Farkında değildim перевод на русский
349 параллельный перевод
Bilirsin, Venedik'te ilkbahardı ve ben çok gençtim ne yaptığımın farkında değildim.
Видишь ли, это было весной в Венеции, я был так молод я не понимал, что делаю.
Ne yaptığımın farkında değildim.
Я не понимала, что делаю.
Sizi rahatsız ettiğimin farkında değildim.
Я не думал, что потревожу вас.
- Yakalamasaydım. Tehlikenin hiç farkında değildim.
Я не думаю вообще-то, что это опасно.
Ondan ne kadar nefret ettiğim dışında hiçbir şeyin farkında değildim.
Меня переполняла всеобъемлющая ненависть к нему.
Böylesine kandırıldığımın farkında değildim.
Я и не догадывалась, что настолько ошибаюсь.
Çalıştığımın farkında değildim.
О, но я не знала, что это была работа.
Ne yaptığımın farkında değildim.
Я даже не понимала, что делала.
Sizi gücendirdiğimin farkında değildim.
Я и не знал, что имел несчастье вас обидеть. Простите меня!
Korku ve endişelerin sensörlerde göründüğünün farkında değildim.
Мне незнакомо беспокойство, но я не думаю, что сенсоры могли бы его засечь.
Ben Romulan toplumunun o yönünün farkında değildim.
Я не знал об этом аспекте ромуланского общества.
Farkında değildim.
Я не знал.
Sen ortaya çıkana kadar zayıflıklarımın farkında değildim.
Я никогда полностью не осознавал своих слабостей, пока вы не извлекли их на свет.
- Farkında değildim.
Как мне показалось - нет.
Birlikte olduğumuzun farkında değildim? 'Birlikte'mi?
Я не понимаю этой шутки юмора.
Ne kadar para kazandığımın farkında değildim.
Я просто не осознавал тогда, сколько во мне было злости...
Bunun farkında değildim.
Был не в курсе. Спасибо.
Gülümsediğimin farkında değildim ama rahatsız oluyorsan yapmam.
Я и не знал, что улыбаюсь, но если это раздражает тебя, могу прекратить.
Bu kadar geç olduğunun farkında değildim.
Я и не думал, что уже так поздно.
Oynadığımın farkında değildim.
Я и нe зaмeчaл.
Yürüyemiyordum ve babam bana yazana kadar sağır olduğumun farkında değildim.
Я не мог гулять и не знал, что оглох, пока мой отец не написал мне об этом.
önceleri farkında değildim ama çocukluğumun bir bölümü elimden alınmıştı, sonsuza dek
Я и не заметил, как от меня навсегда ускользнула часть детства.
"Ölüm Oyunu" için çalışıyordum. Zamanın farkında değildim.
Я работал над "Игрой смерти".
Bir cinayetle uğraşacağımın farkında değildim.
Ладно-ладно, я же не знал, что речь идёт об убийстве.
Kardeşimden önce başka androidler de yarattığının farkında değildim.
Я не знал, что он конструировал андроидов до того, как создал моего брата.
Özür dilerim, yaptığımın farkında değildim.
Извини, я не заметила.
Her zamanki gibi yine ben kazanıyordum ve farkında değildim.
Я, как всегда, выигрываю и не замечаю.
İnsanların yaşlanmaya olumsuz gözle baktıklarının farkında değildim.
Я не знал, что люди воспринимают старение так негативно.
İnsanların halen kitaplarımı okuduğunun farkında değildim.
Я и не думал, что люди всё еще читают мои книги.
Geldiğinin farkında değildim.
Я и не знала, что ты уже здесь.
Saatin kaç olduğunun farkında değildim.
Я потеряла счет времени.
12 Klingonlunun bir küme oluşturduğunun... farkında değildim, Bay Baris.
Я не согласен, мистер Бэрис, что 12 клингонов можно считать толпой.
Hayır, farkında değildim.
Нет, я был не в курсе.
Bu tip bir hukuk şirketi olduğumuzun farkında değildim. Ben de öyle.
Я не думала, что у нас юридическая фирма такого пошиба.
O gidene kadar da bunun farkında değildim
Sienna
Günde 20 adet kayıt yapmam ve her gece resmi raporlar doldurmam gerektiğinin farkında değildim.
Я не знала, что буду делать по 20 записей в журнал каждый день и заполнять официальные отчеты каждую ночь.
Bu görev için, koruyucu elbisenin gerekli olduğunun farkında değildim.
Я не знала, что для этой миссии нужен защитный костюм.
Birbirinizi tanıdığınızın farkında değildim.
- А я и не знала, что вы знакомы.
O kadar yüksek olduğunun farkında değildim.
По-моему, это не громко.
Özür dilerim. Ne dediğimin farkında değildim.
Я просто не сообразила, что сказала.
Julian'la ilgili neler hissettiğimin gerçekten farkında değildim.
Я правда не осозновала, что я испытываю к Джулиану.
Daha önce derelerin böyle harika bir ses çıkardığının farkında değildim.
Никогда не замечал, что ручей так красиво журчит.
- Farkında değildim.
Я не знал... Ерунда.
Bu kadar mutsuz olduğunun farkında değildim.
Я знаю, что жизнь здесь - это не решение проблемы.
Çalındığında orada değildim. Çalındığı fark edildiğinde oradaydım. O kocakarının şişko boynu çıplak kaldığında öğrenmiştim.
Меня не было там, когда они были украдены, а только тогда, когда обнаружили что старая кошёлка носила на своей жирной шее фальшивые драгоценности.
Savaşa gidene kadar farkında değildim.
Я до войны его и не замечал.
Son konuşmamızda bilemiyorum, belki acelem vardı söylemedim. Söylemediğimin farkında bile değildim.
Во время последнего нашего разговора я не знаю, я спешил и не сказал, и даже не понял, что не сказал.
Kiralık bir adam olabilirdim... ama aslında bir katil değildim. Belki Doyle'a göre arada pek bir fark yoktu.
Мне следовало бы найти себе пистолет... но я не был убийцей.
- Hiç farkında değildim.
Я понятия не имела.
Farkında bile değildim.
- А я и не заметил.
Kaybettiğimin farkında değildim.
Я не знал, что потерял ее.