Fırtına перевод на португальский
4,618 параллельный перевод
Az önce Belediye Başkanlığı ile bir görüşme yaptım ve dediklerine göre fırtına hakikaten ebesininki gibiymiş...
Acabei de falar com o gabinete do governador e disseram-me que esta tempestade está muito mal.
Görünüşe göre bu lanet fırtına, oldukça büyük.
Aparentemente, há uma nevasca enorme.
Güçlü bir fırtına geliyor.
Aquela forte tempestade está a chegar.
Bunun sebebi fırtına y da bu bok,
Se é a tempestade ou esta merda,
- Kahrolası kum fırtınasının ortasına mı?
- Em plena tempestade de areia?
Gün geçtikçe, bir zamanlar güzel bir kadın olan annem kar fırtınasında boş boş gezen bir hayalet haline gelmişti.
E gradualmente, a linda mulher que ela foi, transformou-se em nada mais do que um fantasma passeando na borrasca de neve.
Bölgeye bir fırtına sistemi geliyor.
Um sistema de tempestades está a vir em direção à área.
Zorunlu değil, ancak Korucu Servisi insanların tedbir almasını öneriyor çünkü fırtına sebebiyle yollar kapanacak ve...
Apesar de não ser obrigatória, a Guarda Florestal recomenda que as pessoas tomem precauções. As estradas e o acesso a outras áreas, serão fechadas...
- İyi ki insanların çoğu fırtına yüzünden gitti.
Pelo menos a maioria da pessoas sairam por causa da tempestade.
Kesilme belirtisi olmaksızın, fırtına bölgeyi vurmaya devam ediyor.
Sem sinal de abrandamento, a tempestade continua a castigar a área local.
Korucu Servisi, fırtına güzergâhındaki insanların evlerinden çıkmamasını öneriyor.
A guarda florestal encoraja àqueles na rota da tempestade, a permanecer em casa.
Fırtına hakkında anlık gelişmeler için, bizi dinleyin.
Para mais informações, permaneçam sintonizados.
- Fırtına sırasında hep olur.
Acontece sempre durante as tempestades.
Fırtına diner dinmez ve sabah yollar açıldığında Orman Müdürlüğünden gelen Korucularla kaynayacak etraf, ve o şeyi öldürecekler.
Assim que a tempestade passar e as estradas abrirem de manhã, o Departamento Florestal vai ter guardas a rastejar por toda a floresta, a caçar essa coisa.
Aman dostum, Fırtına Kral ortaya çıktığında ise bırak gitsin, bırak gitsin.
Olhe como o Rei da Tempestade se parece. Deixe-a navegar.
Ama önümüzdeki dolunayda, kış fırtınaları başlar.
Mas na próxima lua cheia, as chuvas de inverno começam.
Bazen bir fırtına sadece bir fırtınadır.
Mas, por vezes, uma tempestade é apenas uma tempestade.
Şimdi bir fırtına gelseydi şu dağların ardından büyük bir fırtına bir şey fark eder miydi?
Se viesse uma tempestade neste momento, uma grande tempestade, detrás daquelas montanhas, seria importante?
Ama bu uzun sürmeyecek, çünkü fırtına yaklaşıyor ve biz fırtınanın sizi ölü yapraklar gibi süpürdüğünü izleyeceğiz.
Mas isso vai acabar! E que vem aí uma tempestade. E nós vamos ficar a vê-la a expulsá-los a todos daqui, como se fossem folhas mortas.
Bizden kimse kalmayıncaya dek, bizi o fırtınanın..... ortasına sürüklemeye çalışalı ne kadar oldu?
Que arranjaria formas de nos arrastar vezes sem conta para aquela tempestade, até não restar mais nenhum de nós?
Bu nasıl oluyorda... bir sonraki fırtına olmuyor?
Como é que isto não é apenas a tempestade seguinte numa longa fila delas?
Fırtına, fırtına, fırtına
Thunder, Thunder, Thunder,
Fırtına Kediler!
ThunderCats!
Fırtına, Fırtına, Fırtına Fırtına Kediler!
