Him перевод на русский
800 параллельный перевод
"Ve Ben ona dayanamiyom"
"And I can't stand him" ( "И я не могу терпеть его!" )
Ona niye vurdun?
What'd you hit him for?
Oğullarını geri al and geniş cüppenle onları sar.
"да заверни в свои широкие одежды," Take back thy son and wrap him in thine ample robe
Ne demek istedi'top him'demekle?
- Что это значит "вздернуть его"?
Tanrı biliyor ya, onu ele geçirdik!
Всем в походный ордер. Ву Gоd, wе hаvе him!
Babam ister, tahsilli birini...
For Papa, make him a scholar
Annem ister, çok zengin birini...
For Mama, make him rich as a king
Chava! Onu buldum Şanslı bir gelin olacaksın.
Chava, I found him Will you be a lucky bride
Geçti aslanın ininden!
Walked him through the lion's den
Şöyle bir çevirdi İşte bir mucizeyle,
Turned him around and miracle of miracles
Bak kavuşturdu Cennete.
Led him to the Promised Land
Ve onu seviyorsan eğer
And if you love him
AH, onunla gurur duy
Oh, be proud of him
Kollarını uzat, sarılsın
Give him two arms to cling to
Onu sevdiğiniHaykırdünyaya
And tell the world you love him
Onu sevdiğiniHaykırtüm dünyaya
And show the world you love him
Kokainman olmasına rağmen onu severdi
She loved him though he was cokey
- Onu başka yere naklet yeni bir başlangıç için -
Gave him a transplant for a brand new start
- "La Bo-him" - "La Bohéme" - opera.
- "Ла Бо-Хим" - "Ла Богем" - это опера.
# Onu evine götüreceksin #
# You'll take him home
# Yüzüne tükürecek durmadan sataşacaksın #
# You'll spit and taunt him
It is better tie him, Ona telefon edeyim de kimin geleceğini bilsin.
Я позвоню ему и предупрежу.
Çünkü hareketsizlik o erirken onu taşıyan güç olmuştur hep.
can stand being there only because immobility carries him
Başlangıçtan beri ulak hep kendini taşımış olandır.
the carrier who is of forever carrying him from the beginning.
He had to go but I won't miss him
Мэри Тайлер Мур Джордж Сигал
Ve Bradley'i deli gibi sevdim.
"And Bradley... "... l loved him madly
I don't even have a picture of him.
У меня даже нет его фотографии.
I wanted to get him out of my hair.
Я хотел оторвать его от своих волос.
Önceki "Tell Him" di. Şimdiki de "Ooh, ooh Child."
Раньше это была "Скажи ему", а теперь "О, о, ребенок".
SENİ SIKICA SARMASINA İZİN VER
♫ LET HIM HOLD YOU TIGHT ♫
ONA HAYIR DEMELİSİN
♫ YOU MUST TELL HIM NO ♫
I thought I could help you sell him on it. I thought he was already in.
Я решил, что вы уже с ним договорились.
Kendine zarar vermeden önce yardıma ihtiyacın var.
Let them take him. Тебе нужна помощь, а то ещё поранишься.
I can't wait to get "sous-neath" him.
Не могу дождаться, когда окажусь "sоus" ним.
Onu burada bağlayıp bırakmalımıyım?
Should I secure him here?
Put him on the stands, he'll just give Hernandez credibility.
Он подтвердит любые слова Эрнандеса.
You wouldn't know him yet, but he is so depressing, yet so divine.
Вы бы не узнали его, Он такой гнетущий, и вместе с тем пророческий.
Ona ne olacak?
What wiII happen to him?
Walter Lippmann onun için hem en iyi hem de ordu üstünde sivil kontrolü kuran ilk savunma bakanı diyor.
Уолтер Липман называет его не только лучшим министром обороны... Walter Lippmann calls him both the best secretary of defense но ещё и первым, кто когда-либо устанавливал гражданский контроль над военщиной. ... and the first one to ever assert civilian control over the military.
Eleştirenleri ise ona "sahtekar" "ayaklı IBM makinesi" "küstah bir diktatör" diyor.
Его критики, называют его : "зубрилой", "ходячим компьютером"... His critics call him a "con man," "an IBM machine with legs" и "высокомерным диктатором". ... "an arrogant dictator."
Ben de ona yardım etmeye çalışıyordum.
Я пытался помочь ему предотвратить войну. I was trying to help him keep us out of war.
Birinin ayağı kaysa silindir üstünden geçer herkes güler ve devam ederdi.
Somebody would slip, the roller would roll over him все смеялись и продолжали. Кто-то засыпал, ролик перезжал его... ... everybody would laugh and go on.
Bir kerede iki kelimeden fazla kullandığını hiç duymadım.
Я никогда не слышал от него... I never heard him say больше двух слов подряд. ... more than two words in sequence.
Hiç tanışmamıştım.
Four o'clock, Sarge comes in. Never met him.
"Bunu da tahmin ettik. Onunla görüşmeyi kabul eder misiniz?" dedi.
He said : "Anticipating that вы сделаете ему любезность, согласившись встретиться с ним?"... would you do him the courtesy of agreeing to meet with him? "
Onu hiç bu kadar üzgün görmemiştim.
Я никогда не видел его... I've never seen him более расстроенным. Он полностью побледнел.
Görevini halkımızın çıkarına olduğuna inandığı şekilde yürütmesine yardım etmeye çalışmak benim sorumluluğumdu.
... who'd been elected by the American people. И это была моя ответственность - попытаться помочь ему... And it was my responsibility to try to help him выполнять службу - так как он верил, что это было в интересах наших людей.
Atlanta belediye başkanı şehri kurtarmak için ona yalvarmış.
... the mayor of Atlanta pleaded with him to save the city.
" Tanrım, durumum çok karışık.
You can just see him thinking : " My God, I'm in a hell of a mess.
Hadi. l got him from here.
Я держу его.
Onu oraya ben gönderdim.
... I sent him there И я был там, я знаю, каково это...