Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ L ] / Lısa

Lısa перевод на португальский

1,119 параллельный перевод
Beyaz, serin kadınları aşağılayıcılı yazılar ve Connie Chung'ın ne kadar kısa sürede hamile bırakılabileceğine dair abartılı yazılar var.
Fria. Graffitis que depreciam as mulheres e gabarolices de tipos sobre quanto tempo demorariam a engravidar a Connie Chung.
Sen ve senin tesisatçılığın onları satışa sunabilir. Alışveriş sırasında
A sua persona canalizadora poderia pô-las á venda e, no momento da transacção,
Whoa! Yakın bir zaman sonra hormonlarınız yüzünden arabası olan, dar kotlu, kibar konuşan erkekler tarafından nasıl kolayca bir hedef haline geleceğinizi açıklamak amacıyla şimdi size kısa bir seks eğitim filmi göstereceğim.
Turma, para vos explicar porque é que as vossas hormonas... em breve vos tornarão um alvo fácil para qualquer otário com falinhas mansas... com um carro e jeans apertados.
Ve işte o "kısa süre" şu an 8 yıl oldu ve hala devam ediyor.
E esse "bocadinho" já vai em oito anos e ainda a contar.
Fakat şimdi, beklentiler en düşük olduğunda, şimdi en etkili olabileceğim zamandır. Odaklanabilirsem, merkezleyebilirsem, rahatsız edici düşünceleri özgür bırakabilirsem, bu ayrılıkları barışa doğru çevirebilirim.
Veja, faz um tempo descobri que podia projetar meus pensamentos mais escuros, minhas emoções não desejadas para outros, me deixando limpo.
Kısa zamanda nasıl bu kadar çok değişebilirim ki?
Como pude mudar tanto em tão pouco tempo?
Bir yıl, bir ay, bir gün, hatta bir saniye bir hayattan daha kısa sürer!
Devia ser a vida toda. Um dia, até um segundo a menos...
Kıçının her santimini göreceğim kadar kısa olsun. Nasıl olur?
Curta o bastante para que eu possa ver cada cm do seu traseiro.
Karşılığında ise, devriyeleri geçmemize yardım edecekler. Sangre Köyü'ne daha kısa sürede varmış olacağız.
Em troca, vão-nos guiar até Sangre, economizaremos horas.
Eğer yarışa katılırsanız,.. ... bu sizin derneğinizin sonu olur.
Se vocês entrarem para a competição, será o fim da vossa associação.
Bütün uyarılarıma rağmen, eğer yarışa katılırsanız okulunuz, sakatlar okuluna döner.
Se vocês entrarem na competição contra o meu conselho isso poderia transformar-se numa escola para aleijados.
Kılıcı kısa zamanda elde etmenizi diliyorum.
Desejo que consiga logo a espada.
Açılışa yeğeni Rupert ile katıldı. Yanlarında sekreteri Nigel Harper da vardı.
O seu sobrinho Rupert estará presente na abertura do túmulo, e o secretário Nigel Harper fotografará a ocasião.
Eğer yalanlarınız bu kadar anlaşılır olacaksa bu çok kısa bir soruşturma olacak.
Se mentir de forma tão transparente este interrogatório vai ser muito curto.
Bu sistem mükemmel çalışmadığında veya hasar gördüğünde, yavaş bile çalışsa, bu, gizlenme cihazı aracılığıyla, manyetik bozulma olarak dışa vurulabilir.
Se não funcionar perfeitamente ou estiver ligeiramente desasjustadas, atravessam a camuflagem em forma de alterações magnéticas.
Binlerce yıl önce antik Çin'de kötülük dolu bir ordu olan gölge savaşçıları büyük şehrin efendisi Shang-sa'yı tehdit ediyordu.
Há milhares de anos, na antiga China Um exército do mal aterrorizava a grande cidade de Changsa.
Daha sonraki prodüksiyonlarda başka birini oynatabiliriz. Başka birini bulabiliriz, ama eğer New York'taki açılışa katılabilecek durumdaysa, katılacaktır.
Depois, em futuras produções, contratamos outra mas se ela já estiver bem para a estréia em Nova Iorque, estréia-se.
Biz de artık açılışa hazır sayılırız. Değişiklikler oyuna zarar verebilir.
Agora que estamos para estrear, qualquer alteração prejudica-a.
Yani kapanışa kadar tıkılı mı kaldım?
Vou ficar aqui até fechar?
Ama Viyana'da Ludwig'in çocuğa zalimliği ile ilgili ve onu nasıl bu çaresiz davranışa sürüklediği efsanesi büyüdü.
Mas espalhou-se por Viena a rigidez de Ludwig com o rapaz... levando-o a esse ato desesperado.
Ve on yıl içinde, belki daha kısa sürede insan ırkı, sadece çocukları için bir uykudan önce hikâyesi olacak.
E em dez anos, talvez menos... a raça humana será apenas uma história de embalar... para as crianças.
Üç kısa yıl sonra evlendik.
Não foi no mês passado.
Peki bizi de büyük açılışa davet edecek misin?
Vais convidar-nos a todos para a grande abertura?
Bir bardak ılık süt, kısa bir şekerleme ve tam ön beyin ameliyatı.
um bom copo de leite quente, uma pequena soneca e uma lobotomia frontal total.
Benim getirdiğim yenilikler... ve Nicky'nin işine bağlılığı sayesinde... kısa sürede işler açılmıştı.
Com as minhas inovações... e a dedicação do Nicky, rapidamente tive a melhor operação na The Strip.
Baştaki yaraya bakılırsa kısa mesafeden vurulmuş.
Pelo aspecto, foi atingido de perto.