Thunder, Thunder, Thunder, ThunderCats!
Bazen, biliyorsun Ben bu dünya alır bok fırtına hak ediyor.
Sabes, por vezes, acho que este mundo merece as merdas que lhe acontecem.
Ne muhteşem bir fırtına sahnesi.
Nossa, que tormenta monumental!
Çöl Fırtınası operasyonundaydım.
E eu estive na Tempestade do Deserto.
Ne olanlar ne de fırtına senin suçundu.
Não pode ser culpada disso, nem da tempestade.
Bir fırtına sırasında.
Por causa de uma tempestade...
- Olur. Gündüz uyandığında fırtına falan yoktu.
Quando ele acordou à luz do dia novamente, não havia tempestade.
Fırtına yaklaşıyor ve deniz çok tehlikeli.
A tempestade vem aí e a água é perigosa.
Büyük bir fırtına geliyor. Çoğu kişinin elektriği kesildi bile.
Uma grande tempestade vem aí, há milhares já sem energia.
Fırtına ne kadar sürer?
Bem, quão longe está a tempestade?
Efendim, yaklaşan fırtına tehlike arz ediyor.
Meus senhores, estamos em perigo. Vem aí uma tempestade.
Fırtına patlamak üzere.
A tempestade está quase em cima de nós.
Sanki bir fırtına gibi.
Parecem tempestades.
Fırtına dindi.
A tempestade passou.
Ulusal Hava Servisi fırtına uyarısı yaptı ve seyhat danışmanları sahilden sahile bu eşi benzeri görülmemiş yıkımın uyanışında
O Serviço Nacional de Meteorologia lançou avisos de tempestades e relatórios de rotas de costa a costa no rescaldo desta devastação sem precedentes.
Fırtına Burnu kuşatma altındayken ve ben açlıktan ölürken Stannis kitaplardan çorba yapmıştı.
Quando este castelo estava cercado e eu estava esfomeada, o Stannis fez-me sopa a partir de livros.
Bu yüzden herkes bir sonraki fırtına vurmadan geçmek istiyorlar havaya bakılacak olursa da yakın zamanda olacak gibi duruyor.
Todos estão a tentar despachar-se antes da próxima tempestade, Pelo que parece, não será por muito tempo.
Fırtına batırmaya oynuyor.
Esta tempestade está do pior.
Fırtına yüzünden mahvolmuş.
Fustigada pela tempestade.
Büyük bir fırtına vardı. Şimşekler çakıyordu ve karanlıktı. Çevreyi görmek oldukça zor olmalı.
Foi uma grande tempestade, e os raios e a escuridão devem tê-los desorientado.
Ya da sığınağına çekilip fırtınanın geçmesini beklersin.
Ou podes deixar a tempestade passar.
Artık kasırgalara yaptıkları gibi, kar fırtınalarına da isim vereceklermiş.
Ouvi dizer que vão começar a dar nomes aos nevões. Como fazem com os tornados.
Fırtına geçmiş gibi görünüyor.
Parece que a tempestade já passou.
Bir Hitchcock filminden öyle bir ağaç ki... Silueti görünür, mesela fırtına altında falan.
Sabes, como de um filme de "Hitchcock", uma espécie de árvore em... em silhueta, realmente como numa tempestade ou algo assim.
Küçücük bir alevdir, üzerine eğilip ellerinle korursun etrafında esip köpüren fırtına yüzünden sönmesin diye dua edersin.
Uma pequena chama sobre a qual debruçamos e seguramos com a mão e rezamos não seja extinta por toda a tempestade que uiva sobre ela.
İstihbarat alıyoruz hala ama görünüşe göre kazaya fırtına yol açmış. Geçen yıl Portekiz'de yaşanan olay gibi.
Ainda estão a chegar as informações, mas parece que foi a tempestade que causou o acidente, como no ano passado em Portugal.
Ben de Tom Cruise'la Tropik Fırtına filminde çalıştım.
- Eu trabalhei, em "Tempestade Tropical".
Yerel hava haberlerindeyse, fırtına gelmeye devam ediyor.
Notícias do clima.