Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ V ] / Verdin

Verdin перевод на французский

13,297 параллельный перевод
Sen de Penny'nin onunla evlenmesine izin verdin.
Et vous laissez Penny se marier avec lui.
- Debbie'nin düdüğünü almasına nasıl izin verdin?
Donc tu as laissé Debbie prendre ton sifflet?
Şükran Günü için ne yapacağına karar verdin mi?
Tu sais ce que tu fais pour Thanksgiving?
Sevdiğin herkesin ölmesine izin verdin!
Tu as laissé mourir tous ceux que j'aimais!
Supergirl'ün seni yenmesine izin verdin.
Tu as laissé Supergirl te battre.
Şükran Günü için ne yapacağına karar verdin mi?
Tu fais quoi pour Thanksgiving?
Kahrolası seni. Arabama zarar verdin!
Avant que tu bousilles ces gosses!
- O şeyin gitmesine izin verdin.
Tu m'as sauvé la vie. Merci.
Bana Gabriel'in organizasyonun arka planını çözmem için biraz ışık verdin.
Tu m'as donné quelques faibles informations sur l'organisation de Gabriel.
General yaşamanıza izin verdi. Sen de ona bir oğul verdin : Gabriel.
Le général vous a laissé vivre, et vous lui avez donné un fils, gabriel.
Sen de yangın çıkardın ve onları evlatlık verdin.
Donc vous avez mis le feu et vous les avez placer pour l'adoption.
Tamam, bu parayla ne yapacağına karar verdin mi?
OK, Tu sais quoi faire de cet argent?
Ve... bu belgeli delinin garajımızda kalmasına izin verdin.
Et, vous avez laissé ce lunatique patenté
Deli olduğumu düşünmeme izin verdin.
Tu m'as laissé penser que j'étais fou.
O zaman mı öldürmeye karar verdin, doktor?
Est-ce à ce moment que vous avez décidé qu'il devait mourir, docteur?
Onlara haber verdin.
Tu les a appelés.
Bir şans verdin.
Tu leur a donné une chance.
Kraliyet elçisine rüşvet verdin.
Corrompre un messager royal?
Bana yardım edeceğine söz verdin.
Vous aviez promis de m'aider.
Bu akşam da oyundaki her soruya cevap verdin.
Et ce soir tu réponds à toutes les questions au Trivial Pursuit.
Neden... neden Monroe'nun onlarla gitmesine izin verdin?
Pourquoi as-tu laissé Monroe y aller?
Evet, bana niye göz dağı verdin ki?
Pourquoi il fallait que tu me menaces?
Çünkü bana açık verdin şimdi.
Parce que tu viens de me faire savoir que Dean sait.
Bu kararı şimdi verdin, değil mi?
C'est maintenant que tu décides ça?
Harika bir parti verdin.
T'as fait une fête géniale.
Ve karımı bana geri verdin.
Et tu m'as rendu ma femme.
Bu yüzden Wendigo'yu bize verdin. - Onu saf dışı bırakmak için. - Onu siteye kim koydu?
C'est pour ça que vous nous avez donné Wendigo... pour éliminer la compétition.
- O not için ne kadar para verdin? - Bir sent bile vermedim.
- combien as-tu payé pour cette ordonnance?
Bu dosyayı onlara sen verdin.
Vous leur avez donné cette affaire.
- Köpeğe Minor ismi mi verdin?
- Tu as appelé le chien Minor?
Yani bütün Kanadalıların saat 8 : 00 ile 11 : 00 arasında Doğuya dönüp Chuck Mangione çaldıklarını mı unuttun yoksa onların dini geleneklerini gözardı etmeye mi karar verdin?
Vous avez oublié qu'à 8 heures et à 11 heures, tous les Canadiens se tournent vers l'Est et jouent du Chuck Mangione, ou bien vous n'avez simplement pas voulu apprendre les coutumes religieuses?
Doğru bir karar verdin Mcgee.
Tu as fait du bon boulot, McGee.
Bunu kimseye verdin mi?
Avez-vous donné ça à quelqu'un?
Eggs 911 ile yatmama izin verdin.
Tu m'as laissé coucher avec "eggs 911".
Bana elektroşok verdin.
Tu m'as tasé.
Uçarken oteldekileri kesmeye mi karar verdin?
Tu volais quand t'as découpé ce couple à l'hôtel?
Bak Cass geri döndüğüne seviniyorum ama neden Metatron'un gitmesine izin verdin?
Je suis content de voir que tu vas mieux, mais tu as laissé partir Métatron?
Metatron'un gitmesine izin verdin!
Autant qu'il le faudra! Tu l'as laissé filer!
Bunun için mi 911 çağrısı verdin?
Tu m'as bippé, 911, pour que nous fassions ça?
Hapishaneden bir katilin çıkmasına izin verdin. Cumhuriyete iyilik olsun diye değil. İstediğin için.
Tu as laissé un meurtrier sortir de prison, non pas pour le bien de la République, mais parce que tu le voulais, parce que ça servait tes intérêts.
Ona ilaçlarla neler yapacağını bildiğin halde ilaçları sen mi verdin?
Lui avez-vous donné les médicaments parce-que vous saviez ce qu'il allait faire avec?
Buraya gelirken çok gergindin kendini beğenmiş bir tonla bana Birinci Yasa Değişikliği'ndeki hakların konusunda ders verdin ve sonra televizyona çıkıp başkanı savundun. Çünkü sana bir iş verdi diye. Öylesine bir iş de değil...
Vous avez beaucoup de courage pour venir ici, donnant une conférence avec ce ton moralisateur à propos d'exercer vos droits au premier amendement, et ensuite vous allez à la télé, et vous défendez le président parce qu'il vous a donné un travail, et pas n'importe quel travail,
Bana ilham verdin.
Vous m'avez inspirée.
Deneyler yaptın. Babama verdin.
Vous avez dirigé des essais.
Diğer hastalara verdin.
Vous en avez donné à mon père. À d'autres patients.
Ne tepki verdin?
comment avez vous réagi?
- Neden iki yıldız verdin ki?
- Pourquoi seulement deux étoiles?
Bana ilham verdin, dostum.
Tu m'as inspiré.
- Bir demokrata mı oy verdin?
Vous votez pour un Démocrate?
Yani gerçek anlamda bir kızı ağa düşürdün ve gitmesine izin verdin.
Donc tu avais une fille dans tes filets Et tu l'as laissée s'échapper?
O tekneyi almaya kara verdin mi?
Tu as décidé d'acheter ce bateau?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]