Yeni bir şey yok перевод на французский
230 параллельный перевод
Aynı hikaye. Yeni bir şey yok.
Toujours le même refrain!
Hayır. Yeni bir şey yok.
Rien de nouveau.
Xochimilco'da yeni bir şey yok.
Rien de neuf à Xochimilco.
Yeni bir şey yok.
Rien de neuf.
Yeni bir şey yok, neyi?
Rien de neuf. Pourquoi?
Yeni bir şey yok, peki işin sırrı nedir?
Ce n'est peut-être pas si nouveau pour vous mais... le faudrait-il?
- Yeni bir şey yok.
Aucune.
Dolabında yeni bir şey yok.
Vous n'avez pas de vêtements neufs.
- Ne haber getirdin? - Yeni bir şey yok.
- Quelles nouvelles vous avez?
Bu benim kişisel görüşüm ama duyduklarımız içinde Viyanalı hekimler için yeni bir şey yok.
Bien qu'il n'y ait rien, selon moi, dans ce que nous avons entendu, qui fut nouveau pour les médecins viennois.
Bunda yeni bir şey yok.
Ceci n'est pas nouveau.
Güneşin altında yeni bir şey yok, dostum.
Des pyramides, il y en a déjà eu.
- Bunda yeni bir şey yok ki!
Cela n'a rien de nouveau.
Yeni bir şey yok.
Il n'y a rien de nouveau.
Söyledim ya, yeni bir şey yok.
J'ai dit qu'il n'y avait rien de nouveau.
Rapor edecek yeni bir şey yok, efendim.
Rien à signaler, sir.
Yeni bir şey yok. Peki.
Rien de neuf, ce matin.
Senin için yeni bir şey yok, değil mi?
C'est pas nouveau pour toi.
Yeni bir şey yok.
Rien de spécial.
Yeni bir şey yok mu?
Qu'est ce qu'il y a de nouveau?
- Yeni bir şey yok.
- Oh, moi, toujours pareil.
Yeni bir şey yok. 1-2 polis işte.
Rien, deux flicards. Que du vieux!
Burada taşla ilgili yeni bir şey yok. Verilerimiz sizinkileri destekliyor :
Vos données sur le monolithe... confirment les nôtres.
- Hayır, yeni bir şey yok.
- Non, rien du tout.
Yeni bir şey yok, sanırım...
Rien de bien nouveau...
- Yeni bir şey yok.
Pas grand-chose de nouveau jusque-là
Yeni bir şey yok!
C'est pas nouveau.
- Öğrenilecek yeni bir şey yok.
- Il n'y a plus rien à en tirer.
Onun dışında yeni bir şey yok. Gayet iyiyim.
Sinon, il n'y a rien de neuf. ça va.
Hayır yeni bir şey yok, yani onlar sadece, bilmiyorum test falan yapmaya çalışıyorlar ama o çok istikrarsızmış.
Au téléphone. Rien de nouveau. Ils ont essayé de faire... des examens, mais son état est trop instable.
Yeni bir şey yok, Majesteleri.
Rien de nouveau, Votre Majesté.
Epsilon cephesinde yeni bir şey yok.
Tout est calme sur le front Epsilon.
Evet, Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok.
Ouais, À l'ouest, rien de nouveau.
Burada, kumanda merkezinde, haber verilebilecek yeni bir şey yok.
Au commandement, nous ne savons rien de nouveau.
Garp cephesinde yeni bir şey yok?
Tout est clair à l'ouest du jardin.
- Yeni bir şey yok. Hazine boş. Donanmanın gücü kalmadı.
La marine est exsangue.
- Yeni bir şey yok. New York City'de 3 bombalama olayıyla karşı karşıyayız. 600 insan öldü.
Trois bombes à New York, 600 morts.
Geçen aydan beri yeni bir şey yok.
- ça a un mois!
- Yeni bir şey yok.
- Alors, rien de nouveau.
Yeni bir haber yok, biz de her şey aynı tas aynı hamam.
II ne se passe rien, là-bas. Nous sommes les mêmes qu'il y a 20 ans.
Buralarda yeni bir şey var mı? Yok.
Rien de neuf?
Yeni bir şey yok efendim.
Rien de nouveau.
Bu binayla ilgili yanlış bir şey yok! Sadece yeni bir su tesisatına ihtiyacı var.
Il faut simplement remettre la tuyauterie a neuf.
Eğer böyle dinamik bir evrende yaşıyorsak ve her şey Büyük Patlama sonucu oluşmadıysa evrenin son yok oluşu sonrasında yeni bir döngü sonucu yaratılmış olabiliriz.
Si nous vivons dans un tel univers... le big-bang n'est pas la création du cosmos... mais la fin du cycle précédent... la destruction de la dernière incarnation du cosmos.
Yeni kocanın yasını böyle bir şey için bölmeye hiç gerek yok... öyle değil mi?
Je ne vais pas m'acharner sur le pauvre veuf.
Yeni bir şey için iznime ihtiyacın yok.
- Tu n'as pas besoin de me demander.
Keşke sana yeni bir şey daha hatırladığımı söyleyebilsem, ama yok.
J'aimerais pouvoir te dire que je me souviens d'autre chose, mais non.
Yeni makinede böyle bir şey yok.
La nouvelle machine ne fait pas ça.
Yeni ABD diye bir şey yok.
Les Etats-Unis Restaurés n'existent pas.
Ucube yeni yetme diye bir şey yok ki.
Est-ce qu'ils existent seulement?
Pek fazla kayıp bir şey yok. Yeni kredi kartı henüz gelmemiş.
Il ne manquait pas grand-chose, mais sa nouvelle carte de crédit n'était pas arrivée.
yeni bir hayat 16
yeni bir 16
yeni bir haber var mı 16
yeni bir şey var mı 44
yeni bir şey 30
yeni bir şey değil 19
yeni bir çağın başlangıcıydı 19
bir şey yok 987
bir şey yok mu 17
yeni geldim 35
yeni bir 16
yeni bir haber var mı 16
yeni bir şey var mı 44
yeni bir şey 30
yeni bir şey değil 19
yeni bir çağın başlangıcıydı 19
bir şey yok 987
bir şey yok mu 17
yeni geldim 35