Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ I ] / Işim vardı

Işim vardı перевод на португальский

683 параллельный перевод
Sizinle karşılaştığımda iyi bir işim vardı ve zengin bir dulla evlenmek üzereydim.
Quando os conheci, tinha um bom emprego e ia casar com uma viúva rica.
Özür dilerim, yapmam gereken ufak bir işim vardı da.
- Lamento. Tive de tratar de um assunto.
Bıraktım, iyi bir işim vardı Ve onu bıraktım, bıraktım
Fui-me embora, tinha um bom Emprego e fui-me embora
O öğlen yığınla işim vardı...
Naquela quinta tinha muitas coisas que fazer.
Kaneohe'de halledecek bir işim vardı.
Tive uns assuntos a tratar em Kaneohe.
Şimdi hatırladım. Bir işim vardı.
Lembrei-me agora que tenho outro compromisso.
Namuslu bir işim vardı.
Eu tinha um emprego honesto.
Yapacak bir işim vardı.
Tinha umas coisas a fazer.
Geciktiğim için özür dilerim. Biraz işim vardı.
Desculpa o atraso.
Bu insanların ulaşmalarıyla ilgili bir sürü işim vardı.
E quando cheguei ao Sudão... vi muitas dessas pessoas trabalhando.
- İlgilenmem gereken bir işim vardı da.
Tive de tratar de uns assuntos.
Başka yerde işim vardı.
Estava ocupado em outra parte.
Kasabanın dışında çözmem gereken bir işim vardı ama biraz uzun sürdü.
Eu tenho um assunto, para resolver fora da cidade, mas não demorarei muito.
Burada işim vardı.
Tinha trabalho para fazer, aqui em cima.
- Yapacak birkaç işim vardı.
Bo? - Tive coisas para fazer.
İzninizle, ofiste yapacak bir işim vardı.
Tenho algo a fazer no escritório.
Rafinerideyken sorumlulukları olan, kalıcı bir işim vardı.
Eu na refinaria tinha um trabalho fixo... E de responsabilidade!
Ondan önce elektrikli battaniyeleri test etme işim vardı.
Antes disto testei cobertores eléctricos.
Üstelik o kadar da işim vardı gelin bakın kim geldi?
Olhem, olhem quem chegou!
Bu muhitte özel bir işim vardı fırsat bu fırsat, uğrayıp tanışalım istedim.
Estou em Roma de passagem... por razões pessoais... e aproveitei a ocasião para conhecer-te.
Restorasyon komitesiyle ilgili biraz işim vardı.
Estava trabalhando para o comité de reconstrução.
- Şehirde bir işim vardı.
- Fui resolver uns negócios.
Orada ne işim vardı Bu hayat, bu anlayış biçimi benim için bitmişti.
Não tinha lá nada a fazer, esta vida, este espírito, estavam mortos para mim.
Yapacak işim vardı.
Primeiro, teno que fazer uma coisa.
Kadın falan görmedim ben. Sadece bir işim vardı.
Eu fui fazer um trabalho.
On dakika önce bir işim vardı.
Há dez minutos atrás, tinha um emprego.
- Çok işim vardı.
- Tenho tido um horário apertado.
- Oradaydım ama burada ufak bir işim vardı, sonra da Lidman. Anlıyorsun ya.
- Sim, estava, mas vim à comemoração a Lidman.
Küçük bir işim vardı.
Tive de tratar de umas coisas.
İyi bir işim vardı.
Tinha um bom emprego.
Yapacak işim vardı.
Tenho de trabalhar.
Bağışla Mercutio. çok önemli bir işim vardı.
Perdão, bom Mercúcio, o meu assunto era importante.
Londra'da yapacak daha çok işim vardı.
Estava longe de ter terminado o que tinha de fazer em Londres.
Aman geç kaldım. Klinikte acil işim vardı.
Tenho uma urgência na clínica.
Hey, özür dilerim Mikey ama biliyorsun ki yapacak işim vardı.
Lamento, Mikey, mas sabes... tinha coisas a fazer.
Birkaç işim vardı da... Çok naziksiniz.
Tinha umas coisas para fazer.
Hastanede ne işim vardı sanıyorsun?
Que pensas que estive a fazer no hospital?
Benim de yapmam gereken bir işim vardı ama bir hain olup herşeyi senin için terk ettim.
Eu também tinha um dever jurado, mas desisti... fiquei traidora, desisti de tudo por si.
- Acil bir işim vardı.
- Tratar de um negócio urgente.
İşim vardı.
Estava ocupado.
Burada güzel bir isim vardı.
Tenho aqui uma espécie de nome.
Ne bir işim, ne amacım ne de bir planım vardı. Baş vezirim Jaffar her zaman halkımla aramdaydı.
Nenhum trabalho, nenhum objetivo, nenhum propósito, pois sempre, meu grande vizir, Jaffar, ficava entre mim e meu povo.
- İşim vardı.
- Ocupado.
- İşim vardı!
- Tinha um emprego.
Yaffa'da pek çok melun isim vardır.
- Que o nome de Jaffa seja amldiçoado.
İsim vardı.
É o meu trabalho.
Buna bir isim veremedim ama bu duygu hep vardı.
Eu não pude identificar isso antes, mas talvez tenha estado lá desde o primeiro instante que a conheci.
İşim, evim, evliliğim ve bir hayatım vardı.
tinha um emprego, uma casa, um casamento e uma vida.
- İşim vardı.
- Estive ocupado.
- İşim vardı.
- Estava ocupado.
T.C., yorgunum, işim var ve bir randevum vardı...
T.C., estou cansada, ocupada, e tinha um encontro...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]