Çünkü o перевод на французский
16,702 параллельный перевод
Çünkü o bir insan değildi.
D'accord, c'est parce qu'il n'est pas un homme.
Çünkü o kanı halkım için dökeceğim.
Comme je l'ai renversé pour mon peuple.
- Çünkü o hasta.
- Elle est malade.
Ama büyükanne Jean annem için iyi ol kartlarından yolladı çünkü o hasta ve karnında iki bebek için yeterince oda yok.
Mamie Jean nous a fait faire des cartes de guérison. Elle est malade, car il n'y a pas assez de place dans son ventre pour deux bébés.
Çünkü o senin annen.
Parce que c'est ta mère.
Çünkü o nesne benim midemi bulandırıyor.
Aguirre, parce que franchement, ce truc me donne la nausée.
O zaman aşağıları tıraş etmeyi bıraksan iyi çünkü onlar kıllı seviyor.
Dans ce cas, arrête de t'épiler les parties. Ils adorent les poils.
Sana gerçekten güveniyor Katie. Bu olağanüstü çünkü o adam kimseye güvenmez.
Il a vraiment confiance en toi Katie, ce qui est incroyable, parce que cet homme ne fait confiance à personne.
Çünkü onu o kadar çok seviyor ki kalbinde onun bir benzerini oluşturabilecek derecede çünkü...
Parce qu'il l'aime plus que tout. Comme s'il pouvait créer une image d'elle dans son cœur parce que...
O... kızgındı çünkü okulunda polisler ortaya çıkmışlar.
Elle était énervée parce que la police s'est pointée à son école.
- Çünkü o iyi olacak.
Parce qu'il va être d'accord.
Çünkü o geceden sonra o parçasını unutmak zorundaydı.
Parce qu'après cette nuit, elle a fermé cette partie d'elle.
Çünkü o da benim gibi, onun yerini almaya yetecek olağanüstü niteliklerin olduğunu görmüş.
Il a vu en vous, comme je le vois aussi, des qualités exceptionnelles pour le remplacer.
Oğlum hiçbir zaman yüzmeyi öğrenemedi çünkü o öldürüldü.
Mon fils n'a jamais appris à nager, car il a été tué.
Çünkü o yıl daha sonra...
Plus tard, cette année-là...
Ben de çok memnunum çünkü o içeriden çalışıyor, ben de onların dış görünümleriyle ilgileniyorum.
Et je me sens entièrement comblée, car elle aide les gens à l'intérieur, et moi, je les aide à l'extérieur.
- Çünkü o vuruldu.
- Il s'est fait tirer dessus.
Çünkü o manyak bir katil değil.
Parce que ce n'est pas un psychopathe meurtrier.
Çünkü ben tüm gün bekleyebilirim. Ama yapacak birkaç küçük işim var ve lokantada şu anda yönetici yok. O yüzden...
Parce que je peux attendre toute la journée, mais j'ai des courses à faire, et en plus y a pas de manager dans le resto là, donc...
Ağlıyorum çünkü berbat bir hafta geçirdim ve vücudumda gezen hormonlar memelerimi o kadar şişirdi ki sutyenime sığmıyor ve inanılmaz acıtıyor.
Je pleure à cause de ma semaine de merde et parce que les hormones qui sont dans mon corps ont tellement gonflé mes seins que mon putain de soutif ne me va plus et ça fait mal.
O zaman bu senin hatan. Çünkü ayıplanmayı hak ediyorum. Hepsini.
Alors c'est sur toi, parce que je mérite le blâme... tout le blâme.
O şeyleri yaptı çünkü Hrothgar haysiyetini elinden almıştı. Sen de geleceğini.
Ce qu'il a fait, il l'a fait parce qu'il a été dépouillé de sa dignité par Hrothgar... de son avenir par vous.
O ise bunu hiç kullamadı çünkü her zaman aptalca koltuk minderinin altına koyardı.
Il ne l'a jamais utilisée, elles étaient toujours sous un coussin à la noix.
Christopher Hall hakkında hiçbir şey bilmiyoruz çünkü zaten o hiç var olmadı.
On ne sait rien de Christopher Hall parce que Christopher Hall n'existe pas.
Çünkü tüm o çocuklar bana, tıpkı şu an baktığın gibi bakıyorlar.
Parce que les étudiants me regarde de la même façon dont vous le faites maintenant.
Çünkü 40 dakika içinde, o bilelik sensiz Hindistan'a gidecek.
Parce que, dans 40 minutes, le bracelet part pour l'Inde sans toi.
O zaman üstümü değiştireyim çünkü şu an bende pek Andy tipi yok.
Dans ce cas, je devrais me changer, parce que je ne ressemble pas à un Andy.
Çünkü ailesinin parası varsa, o zaman senden hiçbir şey istemez.
Parce que si sa famille a de l'argent elle n'attendra rien de toi.
- Söylüyorum çünkü Konklav'da oynanan o oyunları ben icat ettim.
Je dis ça parce que c'est moi qui ai inventé les jeux qui ont lieu pendant le conclave.
Çünkü burası o genç İspanyol, Angelo Sanchez'in atladığı yer.
