Çıkmalıyım перевод на французский
863 параллельный перевод
Bu kısır döngüden çıkmalıyım, yoksa delireceğim.
Je dois sortir, partir, faire quelque chose, ou je deviendrai folle.
Artık gemime çıkmalıyım.
Je dois déjà rejoindre mon bateau. Au revoir, capitaine.
- Hayır, yine dışarı çıkmalıyım.
- Non, je dois ressortir.
Çıkmalıyım!
Je veux sortir!
Buradan çıkmalıyım. - Bir Hollywood neyi?
Je dois sortir d'ici.
Ülkenin bu tarafından çıkmalıyım!
Je dois quitter cette région!
Geri dönüp mahkemeye çıkmalıyım. Buna mecburum.
Je me livrerai à la justice.
Dışarı çıkmalıyım. Yürümeliyim.
Et quand il sera réveillé, il reviendra.
Yukarıya çıkmalıyım.
Je dois monter.
Londra'dan çıkmalıyım. - Arka kapıdan çıkayım.
Je dois quitter Londres.
- Bir vaka için çıkmalıyım.
Le devoir m'appelle.
Bir şekilde dışarı çıkmalıyım!
Je dois sortir d'ici. D'une façon ou d'une autre.
arabam hazır, ve yola çıkmalıyım.
Tout est prêt, il me faut partir.
Maalesef kalamam. Yarın sabah erkenden yola çıkmalıyım, üstelik yapılacak işlerim var.
Non, je fais des repérages demain et j'ai du travail ce soir.
O kürsüye çıkmalıyım.
Il faut que j'aille à la barre.
Benim olan bir şeye sahip çıkmalıyım, yoksa hayatım boyunca bir hiç olurum.
Je dois réclamer ce qui me revient ou mon existence ne mène à rien.
- Dışarı çıkmalıyım.
- Il faut que je sorte.
Nefes almak için dışarı çıkmalıyım, lütfen.
Il faut que je sorte prendre l'air.
- Buradan çıkmalıyım.
- Il faut que je me barre, moi.
İzlerini kaybetmemek için derhâI yola çıkmalıyım. Kahretsin!
Tout de suite, si je veux retrouver leurs traces.
Yukarı çıkmalıyım.
Je vais voir en haut.
- Dışarı çıkmalıyım!
Il faut que je sorte d'ici!
Yola çıkmalıyım, dağlardan geçip Sangue de Cristo'ya gideceğim. Boyd beni Montana'da aradığı sürece, özgürüm.
A moins que Boyd me suive au Montana, je suis libre.
Tatile çıkmalıyım ama sonbahardan önce olmaz.
J'ai besoin d'un congé. Il faut que j'attende octobre.
Buradan çıkmalıyım.
Il faut que je sorte d'ici!
Genel müdürün karşısına düzgün çıkmalıyım.
Je ne peux pas me présenter dans cet état à mon patron. Je vais rencontrer le président.
Yukarı çıkmalıyım.
Je dois monter.
Yukarı çıkmalıyım artık.
Il faut que je remonte.
Artık yukarı çıkmalıyım.
Je dois monter.
Daha fazla oyalanamam. Hemen çıkmalıyım.
Encore moins de temps que tu ne penses.
Ara sıra dışarı çıkmalıyım.
Je dois sortir de temps en temps.
Çünkü dışarı çıkmalıyım.
Pour me barrer!
Dinle, Bıyık. Buradan çıkmalıyım.
Écoute, je dois sortir d'ici.
Elbette çıkmalıyım Tony geri döndü.
Bien sûr que si. Tony est revenu!
Erzakımızı acil durumlar için saklayıp ava çıkmalıyız.
Nous devrions partir chasser et garder nos provisions en cas d'urgence.
Hemen yola çıkmalıyım.
Pas sans vêtements.
Sanırım bitirdiğimiz zaman Singapur'a doğru yola çıkmalıyız.
Nous partirons tôt pour Singapour.
Dinle tatlım. Sakın korkma ama ülkeden hemen çıkmalıyız.
Écoute, chérie, je ne veux pas t'alarmer, mais on doit quitter le pays immédiatement.
- Buradan çıkmalıyım.
Je dois sortir d'ici!
Onu duymadın mı? Çıkmalıyız.
Même le curé nous conseille de partir.
- Ailemi eve ulaştırmalıyım. Steve, şişelenmiş sütten hoşlanan bir sürü bebek için dağıtıma çıkmalı.
Steve doit reprendre son service.
"Daha çok dışarı çıkmalıyım, biraz tatil yapmalıyım."
Je devrais sortir plus souvent. Faire des breaks.
Ama şimdi kendi başıma çıkmalıyım.
La rampe fera le reste.
Hemen çıkmalıyım, Harry.
Je suis pressée.
Buradan çıkmalıyım, Louie.
Je me tire, je suis mort.
Özür dilerim, çıkmalıyım.
Excusez-moi, mais je suis obligé de vous quitter.
- Ben herşeyin farkındayım. Biran önce burdan çıkmalıyız çünkü George gelecek.
- Ce que je sais, c'est qu'il faut sortir avant que George arrive.
Dışarı çıkmalıyım.
J'y vais.
Buradan çıkmalıyım.
Ça suffit.
Onunla hemen konuşacağım. Bayan Fellini'yi karşılamak üzere bir buçuk saat sonra çıkmalıyız.
Dans 30 minutes, nous prenons Mlle Fellini à la gare.
Daha fazla yurt dışına çıkmalısınız. Haksız mıyım?
Vous devriez sortir un peu plus!