Zafere перевод на португальский
544 параллельный перевод
"AsiI Arrius ogIunuza saygiIarini gönderiyor çünkü yarisIarda bu arabayi üç kez zafere sürdü."
"Nobre Arrio, César envia este tributo ao vosso filho por três vezes ter levado a sua quadriga à vitória nas corridas."
Zafere giden yoldaki il adım...
O primeiro passo para a glória.
Haydi şimdi savaş meydanına çıkın ve adamlarınızı zafere götürün.
Agora vá para o campo de batalha e leve-nos à vitória.
- Sen bizi yönetmeden asla zafere ulaşamayız.
Sem tu para guiar-nos, nunca triunfaremos.
Bir süre sonra savaşta Mick bizzat onlara önderlik edecek ve onları zafere taşıyacak.
Num dado momento, o próprio Mic guiá-los-à na batalha... e levá-los-à à vitória.
Yoldaşlar. İlk beş aylık planımız tüm çiftliği zafere taşıdı. Ve bu şanlı haberi duyurma zamanı artık geldi.
O nosso primeiro plano de cinco meses é um grande triunfo para a'Quinta, e chegou a altura de divulgar as gloriosas notícias.
İzin ver, memurun olup cezanı biz uygulayalım, zafere ulaşıp sana övgüler sunalım.
Nos torna em Teus ministros do castigo, para que na vitória te possamos louvar.
Zafere giden yolda heba ettiğin birliklerin ne kadarı işime yarardı acaba?
Quantas tropas eu podia usar... que você destruiu na sua busca de glória?
Şimdi de... zafere.
E agora, ao vitorioso.
Ama, bu çekilmeyi bile zafere dönüştürmüştü.
Mas até isso ele transformou em glória.
Bu ıssız bölgede yenilgiyi zafere çevirdiniz.
Aqui, na selva tornaram a derrota em vitória.
Şey, Lloyd, zafere dostların paylaşabileceği bütün iyi şeylere.
Bem, Lloyd, aqui está à vitória e a todas as coisas boas que os amigos podem compartilhar.
Beş kez atlarımı zafere götürdü.
Cinco vezes levou os meus cavalos à vitória!
Halkım takımını Mesala'ya karşı zafere koşturacak biri için dua ediyor.
Judá Ben-Hur, o meu povo anseia por um homem que nos leve à vitória sobre Messala!
Tüm dünya Drummond'a karşı elde edeceğimiz zafere tanıklık edecek.
Todos verão como derrotaremos Henry Drummond.
İsis ve Serapis davanızı zafere ulaştırsınlar.
Que Isis e Serápis permitam a vitória da tua causa.
- Bu Yunanlar'ın zafere döndürüp adamlarının moralini bozduğu saldırıları kes.
- Pára estes ataques sem sentido, que os gregos tornam em vitórias, desmoraliza os nossos homens.
Bu adam sizin kolayca vazgeçtiğiniz zafere götürecek sizi.
Este homem vai levá-lo à vitória que você previu tão facilmente.
Bu son kahramanlık mesajı Yunanistan'ı zafere götürdü.
Esta última mensagem dos falecidos heróis animou a Grécia até à vitória.
Adı geçen adamlar, gözü pek ve cesur davranışlarıyla, bu birliği pusuya karşı tam zamanında uyarmış ve böylelikle muhtemel bir yok oluşu zafere çevirmişlerdir.
Estes homens, que através da sua acção ousada e valente... conseguiram alertar este comando de uma emboscada... e assim transformar uma possível chacina numa vitória.
Adaleti zafere ulaştırıncaya dek. "
Em teu nome as nações pagãs porão sua esperança.
Bizi zafere götüreceksin.
Conduzir-nos-á à vitória.
Zafere ulasınca ordunun görevi biter.
Na hora da vitória, os militares terão cumprido o objectivo.
Eğer kişi, güce ve zafere giden yolu biliyorsa hayat kolay olabilir dostum.
E pode ser fácil, amigo... se um homem souber o caminho do poder e da glória.
Kanlı yatağına hoş geldin ya da zafere.
Bem-vindos ao vosso leito sangrento... ou à vitória!
Sadece bir sopa taşıyarak Çin İmparatorluk ordusunu zafere taşıyan adam. Gordon'u Hartum'a yolla. - Ordusuz?
Conduziu os exércitos do imperador da China à vitória só com uma bengala.
