Uyduruyorsun перевод на португальский
382 параллельный перевод
Ne zaman seni görmek istesem bahane uyduruyorsun.
Sempre que a quero ver, arranja uma desculpa.
Sen şarkı uyduruyorsun, onlar deliymiş gibi yapıyor.
Tu inventas canções, eles fingem-se zangados.
Kafadan uyduruyorsun.
Você está imaginando coisas!
- Ne uyduruyorsun? Bu sabah genç bir adam aradı.
O que estás a cozinhar?
Sen sadece uyduruyorsun...
Apenas para descobrir o que...
Şimdi kafanda ne uyduruyorsun?
Que enredo é que estás a tramar agora?
Ne diye böyle hikâyeler uyduruyorsun?
Por que inventas estas coisas?
Kâbus görmediysen de başka bir hikâye uyduruyorsun demektir.
Se não foi um pesadelo, estás a inventar outra das tuas histórias.
Arkadaşın burada altın falan bulmadı bunu sen uyduruyorsun.
Não tens nenhum amigo que encontrou ouro aqui, estás a falar de ti mesmo.
Anne, çok pis yalanlar uyduruyorsun.
Mãe, está levantando uma calúnia do nada. O que ela fez, afinal?
- Uyduruyorsun.
- Estás a inventar.
John, hep bu yalanı uyduruyorsun.
John, inventas sempre essa mentira.
- Bunları kafandan uyduruyorsun.
- Você imaginou tudo. - É verdade.
Hepsini uyduruyorsun.
Estás a inventar isto tudo.
Niçin bu öyküleri uyduruyorsun?
Por que inventas essas histórias?
Uyduruyorsun bunları!
As coisas que tu inventas!
.. Kafandan uyduruyorsun
Fazes a festa, deitas os foguetes...
Hepsini uyduruyorsun.
Inventaste tudo.
Sürekli hikayeler uyduruyorsun.
És uma meada de aldrabices, irmão.
Uyduruyorsun!
Estás a inventar, homem!
Hepsini de uyduruyorsun.
Inventaste-as todas!
Uyduruyorsun, bayım.
Está a querer tirar nabos da púcara.
Bunu sen uyduruyorsun.
Estás a inventar.
Lanet bir tünelde çığlık atıyorsun, hikayeler uyduruyorsun, yalanlar.
Gritas numa porcaria de um túnel, inventas histórias, mentiras.
Kendimi suçlu hissetmeyeyim diye... bunu uyduruyorsun.
Inventaste isso... para não me sentir culpado.
Birden azıyorsun, ve yabandomuzuyla gergedanlar uyduruyorsun.
Tem esses repentes e diz que são javalis e rinocerontes.
Bunları sen uyduruyorsun. Yapabilirsin.
É mania tua, és perfeitamente capaz.
Diğer numaralar işlemedi, ve sen de başka bir tane uyduruyorsun, tercihiniz geçen seferkinden daha hilekar.
As armadilhas anteriores não resultaram e inventa outra. De preferência ainda mais sórdida.
Bunları konuştukça mı uyduruyorsun?
Você está inventando sobre a marcha?
- Neden mazeret uyduruyorsun?
- Só evasivas...
O sözleri ve melodileri bulup, bunları nasıl birbirine uyduruyorsun bunu anlayamıyorum.
Não sei como consegues fazer rimas e melodias tão bem.
- Uyduruyorsun.
- Que lisonjeiro.
İstediğim tek bir şeyi yapmamak için bunları uyduruyorsun!
Com todas essas fantasias para não fazer nada do que eu quero!
- Bunları sen uyduruyorsun. - 4 bin insan Rhonda. Sezgilerini dinleyecek misin?
Queres ouvir a voz da lógica, sim?
- Bunları nerenden uyduruyorsun!
- Vai à merda.
Uyduruyorsun.
- Inventou isso.
- Uyduruyorsun. Kardeşin olmadığını biliyorum.
Sybok não pode ser seu irmão, pois sei que não tem irmãos.
Düş görüyorsun. Uyduruyorsun, bense gerçeği söylüyorum.
Fica com a tua versão, que fico com a verdade.
Uyduruyorsun, değil mi tatlım? Tamam.
Inventaste essa agora, não foi?
Bunları nerenden uyduruyorsun?
Onde foste tu inventar essa treta?
Bunların hepsini uyduruyorsun.
Estás a inventar isso tudo. Eu sei!
Ceketini kaybettiğin için uyduruyorsun bunları!
Nunca tiveste desculpa melhor por perderes um blusão...
Kıçından uyduruyorsun!
Kit, vai dar uma curva!
Ve bence yazamadığın gerçeğini gizlemek için bunları uyduruyorsun.
E acho que inventa estas coisas para esconder esse facto.
Bunları uyduruyorsun.
Isso é tudo imaginação tua.
- Uyduruyorsun! Uyduruyorsun
Ele está a inventar!
Nasıl uyduruyorsun!
Que está aí a dizer'
- Uyduruyorsun.
- Está a inventar.
Uyduruyorsun.
Está a inventar.
- Uyduruyorsun.
- Claro que não viajou.
Ne masallar uyduruyorsun?
Que andas a tramar agora?