Vurulmus перевод на португальский
2,416 параллельный перевод
Balistik raporu geldi. Polis Memuru Connor, Howard / Ortiz cinayetlerinde kullanılan aynı 45 kalibrelik silahla vurulmuş.
O Delegado Connor foi atingido pela mesma arma calibre.45 usada nos assassínios de Howard e Ortiz.
Kurban boynundan vurulmuş.
Vic o levou no pescoço.
Zincire vurulmuş götürülürken onu gördüm.
Eu vi-o quando me estavam a levar acorrentado.
Birisi hocasına vurulmuş anlaşılan!
Há alguma coisa com o professor?
VURULMUŞ
ALVEJADO
Vurulmuş.
Foi baleado.
Polis memuru vurulmuş.
Agente abatida.
Başın vurulmuş diyorlar.
Diziam que foi decapitado.
Jim Prideaux vurulmuş.
O Jim Prideaux levou um tiro.
- Noah vurulmuş olabilir!
- O Noah pode estar ferido!
Zencinin teki vurulmuş.
Um negro qualquer que foi morto.
50'lik tabanca ile lanet olası sırtından iki kere vurulmuş.
Ele levou um tiro pelas costas, por uma arma de calibre 50.
Yeni gelen bir habere göre geçen akşam 7 : 45 civarında The Queens Gazette'de köşe yazarı ve muhabirlik yapan Loren Bridges 31. Cadde Astoria, Queens'teki ofisinin önünde, infaz şeklinde silahla vurulmuş.
Recebemos a notícia que ontem, por volta de 19h45... a escritora e colunista da Gazeta de Queens, Lauren Bridges... foi executada com um tiro... na frente de seu escritório, na Rua 31, em Astoria, Queens.
Bebekler, yetişkinlerin arzularının tarihi yeniden yazmak için dışa vurulmuş şekli.
Os bebés são extensões do desejo adulto de reescrever a história.
Çok uzak bir yerden vurulmuş.
Foi um tiro de longa distância.
Yakın mesafeden vurulmuş olabilir.
É coerente com um tiro próximo. Qual é o diâmetro?
Bu moron zehirlenmiş ve vurulmuş.
Este palerma foi envenenado e alvejado.
Zehirlenmiş, vurulmuş ve bok içinde yuvarlanmış.
Envenenado, alvejado e esfregado em cocó.
Öyle bir ihtimal var tabii, ama aynı zamanda kafasına vurulmuş da olabilir.
É uma possibilidade, mas também pode ter sido golpeada na cabeça.
Ah, geyik av tüfeği ile vurulmuş.
E o veado foi morto com uma espingarda.
Kurbana ağır titanyum bir silahla vurulmuş olmalı.
Então a vítima deve ter sido golpeada por uma arma de titânio.
Tişörtündeki kanı gördüğümde, vurulmuş olduğunu sandım.
Quando vi o sangue na camisa, pensei que foras atingida.
Kurbanımız 9 mm. otomatikle vurulmuş.
A nossa vítima foi morta por uma 9 mm automática.
- Soyulmuş ve başından vurulmuş...
- Roubado e atingido na cabeça.
Bacağından vurulmuş.
Ele foi atingido na perna.
Birisi burada vurulmuş olmalı. Kaçmışlar.
Alguém foi atingido aqui.
- Böcekçi kız Charlie'ye mi vurulmuş?
A miúda dos insectos tem uma paixão pelo Charlie.
Sabaha karşı bir koruma görevlisi tarafından vurulmuş.
Ele foi morto por um segurança esta manhã, bem cedo.
Sanırım bana birazcık vurulmuş. Biliyordum.
- Acho que tem um fraco.
Vurulmuş olmalı!
Dispare novamente!
Vurulmuş.
Ele foi alvejado.
Tabancayla kafasına vurulmuş.
Ela levou uma coronhada.
En az 1 metre geriden vurulmuş.
- o tiro tem mais de 1 m de distância.
Vurulmuş.
Ele foi baleado.
Kurbanlardan biri kesin vurulmuş.
Um das vítimas definitivamente foi baleada.
Vivian Tinsdale gibi, kafasından vurulmuş.
Como a Vivian, ele foi baleado na cabeça.
Tamam, ne olmuş? - Başından vurulmuş.
O que temos aqui?
Göğsünden vurulmuş.
Foi alvejado no tórax.
Bir polis vurulmuş.
Um polícia foi atingido.
Kolundan vurulmuş.
Levou um tiro no braço.
Kafasından vurulmuş biri var.
Vítima de um tiro na cabeça.
- Ronin Gibbons mı vurulmuş?
- Atiraram no Gibbons? - Foi ele que atirou.
- Bir itfaiyeci görev sırasında vurulmuş.
Um bombeiro levou um tiro enquanto trabalhava.
- Doğru yerdesin 1 ya da 2 parmağı eksik Srag da vurulmuş
- Viestes ao sítio certo. - Falta um dedo ou dois. Eles foram baleados perto de Shirac.
- Yakın mesafede ensesinden vurulmuş.
Bala atrás da cabeça, à queima-roupa.
- Silahla vurulmuş.
- O que acha, Duck?
- Yakından vurulmuş.
Muito de perto.
Baltayla yedi kez vurulmuş.
Foi atingido sete vezes com um machado.
Kırılgan kurşunlarla altı kez vurulmuş.
Foi atingido seis vezes com munição frangível.
Girip çıkmış. Cobb en az bir kere vurulmuş olmalı.
Podemos assumir que o Cobb foi atingido pelo menos uma vez.
Lakin ne yazık ki çatışmada vurulmuş olacaksınız.
Mas lamentavelmente... mataram-te.