Atlantik city перевод на португальский
84 параллельный перевод
Atlantik City'deki tiyatro olmadı.
Não conseguimos a casa em Atlantic City.
- Atlantik City'de.
- A Atlantic City.
Kimsenin annesi cumartesi Atlantik City'de yaşamaz.
Nenhuma mãe vive em Atlantic City num sábado.
O yüzden Atlantik City'e yalnız uçmanı istiyorum ve seninle orada buluşacağım.
Assim, quero que vãs para Atlantic City sozinha... e eu irei lá ter contigo.
- Neden Atlantik City'e gidiyorsun?
- Então que vai fazer a Atlantic City?
- Kim Atlantik City'e gidiyor?
- Quem é que vai para Atlantic City?
- Atlantik City'ye ne oldu?
- Não ias para Atlantic City?
Atlantik City yarışları bu ayın sonuna kadar devam edecek. Gelecek Cumartesi oraya gidebiliriz.
Em Atlantic City, há corridas até ao fim do mês.
Adam Atlantik City'den... başarılı bir iş adamı.
Este bandido de Atlantic City fartou-se de ganhar dinheiro.
Atlantik City'den Bay Tony Vincent ve grubu.
O Sr. Tony Vincent e o grupo de Atlantic City.
Atlantik City'den eski dostum Bay Vincent'ı görmeye can atıyorum.
Quero muito ver o meu velho amigo, o Sr. Vincent, de Atlantic City.
Atlantik City'den meşhur Bay Tony Vincent.
O poderoso Sr. Tony Vincent, de Atlantic City.
Warfel'ı Atlantik City'e götüreceğim.
Levo o Warfel para Atlantic City.
Grubun lideri Atlantik City, New Jersey'den Tony Vincent'tı.
O cabecilha do grupo dizia ser Tony Vincent, de Atlantic City, Nova Jérsia.
Sonra Atlantik City ve asla unutamayacağınız bir hafta sonu.
Em Atlantic City, um fim de semana que não vais esquecer.
Atlantik City'ye gidiyoruz, Fausto.
Atlantic City, Fausto.
Tek istediğim Atlantik City'ye gitmek.
Só quero ir para Atlantic City.
Ben sadece bizi Atlantik City'ye götürüyordum!
Ia levar-te a Atlantic City!
Atlantik City'ye gidip onunla yüzleşerek ne yapacaktın?
O que pretendias fazer-lhe em Atlantic City?
Ben sadece lanet bir dur işaretinden geçtim. Tek istediğim Atlantik City'ye gitmek. Lütfen, yargıç.
Eu só não parei num cruzamento... só quero ir para Atlantic City, por favor...
Atlantik City'de ne oynuyorsun?
O que é que vamos jogar em Atlantic City?
Atlantik City'de mi?
Em Atlantic City?
Atlantik City'de onu odaya kilitledik.
Estávamos em Atlantic city, e tive que o fechar no quarto.
Atlantik City'de kaybettiğin parayı... -... nasıl ödeyeceksin?
Todo o dinheiro que perdeste em Atlantic City, como o ias pagar?
- Vegas'a Atlantik City'ye, Reno'ya gitmiş, tüm parayı... oynayıp kaybetmiş ve hesabı sana çıkarmış.
Para Las Vegas, atlantic City e Reno. Perdeu tudo e Ihe mandou a conta.
Herkes kumar oynar, Atlantik City'deki bir profesyonelden kazı kazan kazıyan yaşlı bir kadına kadar.
Todo mundo joga... do jogador profissional do Atlantic City a ancianita que barba um bilhete de loteria.
Canım, Atlantik City'ye gidiyoruz.
Estamos indo para Atlantic City.
Haydi Atlantik City'ye gidelim.
Vamos por aqui uns dólares ver.
Atlantik City'ye gidemeyeceğimizi biliyorsun, değil mi?
Não podemos ir para um sitio privado?
Dean Martiny gibi bir şey, ama Dean Martin * değil. Atlantik City'de benimle tokalaşmadığından onu sevmiyorum.
Algo tipo Dean Martin, mas não Dean Martin, porque não gosto do facto de ele não me ter acenado em Atlantic city.
