıdır.
Les cartels sont assez malins pour éviter ça.
Ondan uzak durun pis, küçük denyolar.
Éloignez-vous de lui, sales fouille-merdes.
O kızdan uzak dur.
T'approche pas d'elle.
Bütün aileden uzak dur.
T'approche pas de sa famille.
Onu camlardan uzak tut. İnsanlar yemek yiyiyor burada.
Qu'il s'approche pas, les gens mangent.
Erkek arkadaşımdan uzak dur!
Laisse mon mec tranquille!
Benden uzak durun!
- Reculez.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]