Car c'est d'ici que ce jeune espagnol, Angelo Sanchez, a sauté.
Çünkü aptal olduğum doğru ama o kadar da aptal değilim.
Car certes je suis stupide, mais pas à ce point.
Aklımın başımda olmayacağını biliyordun. Ve o belgeleri bana aceleyle imzalattın. Çünkü savunduğumun tam tersi doğrultuya hizmet ediyorlardı.
Vous saviez que ma tête serait dans les nuages et vous m'avez fait signer ces documents à la hâte sachant qu'ils sont contraires aux directions que je me suis fixé.
Kurtwell ve Belardo tanışıyorlar çünkü ikisi de New York'ta çalışmış. Hepsi o kadar.
Kurtwell et Belardo se connaissaient parce qu'ils travaillaient ensemble à New York, pas plus.
Çünkü tarihin o dönemi riske girilemeyecek kadar çok tehlikeyle dolu.
Parce que cette période est plus dangereuse que je n'étais prêt à risquer.
Böyle diyorum, çünkü benim o tür meraklarım yok, sen de biliyorsun.
Je le dis seulement... parce que j'ai d'autres préférences et tu le sais.
Çünkü ben iki saatliğine ibne oldum, o da yetti de arttı bile.
J'ai été un pédé pendant deux heures. Ça m'a suffi.
Çünkü rüyalarımda ateş artık o kadar parlak değildi!
Car dans mes rêves, le feu ne brûlait plus aussi vivement!
Yeniden Doğuş'ta "sat" kelimesini bile kullanmıyoruz. Çünkü Yeniden Doğuş'un ürünlerinin mağazada aldıklarından ne derece daha iyi olduklarını anladığın zaman o şey kendini satmış oluyor.
On n'emploie même pas le mot "vendre" chez Renaissance, car quand on découvre à quel point les produits Renaissance sont supérieurs à ce qu'on trouve en magasin, ça se vend tout seul!
Çünkü ben biliyorum ve politik arenada faydana olmayacak o yüzden bunu çözmeni öneririm.
Parce que moi je sais et je te promets, ça n'améliorera pas ta position dans l'aile politique donc je te suggère d'arranger ça.
Gidip o kızla konuşacağım, çünkü yardımıma ihtiyacı var.
Je vais aller parler avec cette fille, car elle a besoin de mon aide.
O çünkü şimdi, burada bu kayıt Özür. O, sihirli ücretsiz Ve sihirli bizim düşmanımız.
Je te dis ça ici car... il y a aucune magie et la magie est notre ennemie.
Çünkü o, gelecek ay taşınıyor.
Il se déplace le mois prochain.
Yarın ayık olacaksın. Çünkü seni kendi ellerimle alıp o dağa çıkaracağım. Traktörü bulup eyalete gidip bu işi kapatıyoruz.
Demain tu seras sobre, parce que je vais te prendre par la main et t'emmener en haut de cette colline, et on va trouver cette pelleteuse, on va faire ça dans les règles et ce sera terminé.
Çünkü kendini dövüyor... ya da içindeki şey her neyse o dövüyor.
Elle se frappe elle-même... ou c'est cette chose en elle.
İnanın her maskot o ödüllerin ne kadar önemli olabileceğini bilir çünkü kazananlardan biri önemli bir ligle anlaşabilir ve bunun olması mümkün gelecek yıl bu günlerde altı basamaklı bir maaş alıyor olabilirler.
Et croyez-moi, chaque mascotte sait l'importance de ces récompenses, car si l'un des lauréats devait signer un contrat en ligue professionnelle, et c'est une possibilité, il pourrait gagner un salaire à six chiffres l'année prochaine.
O benim küçük maymunumdu çünkü.
Parce qu'il est mon petit... singe.
Bizimle iş birliği yapmaya yanaşmıyorsun o yüzden aileni öldürenleri bulmama yardım etmişim veya etmemişim fark etmez çünkü asla adalet bulamayacaksın.
Si vous ne coopérez pas, peu importe si je trouve qui a tué votre famille, la justice ne sera jamais rendue.
Çünkü yaz kampında tiyatroda oynamıştım ve o muhabirler bana soru sorarsa benden bunu öğrenecekler.
J'ai fait une colo de théâtre, exactement le genre de truc que ces journalistes apprendront sur moi en fouinant un peu.
O sempatini kendine sakla, çünkü yutmam.
Gardez votre pitié, je n'y crois pas.
O hikayeyi senden başka kimse duymadı çünkü sen sensin.
Personne ne l'a entendue à part toi, parce que tu es qui tu es.
Aklımın orta yerinde duruyor işte bütün o öldürdüğüm aşağılıklar bok çuvalları hepsini öldürdüm çünkü...
Je suis tout à fait sain d'esprit, et toutes les ordures, tous les voyous que j'ai butés, je l'ai fait,
çünkü öyle 26
çünkü onu seviyorum 26
çünkü onlar 16
okay 54
opera 37
önce 471
ömer 50
orleans 20
orospu 270
ölmüş 552
çünkü onu seviyorum 26
çünkü onlar 16
okay 54
opera 37
önce 471
ömer 50
orleans 20
orospu 270
ölmüş 552