Atlantik City'de, Mutlu Evlilik Evi.... denen bir yere.
E casaram-se num lugar estranho, chamado... "Casa do Casamento Abençoado". Em Atlantic City.
1991 yazıydı. 15 yıI önce, ağabeyim Louie beni aradı. Kendisinin ve birkaç Tanglewood'lunun eğlenmek, kumar oynamak ve bazı başka şeyler yapmak için Atlantik City'ye gittiğini söyledi.
Verão de 1991, há 15 anos atrás, o meu irmão Louie liga-me, diz que ele e uns dos rapazes de Tanglewood vão até Atlantic City divertir-se e jogar e por aí fora.
Söylememe gerek bile yok ama daha önce Atlantik City'ye hiç gitmemiştik.
Escusado será dizer, nunca chegámos a Atlantic City.
Birkaç gün sonra beni aradı ve çocuğu, planlandığı gibi Atlantik City'ye giderken düşman bir mahallede araçtan attıklarını söyledi.
Não obstante, ele liga-me uns dias mais tarde e diz-me que largaram aquele miúdo numa má vizinhança e foram para Atlantic City, conforme planeado.
Ben, Sonny ve Sal o çocuğu düşman bir çetenin bölgesine atıp Atlantik City'ye gittik. Neden?
Eu, o Sonny e o Sal largámos aquele miúdo num bairro de um gang e fomos para Atlantic City.
Sadece geçen ay üç kez Atlantik City'ye gidip bana söylemediğini biliyorum. Hesaplar incelenirken Ed faturaları bulmuş.
Só sei que estiveste lá três vezes no último mês sem me dizer e o Ed encontrou os recibos na auditoria.
Atlantik City buraya ne kadar uzaklıkta?
Estou longe de Atlantic City?
Atlantik City deyiz, ve daha zamanım dolmadı.
Estamos em Atlantic City e o meu tempo ainda não acabou.
İnsanların koşulsuz sevebileceğini kanıtladı. Kendine bunun doğru olmadığını söyleyebilirsin fakat Atlantik City'de bir otel odasına düşüp birinin kalbini çıkarmasını isteyebilir misin?
Que provou que as pessoas podem amar incondicionalmente, e podes dizer que não é verdade, mas vais acabar num quarto de hotel a pedir a alguém que te tire o coração?
Kokain. Adam Atlantik City'de B sınıfı gece kulüplerinde çalışıyor.
Ele trabalha num clube nocturno de segunda.
Hala Atlantik City'e gidiyoruz öyle değil mi?
Ainda vamos para Atlantic City, certo?
Belki de çoktan Atlantik City'e varmıştır.
É mais provável ele já estar em Atlantic City.
Eminim Atlantik City'e gitmiştir. Emin olamazsın.
- Foram para Atlantic City.
TEĞMEN CASTILLO : 1960 yılında da Johnny Cannata ile Las Vegas, Atlantik Şehrinde ortak olmuş.
Em 1960, tornou-se sócio do Johnny Cannata. Las Vegas, Atlantic City.
Atlantik şehrinde Büyük Sep'in bölgesine girmeye çalıştı.
Tentaram infiltrar-se no território de Atlantic City do Big Sep.
Atlantik'e gidecek sanırım, çok ciddiyim.
Talvez costume ir jogar a Atlantic City. A sério.
Atlantik'te özel bir klüpte oynuyordum, $ 20,000'e yaklaşmıştım.
Estava a jogar num clube privado em Atlantic City. Já ganhava 20 mil dólares.
Atlantik'te kumarhaneler açıldığında, daha ilk gününden oradaydık.
Quando os casinos abriram em Atlantic City, estivemos lá no primeiro dia.
Atlantik'de bulunan Sands'de Frank ile.
Em Atlantic City, no Sands, com o Frank.
Eğer Atlantik'te olsaydın, Donald Trump'a da mesajlarını almasını söyler miydin?
Se tu estivesses em Atlantic City, irias pedir ao Donald Trump que anotasse uma mensagem para ti?
- Dün Atlantik City'de olduğuna dair bir kanıtın var mı? - Evet.
Tem alguma prova em como esteve em Atlantic City ontem?