Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ Ü ] / Üzerinde

Üzerinde перевод на французский

35,674 параллельный перевод
Örneğin, Benim düşünce hey, transfer büyü oldu. En ric bebekler üzerinde çalıştı.
Par exemple, je pensais, eh, le sort de tranfert a fonctionné pour les bébés de Ric.
Belki de iz üzerinde çalışacağız.
Peut-être que ça va fonctionner sur la cicatrice.
- Biz üzerinde çekmek zorunda.
- On doit se garer sur le bas côté.
Evet, sıradan insanlar hakkında bir kitap üzerinde çalışıyorum.
Oui, en fait je travaille sur un livre sur l'homme ordinaire.
Ayrıca işi bu şekilde büyütebiliriz, bir altın madeninin üzerinde oturuyoruz.
De plus, si nous développons cette étude, ce serait une mine d'or.
Devam et, üzerinde ne olduğunu anlat bana.
Allez. Dites-moi ce que vous portez.
Chicago Polytech Üniversitesi'ne gidip, dinler üzerinde çalışmalar yaptı.
A étudié à Polytech de Chicago la religion comparée.
Ayrıca, üzerinde "Pedro" yazan her alet de benimdir.
Et les outils où il y a marqué "Pedro", c'est les miens.
Marriott'un dünya üzerinde 4200 odası mevcut.
Marriott a 4 200 hôtels dans le monde entier.
Onun öldürdüğünün üzerinde anahtarlar vardı. Tamam güzel.
Celui qu'il a tué a la clé.
Üç yıldır bunun üzerinde çalışıyorum.
Allez.
Beş yıl önce Chestnut'ın üzerinde buzlu kahvelerimizle oturuyorduk.
Il y a 5 ans, on était assises sur Chestnut avec nos cafés froids.
Bu sabah Waikiki Sahili'nde suyun üzerinde bulundu.
Il a été découvert au large de Waikiki Beach ce matin.
Sang Min Sooh'un üzerinde mikrofon var mıydı?
Est-ce que Sang Min Sooh portait une arme?
Nathan James tayfası konu üzerinde çalışıyor efendim ama tarafımızdan kaynaklı bir görüntü alma sıkıntısı var.
L'équipage du Nathan James essaie de résoudre ça, monsieur. mais on a quelques problèmes avec la vidéo de notre coté.
Ters Yüz'deki Üzüntü'nün etiketleri var üzerinde, değil mi?
Avec les autocollants de Tristesse de Vice Versa?
Hamburg'da seni gördüğümde üzerinde o vardı.
Tu la portais à Hambourg.
Sonra üzerinde o kotla hapse düşeceksin ve gizemli Winchester ailesi balo elbiselerin içinde burada yaşayacak.
Ensuite, tu iras en prison avec ce jean, et la famille mystérieuse vivra ici et portera tes robes de soiré
- Hediye alıyorum, hiç üzerinde görmüyorum.
- Elle n'utilise pas mes cadeaux.
Chilton'a gelmeden önce sevdiğimiz, üzerinde çalışmak istediğimiz şeyler.
Ce qu'on aimait avant d'être ici, les sujets qu'on voulait étudier?
Bir kitap teklifi üzerinde çalışıyorum.
Je travaille sur un projet de livre.
Biraz üzerinde çalış bakalım. İrtibatta kalalım.
Laissez l'idée faire son chemin et on se rappelle?
Amcamda etiketi hâlâ üzerinde duran bir çift siyah kırmızı Jordan 1 var.
Mon oncle a une paire de Jordan One en noire et rouge avec le prix dessus.
- Wookiee kostümü vardı üzerinde.
- Il portait un costume de wookiee.
Domuzun üzerinde bir mesaj vardı.
Il y avait un message sur le cochon.
Seversen bunda şapkalar var, bunda papatyalar var, şunda da pastanın üzerinde pastalar var.
Celui-ci a des chapeaux. Si tu préfères, celui-ci a des fleurs, et celui-là des gâteaux sur les gâteaux.
Sehpanın üzerinde yemedim.
