Gömlek перевод на португальский
1,611 параллельный перевод
Her babanın bir iğrenç gömlek ve bir korkunç kazak hakkı vardır.
Cada pai tem direito a uma camisa feia e uma camisola horrível. Faz parte.
- Sana bir gömlek verebilirim.
- Vou-te emprestar uma camisa.
Gömlek mi?
Uma camisa?
Ve sonra onları kumaşa dönüştürüyorlar ve karşılığında sonrasında, um sonrasında evsiz insanların satması için gömlek ve pantolon yapıyorlar. Oldukça iyi bir iş.
E depois tornam-na em tecido, que por sua vez costuram e depois, um... fazem-se camisas e calças para outros desabrigados venderem.
- Kutsal g... - Gömlek Pantolonları.
- Shirts Pants.
"Kutsal Gömlek Pantolonlar" adında bir şirketleri var.
Têm um negócio de investimento chamado "Holy Shirts Pants."
Ben hiç gömlek yakmazdım.
Eu nunca queimei uma camisa.
Pileli pantolon, Oxford gömlek, yeni ayakkabılar.
Cáqui amarrotado, camisa Oxford, sapatos novos... Este tipo tinha casa.
Gömlek kolunda mermi deliği buldum.
Encontrei um buraco de bala na manga.
Size, ipek takım giyip, kalın kravat takan.. ... üzerinde marinara sosu olan gömlek giymiş gibi mi görünüyorum?
Vêem-me de fato de seda e de gravata larga com molho na camisa?
Kazak ve gömlek giymiş adam mı?
- O Sr. colete-de-malha?
Bendeyse, gerçekten hoş bir pantolon, terzi işi bir gömlek ve süslü bir saat var.
Tenho um bom par de calças, uma camisa de encomenda, relógio de luxo. Vestígios de tinta e batom na camisa.
Gömlek kolalı.
Tem a camisa passada.
En sevdiğim bölüm "Fırfırlı Gömlek" ti.
- Ora! "Puffy Shirt" é o meu episódio preferido.
Gömlek düğmelerin çok mu önemli?
Os botões de sua camisa são seu grande interesse?
Vince, o gömlek gözlerindeki ışıltıyı gölgeliyor.
Vince, essa camisa apaga o brilho dos teus olhos.
Artık gömlek giymek istemiyorum.
Não me apetece vestir mais a minha t-shirt.
Gömlek mi?
- Uma camisa?
Sadece dinleyin, çünkü o gömlek olmasaydı bunların hiçbiri olmazdı.
- Ouçam. Porque nada disto teria acontecido, se não fosse essa camisa.
Bu gömlek altı yıldır falan vardı.
Já tenho esta camisa há seis anos.
Önce gömlek, sonra burbon.
Primeiro a camisa, agora o bourbon.
Ya geçmişimden biri varsa. Belki o zamanlar benim için yanlış kişi olduğunu düşünmüşümdür. Fakat aslında, gömlek gibi, benim için mükemmel biri olabilir.
E se há alguém do meu passado que eu pensei que não era a pessoa certa, quando ela, na realidade, tal como esta camisa, era mesmo feita para mim?
Hey, Ted! Güzel gömlek!
Linda camisa.
- Lily, lütfen. Gömlek!
Por favor, a camisa.
Bu, yeni, eski gömlek giyen, gözü yiyen Ted.
Esta é a nova velha-camisa-do-Ted-com-tomates.
Eğer bu gömlek çekme oyunu da işe yaramıyorsa...
Se aquele truque não consegue fazer levantar o público...
Bu gömlek.Giydiğin.Onu sana ben almıştım.
Essa camisa. A que estás a vestir. Eu comprei-ta.
Başka bir gömlek giymemi mi istiyorsun?
- Queres que eu use outra camisa?
En son Edgewater Park'ta görülmüş, üzerinde kırmızı bir gömlek ve mavi pantolon varmış.
Visto pela última vez no Parque Edgewater vestia um pólo vermelho e calças azuis.
Earl Hickey, Express for Men'e gidip bana gömlek aldı.
Mas depois o Earl Hickey trouxe-me a um bar gay. O Earl Hickey foi ao Express for Men e comprou-me uma camisa.
Burada bir duş alıp, bir temiz gömlek alabilir miyim?
Posso tomar um banho e levar uma camisa lavada emprestada?
Birbirine uyuyorlar, oh, sen buna gömlek de diyebilirsin.
Combina com essa coisa que chamas de camisa.
Havalı takım elbise, kravat ve gömlek.
Gostas de fatos, gravatas e camisas.
Bir tane bulmam 25 dakika sürdü ve bulduğum taksici ise her tarafında terorist yazıları olan, deve boku gibi kokan türbanı, uzun sakalı olan ve gömlek yerine önlük giyen birisiydi.
Demoro 25 minutos a arranjar um. O que apanho tem terrorista escrito em todo o lado. Cheira a bosta de camelo, tem um turbante e uma barba uma coisa tipo túnica em vez duma camisa...
Gömlek için teşekkürler, Lonnie.
Obrigado pela camisa, Lonnie.
- Lonnie, gömlek.
- Lonnie, camisa.
Konuşmalarınızı izliyor olacağız, gömlek yakanızdaki bu dinleme cihazı aracılığıyla.
Mas estaremos monitorando sua conversa por meio deste dispositivo de escuta que colocamos no colarinho de sua camisa.
Sinemaya gittim. Çıkışta bilardo oynadım, bir kitap aldım, bir gömlek aldım, bir kova dolusu kahve içtim, kitabı okudum. Sonra birden benim de bir evim olduğu aklıma geldi.
Fui ao cinema, joguei bilhar, comprei um livro, uma camisa, bebi um balde de café, li o livro e depois ocorreu-me :
Bu 200 dolarlık bir gömlek ahbap!
Esta camisa custou 200 dólares.
Otel odanda, üstümde gömlek yokken ne yapacağız peki?
O que vamos fazer enquanto esperamos no seu quarto... e eu estiver sem camisa?
Beyaz bir... Beyaz bir gömlek vardı.
Ele tinha uma camisa branca...
Beyaz... Beyaz bir gömlek giyiyordu.
Branca - uma camisa branca.
Çocuk siyah saçlı, beyaz gömlek ve pijaması var.
A criança tem cabelo preto, camisa branca e calções.
Aslında Barneys de olabilir fakat gömlek Bloomies'den.
Podia ser do Barneys, mas a blusa era do Bloomies.
- Tabii ki. Bir gömlek eksiksiniz.
Falta um para ser importante.
Ondan kimbilir kaç gömlek üstünsün.
És muita areia para o camião dele, não é?
Kutsal Gömlek Pantolonları.
Holy Shirts Pants.
Bir gömlek düğmesi mi?
- Um botão de camisa?
Bir alış veriş çantası içinde bir gömlek kauçuk bot ve G-string var
Uma stripper sem-abrigo?
Çirkin bir gömlek daha mı?
Outra camisa feia?
Gömlek için sesimi çıkarmazdım.
Não me importo se o fizeres.