Iki seçeneğin var перевод на португальский
198 параллельный перевод
Şey, iki seçeneğin var.
Bom, tens duas opções.
Dinle evlat, iki seçeneğin var.
Vai falar de onde arrumou o dinheiro?
Şimdi, görebildiğim kadarıyla iki seçeneğin var, Barry. A şıkkı :
Quanto a mim, tens duas opções.
- Sadece iki seçeneğin var.
- São essas as duas hipóteses que tem.
Semeri vurmana izin vermiyorsa, iki seçeneğin var demektir.
Se ela te atormenta, tens duas opções.
Bu işte iki seçeneğin var.
Tens duas possibilidades :
Öyleyse iki seçeneğin var.
Bem, tens duas opções...
Gördüğüm kadarıyla, iki seçeneğin var :
Quanto a mim só tens duas alternativas :
Yalnız iki seçeneğin var.
Só tens essas duas opções.
Anladığım kadarıyla, iki seçeneğin var onu ya öldüreceksin ya da arkadaş olacaksın.
Se entendi bem... você tem 2 opções. Matá-la... ou acasalar com ela.
Iki seçeneğin var :
Tens 2 opções :
Pekala, o zaman iki seçeneğin var, değil mi?
Bem, então tens duas opções, não é?
Linda iki seçeneğin var.
Linda, se vires bem, tens duas escolhas :
Bak, iki seçeneğin var.
Têm duas alternativas.
Benim tatlı kekim, ikimizin de Max'i sevdiğini biliyorum ama bana kalırsa iki seçeneğin var.
Meu querido, sei que ambos gostamos do Max mas parece-me que tens duas alternativas.
Hamileysen, ki yaptığın şu saçma testler yüzünden şüpheliyim iki seçeneğin var.
Se estás grávida, eu duvido porque esses testes que fizeste são inúteis Tu tens duas escolhas.
Walter, gördüğüm kadarıyla iki seçeneğin var.
Pois, Walter, eu acho que só tens duas alternativas.
Anladığım kadarıyla iki seçeneğin var.
Pelo que me consta, tens duas opções.
Bana kalırsa iki seçeneğin var. Ya başımdan gidersin. Ya da buradan birlikte çıkar, parayı kırışırız.
Na minha opinião, tens duas opções... afastas-te de mim... ou sais daqui comigo e dás-me metade do dinheiro.
Hayatında ne olursa olsun,.. ... iki seçeneğin var. Sadece iki.
Não importa o que acontece nesta vida, tens duas opções, apenas duas opções.
Ama Francine sana yemek yapmazsa iki seçeneğin var :
Sem a Francine a cozinhar para ti, tens duas opções :
İki seçeneğin var.
Tem duas opções :
İki seçeneğin var.
Dou-te a escolher.
İki seçeneğin var Garber.
Têm duas escolhas.
İki seçeneğin var, ya deli gibi koşarsın yada tırmanıp onu söndürürsün ve böylece bizde konuşabiliriz.
Você tem duas opções. Correr bastante ou subir e apagar para que possamos conversar.
İki seçeneğin var :
Tem 2 alternativas :
İki seçeneğin var.
Tens duas maneiras de lidar com isto.
İki seçeneğin var :
Não, você tem duas alternativas.
İki seçeneğin var.
Olha, tens duas escolhas.
İki seçeneğin var.
- Que direcção tomaram? Tens duas escolhas.
İki seçeneğin var
Tens duas escolhas.
İki seçeneğin var.
Tens duas hipóteses.
İki seçeneğin var.
Tens duas escolhas.
İki seçeneğin var. Ya paramı ödersin ya da paramı ödersin.
Você tem duas opções, ou você paga, ou você paga.
İki seçeneğin var ;
Tens uma opção :
- İki seçeneğin var.
- Vou-te dar duas hipóteses.
Doğanın çağrısına kulak verip, toksik atığını lavaboya bıraktıktan sonra İki seçeneğin var, a ) Farklı bir davranış biçimiyle hoş ve lezzetli bir yemek için bize tekrar katılabilirsin, ya da b ) Meksika sınırına kadar yürüyebilirsin.
Depois de te aviares dentro daquele espaço intoxicante, tu tens de escolher entre a ) juntar-te a nós à mesa com outra atitude para comermos descansados, ou b ) podes fugir na direcção da fronteira mexicana.
İki seçeneğin var tamam mı?
Então tu tens duas escolhas, certo?
İki seçeneğin var.
Tem duas opções.
- İki seçeneğin var.
- Pois tem duas opções.
İki seçeneğin var : Burada oturup şehrin yanıp kül olmasını izlersin, ya da teslim olursun. Teslim olursan, halkını köleleştirirler.
Têm duas opções : ficar aqui e ver a cidade ser destruída, ou renderem-se.
İki seçeneğin var, Kar.
Kar, tens duas escolhas.
İki seçeneğin var.
Tens duas opções :
İki seçeneğin var.
Então tens uma escolha a fazer.
İki seçeneğin var.
Turk, do meu ponto de vista tens duas opções.
İki seçeneğin var.
Tens duas opções.
İki seçeneğin var, Quentin.
Tens duas opções, Quentin.
İki seçeneğin var : Ya şu iki homoyu seçeceksin...
Portanto, duas possibilidades :
İki seçeneğin var ; ya gelirsiniz ya da başınızın çaresine bakarsınız.
Escolham. Ou vêm comigo, ou desenrascam-se sozinhos.
İki seçeneğin var.
Ficas em silêncio e eu entrego-te ao Franken amanhã, ou contas-me tudo agora. Escolhe :
Şef ilk gezgine gidip "İki seçeneğin var." demiş.
HÁ QUANTO TEMPO? O chefe vai ter com o primeiro explorador e diz :
var mısın yok musun 30
vardık 38
varsa 36
varenka 16
varşova 132
var tabii 24
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
vardık 38
varsa 36
varenka 16
varşova 132
var tabii 24
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19