Yemekler перевод на французский
2,095 параллельный перевод
Yemekler benden.
Je paie le souper.
Sevdiğin belli yemekler varsa üzerlerine ismini yazmanı tavsiye ederim, yoksa çöpe atılacaklar.
S'il y a de la bouffe qui te plaît, mets ton nom dessus ou elle sera balancée.
Ve aslında yemeklerin safhalar halinde servis edilmesi gerektiğine karar veren kişi de oymuş,.. ... çünkü bundan önce yemekler masaya üst üste yığın halinde gelirmiş...
En fait, c'est lui qui a décidé qu'on devrait servir les mets séparément, car avant, on servait juste une grosse pile de nourriture...
Porselenleri seçerken ne tür bir eğlence istediğini, ne tür yemekler yapacağını düşünmelisin.
Question porcelaine, demande-toi pour quel usage, quel type de cuisine.
İş gününün sonunda, merkezde bulunan kafe, arkadaşların ve ailelerin bir araya gelip doyurucu ve besleyici yemekler yemeleri için ideal bir yer.
À la fin de la journée de travail, le café qui se trouve au centre est l'endroit idéal pour réunir amis et familles autour d'un repas nourrissant.
Smalle, özellikle de yemekler hakkında konuştukça konuşur, hiç susmaz.
Slim, qui n'arrête pas de parler. Toujours de nourriture.
Yemekler fena değil, ama eğer meşgulsen...
Ils cuisinent pas mal. Tu es occupé?
Senin için güzel güzel yemekler hazırlarım. Tamam.
Je vais te préparer un bon repas.
Yemekler çok lezzetli olmuş.
C'est délicieux.
Yemekler çok hoşuna gitti.
Elle a adoré.
Hangi kısmını, zorla evlenmek mi, o korkunç müzik mi yoksa kötü yemekler mi?
Oui. Quelle partie, la gaieté forcée, la musique horrible ou la mauvaise nourriture?
Yemekler hakkında Tess'den daha tecrübeliyim. Yani emin ellerdesin.
Et j'ai plus d'expérience quand il s'agit de manger que Tess, donc vous êtes en de bonnes mains.
Çarşaf yok Alice! Yemekler de b * k gibi!
Il n'y a pas de draps Alice et la nourriture est merdique!
Sokağın sonunda bir yer var, yemekler benden.
Je connais un super resto dans la rue. Je vous invite.
Yemekler için teşekkürler.
Je me suis régalée.
Vivien, insanlara yemekler hakkında böyle şeyler söylemeye devam edemezsin.
Vivien, tu ne peux pas continuer de dire aux gens que la nourriture est mauvaise.
Yemekler her zaman böyle mi geçiyor?
C'est comme ça à tous les repas?
Ben sana hep güzel yemekler yaptım.
J'ai toujours cuisiné de bonnes choses pour toi.
Bunlar annemin pişirdiği yemekler değil mi?
De la nourriture préparée par ma mère.
Bu kamptaki en igrenç sey iste bu yemekler.
C'est le seul truc qui craint, ici.
BÜTÜN YEMEKLER TANRI'DAN GELİR
TOUS LES ALIMENTS VIENNENT DE DIEU
Burada da hava iyi olmadığında, dışarıdan yemek getiremediğimiz için kullandığımız yemekler var.
Voici ce qu'on mange si le ravitaillement est impossible.
Buraya geldiğimizde bazen yemekler taş gibi olurdu. Ben de onları sayardım.
Ici, les repas étaient si stressants que je les comptais.
Çünkü şişmanlatan yemekler yapmakla öyle meşgulüm ki egzersize hiç vaktim yok.
A force de cuisiner riche, plus le temps de bouger.
Bir fıçı pirinci kabul ediyoruz. Ancak içkiler ve yemekler sizden.
Un boisseau de riz et du saké.
Manastıra gitti, çünkü yemekler orada çok güzeldi.
Le cœur brisé, il alla dans un monastère où la chair était délicieuse.
3 yıldan beri ilk defa güzel yemekler ve kalacak bir yerin olacak.
Tu vas être bien nourri et logé pour la 1re fois en 3 ans.
Sen Kanna-chan'sın, değil mi? Tüm yemekler için teşekkürler.
Merci pour la nourriture.
- Oz yemekler harikaydı.
- Oz! C'est délicieux.
- Yeni yemekler demek?
- Nouveau Q.G.?
Yemekler ya "çeneler kapalı" ya da "ne varsa söyle" şeklindedir!
- On dit rien, c'est chiant. Ou c'est l'enfer.
İğrenç bir akşam, Bir tomar aşağılık insanla iğrenç yemekler!
C'était une soirée de merde avec des connards.
Evet. Yemekler gayet iyi.
Oui, la cantine est bonne.
Hem yemekler güzel hem de eve yakın.
De la bonne cuisine, pas loin.
Biliyorum fiyatı birazcık yüksek ama yemekler harikadır.
C'est un peu cher, mais la nourriture est fantastique.
Yemekler geldi!
Le repas est là.
Bu yemekler seni bir hafta idare edecek mi?
Tu as assez pour la semaine?
Dünyanın her yerinde egzotik yemekler tattım.
J'ai goûté la cuisine exotique à travers le monde.
Oh üzgünüm Rossitano, izinsiz yemekler yasak.
Désolé, M. Rossitano, pas de nourriture interdite.
Yemekler, sofra çadırında hazır.
Le repas est servi sous la tente.
Ama yemekler tuhaf dedin. İçinde bir şey varmış gibi sanki.
Tu parlais d'un goût bizarre, comme s'il y avait quelque chose dedans.
Yemekler soğuyacak.
Ça refroidit!
Eğer içini rahatlatacaksa, ikiniz de kaliteli yemekler, kapitalizm ve gizli gece gözetlemelerinden hoşlanıyorsunuz. Evet, evet, evet.
Si ça peut te réconforter, toi et Connor vous partagez l'amour de la bonne cuisine, capitalisme et filature de nuit.
Hep gitmek isterdim, yemekler de harikadır!
Et la nourriture est incroyable. Je ne savais pas qu'ils avaient de la nourriture.
Evet, ama yemekler mükemmelmiş.
Ouais, mais la nourriture est excellente.
Yemekte yerimden kalkmadan yemekler önüme gelsin istiyorum.
Comme ça j'aurai pas besoin de me lever de table en laissant cette pauvre Mme Moucheboume dans l'embarras.
Fuarın etrafındaki bazı barlar ve restoranlar katılımcılar için... o tarz yemekler yapıyor.
Quelques bars et restos font ce genre de trucs autour de la convention pour ses participants.
Çadır, yemekler, herşeyi
La tente, la bouffe, tout.
Yemekler fena sayılmaz.
Vraiment. Sont pas mauvais.
Yemekler iyi mi?
Vous mangez bien?
Sadece küçük yemekler alıyorlar.
Ils n'achètent que peu de nourriture!
yemekler nasıl 17
yemek 460
yemek yedin mi 94
yemek yiyorum 23
yemek yiyelim 57
yemekte ne var 69
yemek yiyeceğiz 21
yemek yok 35
yemek yiyelim mi 24
yemek yiyoruz 21
yemek 460
yemek yedin mi 94
yemek yiyorum 23
yemek yiyelim 57
yemekte ne var 69
yemek yiyeceğiz 21
yemek yok 35
yemek yiyelim mi 24
yemek yiyoruz 21