Roman перевод на португальский
4,914 параллельный перевод
Ona ne olacağını bilmiyoruz, Roman.
Nós não sabemos o que vai acontecer-lhe, Roman.
Kızın peşine taktığın kişi bir paralı asker, Roman.
São mercenários, Roman, a irem atrás de uma miúdinha.
Burada ne arıyoruz, Roman?
O que estamos a fazer aqui, Roman?
Bo senin umurunda değil, Roman.
Tu não te importas com a Bo, Roman.
- Ne istiyorsun, Roman?
- O que queres? O que queres, Roman?
Bo olanlardan etkilenmek üzere, Roman.
A Bo é candidata a degradar-se, Roman.
- Aklından ne geçiyor, Roman?
No que estás a pensar, Roman?
Roman'nın seni kiraladığı gibi, başka birini kiralayıp buraya göndereceğini, çitleri aşacağını ve bize gözükmeden camdan tırmanacağını mı düşünüyorsun?
Então o Roman contratou-te porque ele acha que alguém vai passar pelas vedações, guardas, câmaras e pela segurança e subir por aquela janela?
Roman ölmeni istiyor.
O Roman quer-te morto.
Roman Skouras ile ben Orkestra'yı öldürmeleri durdurmak için kurduk.
O Roman Skouras e eu construímos a "Orchestra"
- Roman, bunu yapmaz.
O Roman não faria isso.
Evet, ama Roman Skouras ne olacak?
Sim mas o que fará o Roman Skouras?
Bu Bo, Roman.
É a Bo, Roman.
Gelen Roman Skouras.
É o Roman Skouras.
Roman Skouras sana biricik kaçağımız William Tate'in...
Aquela pista que o Roman Skouras te deu sobre o teu fugitivo preferido,
Roman.
Roman.
Roman.
- Roman.
Roman mı?
- Roman?
Roman mı olsun?
Roman, então.
Bye, Roman.
- Adeus, Roman.
Roman'ı soruyorsan, evde.
Refereste ao Roman. Ele está no meu apartamento.
Hey, Roman.
Roman.
Muhtemelen benim romanımı okumuşsunuzdur fakat şunu bilin ki bende sizden biriyim tamam mı?
Provavelmente leram o meu romance, mas só para que saibam, aqui, sou apenas mais um, está bem?
Romanımı okudun değil mi? Hayır mı?
Tens o meu romance, certo?
Oradan kazandığım parayla da, Sheldon benimle ilgilensin diye sadece kapatmak için Stuart'ın çizgi roman dükkanını satın almışım.
E depois usei o dinheiro para comprar a loja do Stuart e fechá-la, para que o Sheldon tomasse mais atenção a mim.
Çok bilim-kurgu romanı okur musun? - Ne?
- Lê muita ficção científica?
İddiaya girerim ki kimse onu çok satan bir romanın baş karakteri yapmamıştır.
Aposto que ninguém se inspirou nela para criar um personagem de best-seller.
- Cinayet romanı mı? - Evet.
- Um policial?
Cinayet romanı. Dikkatli olmalısınız Dr. B.
É um policial, é melhor ter cuidado, Dra. B.
Kötü olduğunun farkında değildim. Hayır, çizgi romanım kötü olduğu için işkenceye uğradım.
Não, estou a ser punido porque a minha banda-desenhada é uma treta.
Dikkatli ol, Roman.
Tem cuidado, Roman.
Adın Roman Skouras.
O teu nome é Roman Skouras.
Zorlu bir geçmişi var, Roman.
Ela teve um passado difícil, Roman.
Hayır, buna karşı koyamayacağını biliyordum, Roman. Orada olup, yakalanışımı izlemeye karşı koyamazdın.
Não, eu sabia que não conseguias resistir, Roman, a estar lá, a ver-me cair.
Bütün insanlara üstten bakan sen, şunu iyi bilmelisin Roman.
Ora, tu acima de todas as pessoas, devias saber, Roman.
Sence Amerikan Hükümeti bunu bilseydi neler hissederdi, Roman?
O que achas que o governo dos Estados Unidos iria sentir se soubesse acerca disso, Roman?
Şimdi arkadaşlığımızın hatrına yaşamana izin vereceğim, Roman.
Por isso, eu vou... Vou deixar-te viver, Roman, pelo bem da nossa amizade.
Bu çizgi romanı satın almak istiyorum.
Gostaria de adquirir este livro de banda desenhada, por favor.
Düşündüm ki ruhsal gelişimini kaydetmek, ya da şiir yazmak, hatta belki yolculuğun hakkında roman yazmak için kullanırsın.
Pensei que podias relatar o teu crescimento espiritual ou escrever poemas, ou até mesmo criar um romance.
- Çizgi roman okuyorum.
- A ler uma banda-desenhada.
- Evet, çizgi romanı bırak.
Pois. Guarda isso, está bem?
Times New Roman'da karar kıldık.
Comprometemo-nos com a Times New Roman.
Çizgi roman robotları çizgi roman robotlarına karşı.
São robots a lutar contra robots.
- FBI'ın çizgi romanı mı var?
- O FBI tem revistas?
45 gün önce düzelmek için bir tren yolculuğuna çıktım çünkü üniversitem beni sicim teorisini bulmaya zorluyordu ve en sevdiğim çizgi roman dükkânı yanıp kül oldu ve ev arkadaşım da nişanlanınca kız arkadaşım benimle aynı eve taşınmak istedi.
Há 45 dias atrás, embarquei numa viagem de cura sobre carris, porque a minha universidade estava a obrigar-me a estudar a teoria das cordas, e a minha loja de banda desenhada preferida incendiou-se, e quando o meu colega de casa ficou noivo,
Bir ton tarihi roman okudum, kardeşimle internetten oyun oynadım.
Leio imensa ficção histórica, jogo online com o meu irmão...
Ben Roman S...
Sou o Roman S...
Bo derin koma durumuna düşmek üzere, Roman.
A Bo é candidata a degradar-se, Roman.
Roman bana güveniyor.
O Roman confia em mim.
Değil mi, Roman?
Não achas, Roman?
- Hayır, Roman, ben alayım, teşekkürler.
Não, Roman.