Yunanlılar перевод на португальский
290 параллельный перевод
Yunanlılar erken dönemde kilt giyerlerdi.
Está a ver... Os gregos, nos tempos antigos, costumavam usar um kilt.
Bana söylendiğine göre Yunanlılar Corinth'e bir ekip koymuşlar.
Acabo de saber que os gregos se agrupam em assembleia em Corinto.
Yunanlılar Corinth'te isteklerimi konuşmak için toplandılar.
Os gregos reuniram-se em Corinto, discutem as minhas exigências.
Yunanlılar'a ne gördüğümü söyleyebileyim diye.
Para que eu contasse aos gregos tudo o que visse.
- Kim? - Yunanlılar.
- De quem?
Antik Yunanlılar bu hastalığa yakalananları tanrıların sevdiğine inanırdı.
Os Gregos Antigos consideravam que quem sofria disto era favorecido pelos deuses.
Yunanlıların güzelliğe karşı büyük bir zaafları var.
Os gregos têm uma grande fraqueza pela beleza.
Yunanlılar, acıyı hafifletmek için meyveden daha iyi bir şey olmadığını söylerler.
Os gregos dizem que não tem nada melhor que a fruta para aliviar a dor.
" Norveçliler öğrenir Norveççe, Yunanlılar bilir Yunancayı
" Os noruegueses aprendem norueguês, os gregos aprendem o seu grego
Önce taş, sonra, Yunanlılar'ın "ışık taşı" olarak tabir ettiği mermeri yontmayı, zorlukları yaratıcılığa dönüştürmenin yollarını öğrendi.
"a pedra da Luz" como os Gregos lhe chamavam... aprendendo a descobrir os seus defeitos, e a aproveitar as suas potencialidades.
Ustanın kabahati, Yunanlıların yolundan sapmış olmak.
A falha dele está em se ter desviado demais dos Gregos.
Doğru dedin, hiçbir çağdaş sanatçı Yunanlıların mertebesine erişemez.
Verdade, nenhum artista moderno poderá ambicionar equiparar-se aos Gregos.
Öyle sanıyorum ki, Yunanlılar, "nepenthe" nin, uyuşturucunun... neden olduğu bir ruh durumu olduğunu düşünüyorlardı, muhtemelen haşhaşın.
Os gregos, acho, pensam em nepenthe como um estado da mente induzido pelas drogas, provavelmente haxixe.
Peki tüm bu Yunanlılar ve uzo mevzusu dönerken kocanın nerede olduğunu sorabilir miyim?
E onde estava o teu marido, posso perguntar enquanto esses gregos e o negócio do'ouzo'decorria?
Sam Amcanın istihkamcıları Yunanlılarla, omuz omuza savaşıyor. Anzaklar... buldozerleri bazuka olarak kullanıp dünyaya savaş öğretiyorlar, süngüleri bazuka gibi, kurşunları...
Os engenheiros de combate do Tio Sam à carga lado a lado com gregos... australianos, mostrando ao mundo um novo modo de lutar, com bulldozers como bazucas, baionetas como bazucas... balas.
Yunanlılar, Romalılar, Kartacalılar.
os gregos, os romanos, os cartagineses...
Savaş kabinesi ve Savunma Komitesi'nin görüşüne göre, eğer Yunanlılar Almanlara karşı kendilerini savunabilirlerse, onlara her türlü yardımı yapmalıydık.
Para o Gabinete de Guerra e para o Ministério da Defesa, se os gregos se fossem defender contra os alemães, nós devíamos ajudar no que fosse possível.
Yunanlılar bunu hızlandırmak istiyordu.
Para muitos gregos, o que fez foi acelerá-lo.
İngilizler, Avustralyalılar, Yeni Zelandalılar Hindistanlılar, Güney Afrikalılar Yunanlılar, Lehler, Çekler ve Özgür Fransızlar.
Britânicos, australianos, neozelandeses, indianos, sul-africanos, gregos, poloneses, tchecos e franceses livres.
Bütün Yunanlılar eşcinseldir.
Todos aqueles gregos eram homossexuais.
Yunanlılar o kadar uzun yayın yapmıyorlar.
E os gregos nunca transmitem tanto tempo.
Yunanlılar mukaddesmiş.
Abençoado o grego.
- Yunanlılar mı?
- O grego?
Eski Yunanlılar ve Amerika'nın yerlileri kızılderililer ise, saplı bir tava yerine büyük bir ayının kuyruğunu gördüler.
A cauda de uma grande ursa, era o que os antigos Gregos e os Índios Americanos viam, em vez de uma grande colher.
