Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ Y ] / Yaşa

Yaşa перевод на французский

7,612 параллельный перевод
Hâl böyleyse yaşa Macduff.
Alors vis, Macduff.
Öyleyse teslim ol korkak! Yaşa da gösterip ibret diye seni cümle âleme!
Alors rends-toi, lâche, et vis pour être la bête de foire et le spectacle du siècle.
- Özgür yaşa.
- Vivre libre.
... duygusal yaşa.
Ça peut être dur, au niveau émotionnel.
Belli bir yaşa geldikten sonra başarı simgesi olarak bir Rolex istemek gibi...
C'est comme ceux qui, à un certain âge, veulent acheter une Rolex, car c'est un symbole de réussite.
Ta ki belli bir yaşa gelip rol kesmeye başlayana dek.
Et un beau jour, j'ai atteint l'âge où les rôles se sont raréfiés.
Bunu bilerek yaşa e mi!
T'es pas mieux que moi!
Çok geçmeden evlenecek yaşa geleceksin ve bu duvarların arasından sonsuza dek ayrılacaksın.
Bientôt, vous serez assez âgée pour vous marier et puis vous quitterez ces murs pour toujours.
Geri dönüp bana karşı bir isyana önderlik yapacak yaşa gelene kadar bu dünyadan kaybolacak bir çocuk.
D'un garçon que l'on ferait disparaître de ce monde... jusqu'à ce qu'il ait l'âge de rentrer mener une révolte contre moi.
- Çok yaşa!
Soyez béni!
Abinatrix her yaşa uygundur.
Abinatrix est pour tout âge.
Çok yaşa Kore deyin.
Dites "Longue vie à la Corée!"
Çok yaşa Kore!
Longue vie à la Corée!
- Çok yaşa Kore deyin!
Dites "Longue vie à la Corée!"
- Çok yaşa Kore!
Longue vie à la Corée!
Kızı bana getir, hem yaşa hem de zengin ol.
Amenez-moi la fille. Vous vivrez et serez riche.
Ol, yaşa. Hepsi senin içinde.
Approprie-toi le mouvement, il est en toi.
Yeni jenerasyon tohumlarını yayabileceği yaşa gelince.
Quand la nouvelle génération aura vieilli, ils répandront la graine.
Çok yaşa.
A vos souhaits.
Çok yaşa, Simun, Yunus'un oğlu.
Sois bénit, Simon, fils de Jonas.
Çok yaşa, Joanna.
Tu es un ange, Jeanne.
Diz çök ve yaşa.
Agenouille-toi et vis.
Özgürlük Bildirgesi'nin ve 13. yasa değişikliğinin yıllar evvel yaptığı gibi.
tout comme la Proclamation d'émancipation et le Treizième amendement l'ont fait il y a des décennies.
Topluluksal yasa, idame ettirilmeli.
La loi doit être respectée entre factions.
Domuzlar, domuz pastırması, barney. Yasa, koruyucu, zabıta, adam.
Les poulets, les lardus, les bleus!
- Çok yaşa.
- À tes souhaits.
Yasa gereği Bayan Riva için kadın refakatçi gerekli.
La loi exige une escorte féminine pour Mme Riva.
Federal Yasa'ya göre resmi dairelerin eşcinselleri işe alması yasak.
La loi fédérale interdit aux agences du gouvernement d'employer des homosexuels.
Eşcinsellerin toplantı yapması ve içki satması yasa dışı sayılıyor.
Il est interdit aux homosexuels de se rassembler et de leur servir des boissons alcoolisées.
Biz sapıklara içki satmanın yasa dışı olduğunu bilmiyor musun?
C'est comme ça qu'on nous appelle.
Bu yasa dışı toplantıya girer.
Ce rassemblement est interdit.
Yasa değişikliği denen küçük şeyden habersiz meclis.
Elle a pour sujet le Congrès. Qui semble tout ignorer de ce léger détail connu sous le nom de premier amendement.
- Beyefendi, yasa değişikliğini okumak ister misiniz? - Hayır.
- Pardon, monsieur, voulez-vous en savoir plus sur le premier amendement?
Kariyerim, yasa değişikliği ve ülkemiz.
Ma... ma carrière et... le premier amendement, notre pays.
Birinci yasa :
Loi n ° 1 :
İki numaralı yasa :
Loi n ° 2 :
Bunun yasa gibi bir şey olduğunu Dougal sana söyler.
Dougal te dis quelque chose, c'est parole de Dieu.
Tabii ki bu imkansız bir şey. Yasa dışı olmasından bahsetmiyorum.
Il est bien sûr impossible, pour ne pas mentionner illégale.
Yasa dışı bir ip gösterisi olacak.
- Et la corde raide illégale.
Ve başarılı da oldum, ilk defa yasa dışı olarak yükseklerde cambazlık yaptım.
Il a réussi. Ma première corde raide illégale.
Bu kesinlikle yasa dışı, bu kesin.
Il est en tout cas illégal.
Cumhuriyetçiler onaylayabileceği tek bir yasa tasarısı bile yollamıyor. Demokratlar da farklı sayılmaz.
Les républicains n'envoient aucun projet de loi qu'il puisse signer, et les démocrates, ce n'est pas mieux.
Canlı dondurma deneyleri yapmak hem tehlikeli hem de yasa dışıydı.
Tester l'hibernation cryogénique était à la fois dangereux et illégal.
Birazcık yaşa. Bir serüven yaşa.
Amuse-toi un peu.
Bu bir yasa olmuş.
C'est du pipeau.
Anı yaşa.
Carpe diem!
Babam öldü ama yasa tasarılarını büyük oğlunun yapmasına karar verdi.
Papa est mort... mais a décidé de faire de mon frère mon chaperon.
Tüm yasa tasarılarını reddetti, sanki onun kadar anlayan yok gibi!
Il ne retenait aucune de mes idées, il m'a négligé!
Doğanın buluntuları hakkındaki yasa çok açıktır.
La loi est très claire pour les découvertes de ce genre.
Yasa uygulanmalı.
La loi doit être appliquée.
Harita yapanların koydukları sahte kasaba. Böylece, haritaları yasa dışı kopyalanırsa kopyalandıklarını anlarlar.
Une fausse ville que les cartographes mettent sur leurs cartes pour savoir si on les copie illégalement.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]