Her şeyi biliyorum перевод на португальский
1,251 параллельный перевод
Belki değilim. Ama Gizli Dosya'larla ilgili her şeyi biliyorum, Ajan Doggett.
Talvez não, mas conheço os Ficheiros Secretos de trás para a frente.
Bilmem gereken her şeyi biliyorum.
Sei tudo o que preciso saber.
Benim düşmanınız olduğum savaş simülasyonunuz hakkında her şeyi biliyorum.
Sei tudo sobre a simulação de batalha, onde sou o inimigo.
Senin hakkında her şeyi biliyorum.
Sei tudo a seu respeito, 007.
- Senin hakkında her şeyi biliyorum.
- Sei tudo sobre si.
S.S. deki arkadaşlarım sayesinde her şeyi biliyorum.
Graças aos meus amigos nas SS, eu sei tudo.
Her şeyi biliyorum.
Sei tudo.
Biz Kimiz sırf kim her şeyi biliyorum düşünce bir whitelighter, bir kibir. Evet, bu bok!
A arrogância dos Luzes Brancas, pensamos que sabemos tudo só por causa do que somos.
Ben yorumlama ile ilgili her şeyi biliyorum.
Sei tudo sobre essa interpretação.
Dean hakkında söylediğin her şeyi biliyorum.
- Eu sei isso do Dean.
- Her şeyi biliyorum.
- Sei tudo sobre isso.
Hastalık hakkındaki her şeyi biliyorum. Trombotik... trombo cyto... cytop top top... toppy... toppy.
Por favor, sei tudo que há para saber sobre Púrpura... thrombocitoto... top... toppy...
Lionel Luthor hakkındaki her şeyi biliyorum, ama bu para işimize yarar.
Eu conheço o Lionel Luthor, mas o dinheiro dava-nos jeito.
Aniden başkasının yaşamı hakkında her şeyi biliyorum.
De repente, sei tudo da vida de outra pessoa.
Her şeyi biliyorum.
Eu sei tudo!
Sizin hakkınızda her şeyi biliyorum.
Eu sei praticamente tudo sobre si.
- İhtiyacım olan her şeyi biliyorum.
Lês os romances Marilyn? Oh, eu já sei tudo o que preciso de saber.
Her şeyi biliyorum! Görevin! İstihbaratın!
Eu já sei de tudo, da tua missão, dos teus pais!
- Her şeyi biliyorum.
- Eu sei de tudo.
- Her şeyi biliyorum.
- Sei tudo.
Evet, hakkında her şeyi biliyorum.
Pois é, eu conheço a tua história.
Her şeyi biliyorum
Eu sei tudo.
Doğru ama. Hakkında her şeyi biliyorum, sırf geçen gece yüzünden değil...
Agora sei tudo sobre si e não é por causa de ontem à noite.
Her şeyi biliyorum.
Já sei de tudo.
" Her şeyi biliyorum.
Sei de tudo.
- Her şeyi biliyorum, seni adi- -
- Eu sei tudo, seu malandro.
Yaptığın her şeyi biliyorum.
Sei de tudo o que fizeste.
Hakkındaki her şeyi biliyorum.
- Eu sei tudo sobre si.
Sanırım ben de senin hakkındaki her şeyi biliyorum, değil mi?
Parece que afinal, eu também sei tudo sobre ti.
Oh, ve romantizm hakkında her şeyi biliyorum, mi?
Oh, e tu sabes tudo sobre romance, é?
- Her şeyi biliyorum.
- Eu sei.
Marcus hakkında her şeyi biliyorum ve o da benimkileri biliyor.
Sei tudo sobre o Marcus e ele sabe tudo sobre mim.
Her şeyi biliyorum.
Tenho toda a informação.
Her şeyi berbat ettiğimi biliyorum.
Sei que estou sempre a fazer asneiras.
Her şeyi düzeltmenin bir yolunu biliyorum.
Já sei como reparar tudo.
Her şeyi biliyorum, kocanın işini bitirmemi istedin.
Queres que eu trate do teu marido por ti.
Senin hakkındaki her şeyi uzun zamandır biliyorum ve seni istediğim gibi kullanmak benim için büyük bir mutluluktu.
Já sabia de ti desde o princípio e foi um prazer manipular-te e usar-te como bem entendi.
Biliyorum bana her şeyi anlattı.
Já sei. Ele disse-me. Não me importo.
Fırsatın olsa geçmişe dönüp, her şeyi değiştireceğini biliyorum.
E eu sei que se te dessem hipótese, tu voltavas a trás e mudavas.
- Onların hakkındaki her şeyi biliyorum.
- Tudo.
Bana yardım edebilmek için her şeyi yaptığını biliyorum.
Sei que tem feito todo o possível para me ajudar.
Her şeyi kaçırdığımı biliyorum ama en azından gelinliğime sığabileceğim.
Vão ter o que querem, por isso, vamos lá!
Her şeyi mahvettiğimi biliyorum. Ama bunu yapamazsın.
Eu sei que fiz merda, mas não me pode tirar o meu...
Dedektif Suby'ye her şeyi anlattığını biliyorum. Ama bana da neler olduğunu anlatabilir misin?
Eu sei que já contou tudo ao detective Suby, mas não se importa de me dizer a mim o que aconteceu?
Onun hakkında her şeyi bilmiyor olabilirim... ama intihar etmediğini biliyorum.
Posso não ter ficado a saber tudo o que podia sobre ele, mas sei que não se matou.
Evet, biliyorum. Acilen güvenebileceğim bir varis bulmam gerekiyor. Her şeyi üstüne yükleyebileceğim biri.
Pois, preciso urgentemente de um sucessor, uma pessoa de confiança, a quem revele os meus segredos e possa encarregar de tudo.
Biliyorum... Kuran'ımda yazan her şeyi.
Eu sei... o que esta no meu Coran.
Bana söyleyebileceğin bir şey yok, her şeyi kalbimde zaten biliyorum.
Não há nada que me possas contar que eu já não saiba no meu coração.
gerekli olanı biliyorum yeni evlendim ben her şeyi hatırlıyorum, elini ver ne diyorsun Raj?
Eu lembro-me de tudo. Dá-me a tua mão... O que estás a fazer, Raj?
Bir tek şeyi biliyorum. Her sabah saat 8'de çocuklarını okula bırakıyorsun. Siyah çocukları olan arkadaşında hep seninle geliyor.
Só sei que todas as manhãs às oito leva os seus filhos à escola, que a sua amiga com os filhos de cor, está sempre consigo.
Biliyorum, elimde olsaydı her şeyi söylerdim.
Eu sei, e contar-te-ia tudo, se pudesse.
her şeyin bir zamanı var 23
her şeyin 49
her şeyim 18
her şeyin bir ilki vardır 44
her şeyi yaparım 77
her şeyi mahvettin 39
her şeyi aldın mı 25
her şeyi 506
her şeyi hatırlıyorum 26
her şeyini 16
her şeyin 49
her şeyim 18
her şeyin bir ilki vardır 44
her şeyi yaparım 77
her şeyi mahvettin 39
her şeyi aldın mı 25
her şeyi 506
her şeyi hatırlıyorum 26
her şeyini 16