Antik Yunanlılar insani olayları Fates isimli üç tanrıçanın ördüğü bir kilimin belirlediğini düşünmüşler.
Os antigos Gregos imaginavam o curso dos eventos humanos como uma tapeçaria, criada por três deusas, as Moiras ou Parcas. ( Filhas de Zeus )
İyon Yunanlıları'nın bilimsel geleneği ortaya çıkıp gelişmeseydi ne olurdu?
Se o espírito e a tradição científica Jónica, dos antigos Gregos Jónios, tivesse prosperado, florescido e predominado?
Aristo, insanlığın Yunanlılar ve Barbarlar olmak üzere ayrıldığını iddia ediyor idi. ve bu nedenle Yunanlılar'ın kendilerini saf tutmaları gerektiğini savunuyordu..
Aristóteles argumentava que a humanidade estava dividida em Gregos, e nos outros, a que chamava'bárbaros'e que os Gregos se deviam manter puros racialmente.
Bu nedenle, Yunanlılar'ın diğer tüm insanları kendilerine köle yapmalarının uygun olduğunu düşünüyordu..
Ensinava, que para os Gregos era conveniente escravizar os outros.
Fakat aslında, Yunanlılar kendi üstünlüklerinden emindi...
Mas na prática, os Gregos estavam confiantes da sua superioridade.
Eski Yunanlılar gücün mekanizmasını anlamışlardı.
Os Antigos Gregos, como habitualmente, entendiam muito bem a mecânica do poder.
Onları Yunanlılar yakaladı. Anladın mı? Neyi?
Os gregos apanharam-nos.
- Yunanlılar yakaladı.
Percebes? O quê?
İranlılar, Meksikalılar, Bolivyalılar, Yunanlılar, Türkler.
Aqueles iranianos, mexicanos, bolivianos, gregos, turcos.
Yani Yunanlıların "kelebek-ruhu".
Do grego, borboleta : Psique.
Antik Yunanlılar yazılarında, dünyadaki tüm belaların kapatıldığı dehşet verici bir kaptan bahsetmişlerdir.
Os gregos antigos escreveram sobre um terrível depósito, onde todos os males do mundo estavam encurralados.
Sarhoş yunanlılar kalabalığında işe yarıyor.
Óptima no meio de uma multidão de gregos bêbedos.
Ne Romalılar ne de Yunanlılar sıfır diye bir kavrama sahipti.
Sabiam que nem os gregos nem os romanos sabiam usar o conceito de "zero".
Yunanlılar, Turuvalılar, Romalılar, Hunlar onların birbirlerini kesecek kadar çılgın olmaları benim hatam değil.
Gregos, troianos, romanos, hunos... Não tenho culpa que gostem de se matar uns aos outros.
Yunanlılar'ınkinden belki de?
Os grandes clássicos homicidas?
Yunanlılar bunu biliyordu.
Os gregos sabiam-no.
Yunanlıların tiyatrosu ve tanrıları var.
Os gregos tinham o teatro e os seus deuses.
Yunanlılar Yardımlaşma Derneğimi?
O Centro recreativo para nerds?
Şimdi Yunanlıların karşısına bu 4 aptalla çıkmamızı mı bekliyorlar?
- Sim, é "Rainha Margherita".
İtalyanlar, Yunanlılar, benim yüzüm, benim ırkım.
"Italianos, gregos, meu rosto, minha raça".
Benim için daima Shirley olacaksın, Yunanlıların güzellik tanrıçası.
Chamo-me Dorothy.
Bu sefer hangi Yunanlıları seyrediyoruz, Fritz?
Que maravilha vamos ver hoje, Fritz?
- Eski Yunanlıların ezeli sorunu. - Oh, hadi ama!
- "O velho problema dos antigos gregos..." - "Oh não, por favor!"
Yunanlı istilacılar, Mısırlılar için Yunanlı'ya benzeyen yeni bir tanrı yarattı..
Os conquistadores Gregos tinham inventado um novo deus para os Egípcios, mas ele tinha semelhanças notavelmente gregas.
Yunanlıların bununla ilgisi ne?
- Os gregos apanharam-nos.
Siz, Yunanlılar beni ilgilendiriyor mu sandınız?
O que é que os gregos têm a ver com isto? Pensam que os gregos me interessam?
Ben yakındaydım. Adamlar sadece hazırlıksız yakalandılar. Yunanlı tavukların saldırısına uğradığımızı düşündüler.
Farina foi atacado por uma galinha e reagiu - justamente, quanto a mim -, a tropa, apanhada de surpresa... achou que eram atacados por galinhas gregas e...