Je n'ai pas mangé sur la table basse.
- Kardeşin üzerinde otoriten var mı?
Avez-vous autorité sur votre frère?
Elimin üzerinde kanının sıcaklığını hissedebiliyorum.
Je pouvais sentir la chaleur de son sang sur ma main.
Bazı sebeplerden ötürü üzerinde çok araştırma yapılmadı ama bir makalede Blutbadlar'da hastalığın nesilden nesile geçmesini sağlayan bir virüs olduğunu okumuştum.
Il n'y a pas eu beaucoup de recherche dessus pour d'évidentes raisons mais je me souviens avoir lu que la mutation génétique transmise aux Blutbaden était causée par une infection virale.
Bay Florrick ve kampanyasına bir milyonun üzerinde bir bağış yaptınız.
Vous avez donné plus d'un million - à sa campagne.
Yani kimseye belli etmeden bu kişinin şüphelendiği şeyler üzerinde...
Donc je dois essayer de parler à ce juré...
Yol üzerinde iki araba var - - biri onun arabası mı?
Deux voitures dans l'allée : laquelle est à lui?
Yapmamız gereken ilk şey Phillip Harris'in hangi dosya üzerinde çalıştığını öğrenmek.
Ce qu'on doit faire en premier c'est découvrir sur quelle affaire travaillait Phillip Harris.
Evet. Phil yeni bir dosya üzerinde çalıştığını söyledi.
Phil a dit qu'il travaillait sur une nouvelle enquête.
Eğer ikinizden birini dava üzerinde çalışırken yakalarsam ikinizi birden adalete engel olmaktan tutuklarım.
Et si j'attrape l'un d'entre vous travaillant sur cette affaire, je vous arrêterai pour obstruction.
İyi haber ; ayaklarımızın üzerinde durmaya başladık ve günler sonra bu dava işini arkamızda bırakacağız.
Nous sommes de retour et à des jours de la fin de ce procès.
Bob kitabın üzerinde hiçbir olumsuz etkisi olmadığını açıkça belirtmeli.
Bob aurait dû dire que ça n'aurait absolument aucun impact sur le livre.
Normal aralıkta ama yine de gözümüz üzerinde olacak.
Elle est dans la norme, mais je la contrôlerai.
Bu, üzerinde anlaşmaya varılmış bir düzenleme.
C'est un arrangement entre nous.
O konu üzerinde çalışıyorum.
- Je suis dessus.
Yasalara göre Bayan DiMello'nun çocuğun üzerinde hakkı yok.
Aux yeux de la loi, Mlle DiMello n'a aucun droit sur cette enfant.
El yazın üzerinde gerçekten çalışman gerekiyor, Guy.
Appliquez-vous quand vous écrivez, Guy.
Laura Ingalls Wilder'ın evi yol üzerinde.
La maison de Laura Ingalls Wilder.
Bence o Masters ve Johnson metodunun Masters ve Johnson üzerinde işe yaramasını umut ediyor.
Je pense qu'elle espère que la méthode Masters et Johnson fonctionnera sur Masters et Johnson.
Sadece kağıt üzerinde.
Sur le papier.
Ama üzerinde denenen ilk fare ben olmak istemezdim.
Mais je n'aurais pas aimé être le rat qui a reçu la première injection.
İşte bu yüzden otel odası ayırttım çünkü annenle görev ve benzeri şeyler üzerinde çalışmamız gereken bir yere ihtiyacımız olduğunu düşündüm.
D'où l'hôtel, ta mère et moi aurons besoin d'un endroit pour faire nos exercices.
Hepsinin üzerinde "kopyalanamaz" yazacak.
Estampillées "Ne pas dupliquer".
Çünkü buraya kadar gelebilmek için yıllardır çıplak ayakla kırık camların üzerinde yürür gibi yürüdüysek onca olanlardan sonra bunu kutlamamız gerek.
Ce serait comme si on avait marché sur du verre pilé, pieds nus, pendant des années, pour en arriver là. Il faut que ce soit une fête, après tout ça...
Bunun üzerinde mi?
Là-dessus?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]