Zafere kadar kemer sıkma.
Austeridade até a vitória.
Kanatlarını açıp zafere doğru uçmak istemiyor musun?
Não queres estender as tuas asas e voar para a glória?
Hayır, "Winnie'yle zafere koşarsınız!".
Não! "Ganhem com o Winnie!"
Çok yakında Zafere koşacağız
Significa que... em breve temos de partir.
Zafere selam!
Sieg heil, sieg heil!
Zafere selam.
Viva a vitória.
Onunla yürüyen herkes zafere ulaşmalı.
Todos os que confiarem nele conhecerão a glória.
Onun yerine, altında, Başkomutan Togo'nun, filosunu Ruslar'a karşı tarihi bir zafere götürdüğü meşhur "Z" bayrağını göndere çekeceğim.
Em vez disso, içarei a famosa bandeira "Z" sob a qual o Comandante-Chefe Togo liderou a sua frota para a vitória, na batalha histórica contra os russos.
Yenilgiyi zafere çevirecek!
Blucher transformará a derrota em vitória!
Dinin inanışlarınız ne olursa olsun hepiniz, bir bütün olarak savaşmak... ve becerilerinizi zafere adamak için kutsal yeminler ettiniz.
Vocês fizeram um juramento. Lutar como um grupo e descansarmos durante o Inverno, seja qual for a religião de cada um de vós.
Ancak ben sağ kalırsam, zafere ulaşırız.
Nós só vencemos se eu permanecer vivo.
Özellikle bu zamanlarda, ülkemizin birliğe ihtiyacı olduğu ve... zafere bu kadar yakınken, hala bozguncuların sesini duyuyoruz!
No momento em que a Pátria está unida na certeza da Vitória, ainda se ouvem certas conversas derrotistas.
Onlara göre Moskova'yı vakit geçirmeksizin ele geçirmek demek kesin zafere ulaşmak demekti.
Capturar a capital russa sem demora, segundo os generais seria decisivo.
Yunanistan ve Girit'te uğradığı küçük düşürücü başarısızlık sonrası, zafere ihtiyacı vardı.
Precisava de uma vitória, sobretudo depois das humilhantes derrotas na Grécia e em Creta.
Zaferden zafere koşuyor.. .. ve Fransa'yı kana boğan aristokrat aileleri eziyor.
Admiro o Navarra, vai de vitória em vitória, e esmaga os partidos das grandes famílias, que ensanguentaram a França.
"Mermiler vücudunu delip geçer ama o etkilenmez. " Traagları, Jankolara karşı zafere ulaştırdığından beri... "... usu düzenli olarak...
Que o seu corpo, perfurado por projécteis, não se altera, e que o seu espírito viaja através dos céus de Ygam em intervalos regulares desde a primeira invasão Jankos, rechaçada pelos exércitos Traggs sob a sua direcção.
Galibiyet için özveri gerekliydi. Kesin zafere olan inançları hâlâ tamdı.
O sacrifício era necessário para a vitória e acreditavam que a derradeira vitória ainda era indiscutível.
Tüm düşmanları yeninceye kadar zaferden zafere koşacağız.
Esperamos ir de vitória em vitória, até que ele fique sem inimigos.
Bizi, Pearl Harbor'da zafere ulaştıran adam, aniden aşırı dikkatli oldu.
De repente, o homem que nos conduziu à vitória em Pearl Harbor está paralisado pela cautela.
Şerefle giy seni zafere taşıyacaktır
Leve-a com orgulho e te guiará a vitória!
Hollywood'a... ve zafere!
Para Hollywood e para a glória!
Genç bilim adamı Doktor Serizawa olmasaydı bu zafere erişilemezdi.
Não conseguiriamos obter esta vitória se não fosse o cientista, Dr. Serizawa.
Düşmanın sıkıştırdığı birliğimizi kurtarmamız gerekiyor askerlerimize ve silahlarına güç vererek zaferden zafere koşmamızı düşmanımızın zayıf tarafını bularak onu yenmemizi insanlar ve ülkeler arasında adaleti kurmamızı sağla.
"Escuta-nos, por favor, " como soldados que a Ti apelam, " para que armados com o Teu poder...
Kış iyice yerleşmeden kesin zafere ulaşacaklarına inanmıştı.
Convencido de que a vitória seria sua antes do Inverno começar, ordenou aos generais que prosseguissem.
- Zafere.
À vitória.