Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ Ş ] / Şe

Şe перевод на португальский

1,534,564 параллельный перевод
Düzgün bir şekilde motive edilirsem sanırım bunu yapabilirim.
Poderia fazê-lo se tivesse a motivação certa.
İkimizin de pişman olacağı bir şey söylemeni istemem.
Não quero que digas nada de que um de nós se venha a arrepender.
Söyleyecek bir şeyin varsa, söyle gitsin.
Se tens alguma coisa a dizer, di-lo.
Bir yerlerde, birilerinin halkin öğrenmesini istemediği bir şeyin içindeyim.
Descobri algo que alguém não quer que se torne público.
Lucerne'de ne olduğunu hatırlıyorsun, değil mi? - Kate.
Lembras-te do que se encontra em Lucerna, não?
Şimdi bunun benim hafızamla ilgili olduğunu mu düşünüyorsun?
- A mim? - Trata-se da minha memória?
Bu o geceyle mi alakalı?
Relaciona-se com essa noite?
Bay Kaplan adamlarım fısıldıyor.
Kaplan de quem se fala.
Masallar hayat buluyor.
O conto de fadas tornou-se real.
Uluslararası silah satıcısı, kaçakçı, birinin hayal edebileceği neredeyse her yasadışı ticaretin adamı.
Traficante de armas internacional, um contrabandista. O homem de qualquer ofício ilícito que se possa imaginar.
Düşmanının arkadaşın olmasını istiyorsan, onun için bir sorun yarat ve sonra da onu çöz.
Se quer que um inimigo se torne seu amigo, arranje-lhe um problema e resolva-o.
Ve böylece düşmanım arkadaşım olacaktı.
E então... -... o inimigo tornar-se-ia meu amigo.
Ve Bay Kaplan Hans'ın cesedinin yok edilişini gördü.
E o Mr. Kaplan encarregou-se do corpo de Hans.
Şu anda, kalıntıları FBI'ın gözetiminde.
De momento, os restos mortais encontram-se sob a custódia do FBI.
Hey, unutma. Bunu ona sen yaptın. Ben değil.
Ei, lembre-se de que é você o responsável e não eu.
- Beni hatırlamıyorsun değil mi?
Não se lembra de mim, pois não?
Eğer sakıncası yoksa, seni ve adamını arayacağız.
Se não se importa, temos de os revistar.
İç savaşa katılmak istemiyorsan arkadan ormana çıkmalısın.
Se não quer juntar-se à guerra civil, o melhor é sair em direção ao bosque.
Neler oluyor? Krilov'a ne oldu?
O que se passou com o Krilov?
Bunun arkasında Kaplan varsa ve amacı Red'e zarar vermek ise, Ressler'ın Hitchin'ı indirmesinin faydası ne?
Se Kaplan faz isto para prejudicar Reddington, porque usa Ressler para atingir Hitchin?
Sanırım gitmelisiniz.
Acho que devia ir-se embora.
Ama silahı bırakırsan bunu halledebiliriz.
Se pousar a arma, podemos resolver isto.
Hitchin'in adamlarının Reven'in cesedini imha ettiğini gören bir tanık buldum.
Encontrei uma testemunha que viu Hitchin livrar-se do corpo de Reven.
Bu işten kurtulmasına izin vermeyeceğiz.
- Não. Não permitiremos que se safe.
- Arkanızı döner misiniz?
Importa-se de se virar?
Gelmeseydin beni vuracağına gerçekten emindim.
Se não tivesse aparecido, penso que ele teria disparado.
Ama hatırlasaydım işinde pek iyi olmazdın.
Mas não seria bom no que faz se me lembrasse.
Gerekirse onunla konuş.
Fala com eles se necessário.
Ben hep hatırlarım.
Se fosse eu lembrava-me.
Reddington görev gücünün dağılmaya başladığı tarih bu.
É o dia em que o grupo do Reddington se começou a desmoronar.
Ve bunun karşılığında, onun kanundan bir adım önde olmasına izin veriyorsunuz, değil mi? - Neden beni görmek istedin? - Seni görmek istemiyordum.
E em troca permite que ele se antecipe.
Öleceksem, ölürüm.
Se morrer, morro.
Kazanırsam, bu halkının sonu demektir.
Se eu vencer, isso significaria o fim do teu povo.
Çiğnersek kaybederiz, Ve kaybedersek ölürüz.
Se as quebrarmos, perdemos, e se perdermos, morremos.
Bu kanla ilgili, kader buysa Bugün benim kanım akacaktır ve halkım için tüm umutlar bitecek sonra sığınağın kime kaldığı veya kimseye kalıp kalmadığı hiç umrumda değil.
Se o destino entender que o meu sangue seja derramado aqui, hoje, e que toda a esperança para o meu povo está perdida, então não me interessa quem ficará com o bunker, ou se alguém ficará.
- Gerçekten o muydu bunu bile bilmiyorsun. - Ordakilerden herhangi biri olabilir.
- Não sabes se é ela.
O savaş alanında yakalanırsan, bedelini hep birlikte öderiz.
Se te apanham no campo de batalha, todos pagamos por isso.
Ve sence burada dikilip hiç bir şey yapmamalı mıyım?
Se estiver certo, Azgeda tem dois povos nesta luta e morreremos à mesma. E achas que devo ficar aqui e não fazer nada?
Sonunda sadece ikimiz kalırsak, ne olacak? Birimiz ölmeli.
No final, se tudo se resumir a nós dois, o que acontece?
İkinizin uzak duramayacağını bilmeliydim.
Devia ter calculado que vocês os dois não se afastariam.
Beni öldüreceksen, bitir işimi.
Se vais matar-me, despacha-te.
İzcileri çağırırsam, hemen oracıkta infaz edilir...
Se chamar um batedor, ela será executada de imediato.
Octavia iyi gidiyor.
A Octavia está a safar-se bem.
Kazanırsa, Gerçekten ne öğrendiğini görürüz.
Se ela vencer, veremos o que aprendeu verdadeiramente.
İnsanların temelde iyi olduklarına inandığımı söylediğinde söylerken haklıydın, onları bu dünyadan söküp alırsan onlara barışın yolunu gösterirsen karanlık aydınlanır, benim içimdeki karanlığın aydınlanması gibi
Tinhas razão quando disseste que eu dantes achava que as pessoas eram boas. Se as levasses deste mundo e lhes mostrasses como é a paz, a escuridão desapareceria. Tal como a escuridão em mim desapareceu.
Eğer sadece bir klan sağ kalacaksa bizimki olmasında sakınca yok. Clarke, buna razı mısın?
Se só um clã pode sobreviver, é melhor que seja o nosso.
- Bir sorunun mu var? Gezegen öldürücü bir astroitin dünya'ya çarpıp..... çarpmayacağına, yolumuza çıkmacağına bağlı.
Depende se um asteroide com potencial para matar o planeta se dirige para nós.
Gidemem, ama kalırsam,... daha fazla sır yok istemiyom.
Não posso ir. Mas se ficar... - acabaram-se os segredos.
O kadar zekiysen, icat et de görelim.
Se és assim tão inteligente, inventa-a. Vem trabalhar connosco.
Herhangi bir problem yaşarsan, o özel bir arkadaşım.
Se tiveres algum problema, ele é um amigo chegado.
... ismi Walter Carnahan, yüksek güvenlik yetkisine sahip..... uydu operasyonlarında çalışıyormuş.
Chamava-se Walter Carnahan, era um operador de satélite com acesso ultra secreto.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]