38 yılın ardından kısa bir ayrılık herkese iyi gelir.
Após 38 anos, um pequeno intervalo vai fazer bem.
"Resmi Stanley Kupası Albümü saha meydanında satışa çıkartılıyor"
O album ofcial da Stanley Cup esta á venda na area de Concurso.
Kutsal Meryem Ana'nın kızıymış! Bu küçük yetim kamışa bayılıyor!
Viste a filha da Virgem Ela gosta da parte!
Yaptıkları araştırmalara göre, Babil 5 temalı malların sistem genelinde satışa çıkmasıyla gelecek yıl bize ayrılan bütçeye ek olarak iki milyon kredi gelir elde edeceğiz.
Os seus resultados indicaram que a venda de produtos relacionados com Babylon 5 no sistema, poderiam gerar 2 milhões de créditos no próximo ano, para o nosso orçamento.
Küçük bıçağı mı kastediyorsun? Kısa kılıç mı? Yoksa- -
Salmoneus, ache-me só uma faca.
Ve ben sorgulayıcı yaradılışa sahibim.
E eu tenho uma natureza curiosa.
Bir tek bizden gelen sinirli davranışa karşılık veriyor.
Só reagirá ante uma atitude agressiva.
Ptera, gücümün yettiğince senin buraya nasıl geldiğin konusunu bulmaya çalışacağım, ve öğrendiğim her şeyi seninle en kısa sürede paylaşacağım.
Tivemos alguns problemas em integrar os engramas Banean na sua neurologia alienígena. Esta é a primeira vez que ele perde a consciência desde o implante. Gostaria de o levar connosco para as nossas instalações médicas.
Yazılı izin kısa zaman sonra gönderilecek.
Uma ordem escrita de permissão será enviada.
Peki, kısa kesmek gerekirse yarın buradan ayrılırken bizimle gelmeni istiyorum.
Para encurtar esta longa história... Quando nós partirmos amanhã, quero que venhas connosco.
Nasıl kayıtsız kalabilirdim ki kısa boylu fakat gururlu ve inatçı mizaha sahip bir şekilde dış dünyayı tasvir etmiş... 16. yüzyılın akademik eğilimine karşı çıkmış birine?
Como é que não havia de ter por um homem que, pequeno de estatura, tinha uma natureza orgulhosa e obstinada e pintou fora das convenções académicas da Veneza do séc. XVI?
En başta gözeteceğimiz şey yaradılışa, tabiata aykırı olmamak. Çünkü bunda sapıttık mı tiyatronun özünden ayrılmış oluruz. Başlangıçta olduğu gibi bugünde tiyatronun amacı bir anlamda doğaya ayna tutmaktır.
e a palavra à ação, com o cuidado especial... de não atropelar a decência da natureza... pois tudo o que é exagerado foge do propósito do teatro... cuja meta, desde o seu início e ainda hoje... é fazer a natureza mirar-se num espelho... refletir o rosto da virtude, a imagem do desprezo... e a forma e pressão do corpo de uma era.
Ama önce, kısa bir, ara fasıl.
Mas primeiro, uma musiquinha.
Ne zaman biri ilk defa gerçek bir kılıç taşısa... onu tahta bir kılıç gibi kullanamaz!
Sempre que alguém pega numa espada verdadeira pela primeira vez não conseguem manuseá-la...
Mekânın mütevazılığı için özürlerimi kabul edin sayın bakan ama bu kadar kısa sürede yapabildiklerinin en iyisi bu.
Peço desculpa pelas instalações, ministro mas é o melhor que eles podem fornecer em tão curto espaço de tempo.
Miami'ye bağlı 29 sefer sayılı Global Havayolları uçağı dün öğleden sonra Chicago'dan havalandıktan kısa bir süre sonra düştü.
O voo 29 da Global Airlines, com destino a Miami, despenhou-se em chamas ontem à tarde, pouco depois de levantar voo de Chicago.
Bize takıl, kısa bir süre sonra yepyeni bir Lexus sürüyor olacaksın.
Fique por aqui e está a guiar um Lexus novo em menos de nada.
Kısa, kel ve komik adamlara bayılırmış.
Ela adora homens baixos, entroncados, carecas e divertidos.
Evet, bende kısa saça bayılırım, gerçekten güzeldir.
Pois é... Por acaso acho que gosto de cabelo curto. Mas mesmo curto.
Argrathiler insanlığını senden almak için ellerinden gelen her şeyi yaptı. Sonunda da kısa bir süreliğine başarılı oldular.
Os argrathi fizeram tudo para lhe tirar a sua humanidade, e, no fim, por um breve momento, conseguiram.
İnsanlarım bu yüzden geldiler Federasyonun temellerini oluşturan güven ve karşılıklı anlayışa darbe vurmak için.
Foi por isso que os do meu povo vieram cá : para enfraquecer a confiança e a compreensão mútua em que a Federação se baseia.
Sen gittikten kısa bir süre sonra rastgele açılıp kapanışları durdu.
Parou de se abrir e fechar ao acaso pouco depois de o Capitão partir.
Biliyorsun, kültürümüz işgali atlattığından beri yalnızca beş kısa yıl geçti.
Sabes, a nossa cultura teve apenas cinco anos para recuperar da ocupação.
Bir kısa devre elektriği kesmiş, ama her nasıl olduysa makasları kapatan motor çalışmış. İçeride hapis kalmış.
Um pico de energia eléctrica cortou a corrente mas activou o motor das bancadas, e ele ficou preso lá dentro.
Bu yılın en kısa günü ve en uzun gecesi.
É o dia mais pequeno do ano e a maior noite.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]