Her zamanki gibi mi перевод на португальский
88 параллельный перевод
Her zamanki gibi mi?
Estamos como sempre?
Şey, ne istersin, her zamanki gibi mi?
Então, o que é que vai ser, o habitual?
- Her zamanki gibi mi James?
- Vai ser isto a nossa vida, James?
- Her zamanki gibi. - Her zamanki gibi mi, El?
Bem como nunca, comprimidos?
- Her zamanki gibi mi Bay Albin?
- Bom dia, Sr. Albin. O habitual?
- Her zamanki gibi mi bağlayayım?
- Vou buscar o manto e aperto-o?
- Her zamanki gibi mi?
- Sempre?
Her zamanki gibi mi?
Ponho o de sempre?
Her zamanki gibi mi?
O costume?
Her zamanki gibi mi, kızarmış mı?
Queres pedaços normais ou bem tostados?
Rahip her zamanki gibi mi, Albay?
Continua criticando padres, coronel?
Her zamanki gibi mi?
O de sempre?
Ne? Kaçmak, her zamanki gibi mi?
E fugir, como sempre?
Her zamanki gibi mi?
O normal?
Her zamanki gibi mi?
Como sempre?
Annen her zamanki gibi mi?
Ela está na mesma?
Her zamanki gibi mi?
- Dois cubos de açúcar? - Isso mesmo.
Her zamanki gibi mi olacak ya da başka bir isteğiniz de var mı?
Fica tudo como antes? Ou vc tem alguma requisição especial?
- Çay her zamanki gibi 7 : 00'de mi?
Quer o chá às 7, como sempre?
- Her zamanki gibi cimri mi?
- Está de mau humor como sempre?
Ne oldu peki, her zamanki gibi mi?
Que tal te saíste?
Elbette. Ve eğer işler sarpa sararsa her zamanki gibi yanımda olmak istiyorsun. Değil mi ortak?
Claro, e quando a coisa ficar negra, vais estar lá como sempre.
Her zamanki gibi kaybettin mi?
Tens liberdade para fazer as tuas escolhas.
Her zamanki gibi yüzde elli mi?
E com lagosta lá dentro.
- Her zamanki gibi, aşırı tepki veriyorsun. – Öyle mi?
- A reacção exagerada de sempre. - É mesmo?
- Zor bir gece mi? - Her zamanki gibi.
- Foi uma noite difícil?
Yoksa her zamanki gibi ailenin söylediğini mi yapacaksın?
Ou, como de costume, vais fazer o que teus pais dizem?
- Dürüst bir erkeğin yapması gerektiği gibi gerçek düşüncelerimi mi soruyorsun yoksa her zamanki, kadınları hor gören kişiliğimle mi konuşayım?
Queres saber a minha opinião sincera ou que responda enquanto inimigo declarado das mulheres?
Ne harika değil mi Marian, her zamanki gibi, meselenin etrafında dönüp durarak, küçük oyunumuzu oynuyoruz.
Não é maravilhoso, Marian, como podemos nos desviar de um problema... sempre no nosso joguinho?
- Problem mi var? - Her zamanki gibi.
- Alguma dificuldade?
Birisi onu geri getirir, her zamanki gibi... değil mi?
Alguém irá trazê-la de volta, é sempre assim, não é?
Her zamanki gibi dakiksin, değil mi?
Sempre pontual.
Neden mi? Her zamanki gibi bir cıkarı vardır.
Por que convoca esse homem reuniões senão para proveito próprio?
Her zamanki gibi, siz veya Görevimiz Tehlike Timi üyelerinden biri yakalanır veya öldürülürse Dışişleri Bakanlığı eylemlerinizden haberdar olmadığını bildirecek.
Como sempre, se alguém da MI for apanhado ou morto, o Secretario de Estado negará qualquer conhecimento da vossa operação.
Her zamanki gibi şiştiğinde demek istiyorsun, değil mi?
Queres dizer estatelar, não é? É sempre assim.
Sorsam gerçekleri mi anlatırdın yaksa her zamanki gibi yalan mı söylerdin? Her şey hakkında yalan söylediğin gibi.
E se tivesse, ter-me-ia dito a verdade ou teria mentido como mente sempre?
Yoksa her zamanki gibi boyalı kalemlerle mi çizeyim? İçimde kötü bir his var, oğlum.
Tenho um mau pressentimento.
Onlara karşı koyduğum için mi yoksa her zamanki gibi beni tartaklamalarına izin vermediğim için mi?
Porque os enfrentei? Ou porque não deixei que eles me batessem, como de costume?
- Her zamanki gibi iş mi?
- Negócios, como de costume?
Her zamanki gibi, değil mi?
Como sempre, não é?
Her zamanki gibi 3 fındık ve bir incir mi istiyorsun?
- Um figo e três avelãs, como sempre?
Öyle mi? Pekala her zamanki gibi yapalım.
Tudo bem, vamos fazer da maneira normal.
Evet, her zamanki gibi, değil mi?
Sim, que coincidência, certo?
- İyi mi? - Her zamanki gibi.
- Ela está bem?
Her zamanki gibi güzel mi?
Fabulosas como sempre?
Her zamanki gibi mi?
Sempre?
- Giysi krizi mi? - Her zamanki gibi.
- Problemas em escolher a roupa?
Her zamanki gibi can sıkıcı, değil mi?
Deprimente como sempre, não?
Her zamanki gibi, bir kavgada dayak yiyip, sonra da sıcağa maruz kalıp ölmüş değil mi?
Meteu-se numa luta, as do costume, e morreu por exposição solar, certo?
Her zamanki gibi buğday çimeni mi?
A bebida de cereais do costume?
Peki öyleyse, oylamayı her zamanki gibi elle mi yapalım, yoksa oy pusulası mı yapalım?
Então, podemos... votar pelo usual levantar de mão ou votação secreta em papel.